Mustafa Avkıran - Övül Avkıran 10+
anneannem için...
müzik tiyatro
konsept ve kurgu : Mustafa Avkıran yönetim : Mustafa Avkıran, Övül Avkıran
koreografi : Övül Avkıran
müzik düzeni : İhsan Kılavuz, Sema
müzik düzenleme : Cumhur Bakışkan
sahne-kostüm tasarımı : Ali Cem Köroğlu
ışık tasarımı : Yüksel Aymaz
proje asistanı : Şirin Aktemur Toprak
oyuncular : Övül Avkıran, Mustafa Avkıran,
şarkıcılar : Sema, İhsan Kılavuz, Nuri Harun Ateş
perküsyon : Murat Bekin
klarnet : Kamucan Yalçın
viyolonsel : Çağlayan Çetin
kontrbas : Selahattin Yazıcıoğlu
bağlama : Eser Gündüz
ortak yapımcılar : İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, Züercher Theater Spektakel,Stadtschouwburg Amsterdam, Stadtschouwburg Utrecht, Rotterdamse Schouwburg
Süre: 75 dk. - Ara yoktur
Aşura, aşur, aşure;
Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem'in onuncu günü.
Dünyanın yaratıldığı gün.
Hz. Adem ile Havva'nın cennetten kovulduğu
ve Hz. Adem'in pişman olduğu gün.
Hz. İbrahim ve Hz. Musa ve Hz. İsa
ve Hz. Yahya'nın doğduğu gün.
Hz. Musa ve kavminin Mısır'dan göçtüğü gün.
Hz.Yakup'un, oğlu Yusuf'a kavuştuğu gün.
Hz. Eyyub'un yaralarının iyileştiği gün.
Hz. Nuh'un gemisinin Cudi Dağı'na oturduğu gün.
İmam Hüseyin'in Kerbela'da şehit edildiği gün.
Hz. Nuh, tufandan kurtuldukları gün, bir şükran borcu olarak
arta kalan yiyeceklerden bir yemek pişirdi ve buna aşure denildi.
Aşure gününü Tevrat, "kefaret" günü olarak gösterir.
Hristiyanlar, mahşer gününün aşure günü geleceğine inanır.
İslâm'dan önce Yahudiler, aşure günü oruç tutardı.
Cahiliye devrinde Araplar, aşure günü oruç tutardı.
Ramazan ayında oruç farz oluncaya kadar Müslümanlar,
aşure günü oruç tutardı.
Şiiler, İmam Hüseyin'in Kerbela'da şehit edildiği gün olan
on Muharrem'i matem günü sayarlar ve Muharrem'in biri ile onu arasında
gülmez, et yemez, yeni giymez, yeni bir işe başlamazlar.
On muharrem dövünme ve yas günüdür.
On muharrem dövünme ve yas günüdür.
On muharrem dövünme ve yas günüdür.
efsane geri dönüyor...
Üç büyük dinde pek çok karşılığı olan ashura, hicri yıl takvimine göre Muharrem ayının onuncu günüdür. Bizim ashura ise, yüzlerce yıldır yok edilen "ötekiler" için bir taziyedir. Adı insanlık tarihi kadar eski ashura; yüzlerce yıldır, Anadolu toprakları üzerinde "homojen" bir toplum yaratma adına oradan oraya savrulan, zorunlu olarak göç ettirilen insanları, dilleri, dinleri, sürgünlerin göç yollarını, göç yollarında 12 dilde söylenen şarkılarla anlatıyor.
ashura; yüzlerce yılda oluşan sözlü miras ile resmi tarih bilgisinin müzik-tiyatro tanımı içinde yeniden sorgulanmasıdır. 2004 yılında 14.Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivalinde ilk kez oynanan ashura, 2010 yılına kadar yurtiçi ve yurtdışında önemli festivallerde yer almış, seyirciler ve eleştirmenler tarafından olağanüstü bir ilgiyle karşılanmıştır. 2007 yılından bu yana garajistanbul seyicisinden de yoğun ilgi gören ashura sadece beş gösteri ile -20, 21, 22, 23, 24 Mayıs 2013 günleri- garajistanbul'da.