Please scroll down for the English
RE/TUNE v.05
Efsane plak şirketi Warp Records'ın demirbaşlarından CLARK ilk kez İstanbul'da!
Organizasyonunu Vayb'ın üstlendiği RE/TUNE serisinin beşinci ayağında İstanbullular, efsane plak şirketi Warp Records'ın demirbaşlarından CLARK ile ilk kez indigo'da buluşuyor. Vayb, sizi 5 Nisan 2014 Cumartesi günü sabahın ilk ışıklarına kadar dans etmeye davet ediyor. Partinin açılışını İstanbullu Wreckage Sound System ekibinden DJ Bother yaparken kapanışını ise Berlin techno-punk sahnesinin öncü isimlerinden Hanno Hinkelbein yapacak.
RE/TUNE serisi ile İstanbul'un işitsel çeşitliliğini yeniden akort eden Vayb, serisinin açılışını Ekim ayında Alec Empire ile gerçekleştirmiş, ikinci ayakta Avrupa tekno sahnesinin öncü ismi Speedy J'yi ağırlamış, üçüncü ayakta ise İngiliz elektronik dans müziğinin efsanelerinden Luke Vibert'ın muhteşem performansı ile İstanbul'u ayağa kaldırmış, dördüncü ayakta ise Birmingham technosunun üstadı Surgeon'ı indigo'da ağırlamıştı.
RE/TUNE, Ekim 2013 – Haziran 2014 tarihleri arasında elektronik dans müziğinin İstanbul'daki kalesi indigo'da gerçekleşecek etkinlikler serisidir. RE/TUNE serisinde İstanbullular, 90'lardan bu yana elektronik dans müziğinin yeni biçimlerini bütün dünyaya ilk olarak duyuran, türün en çarpıcı örneklerini sunmuş sanatçılar ve yeni nesil elektronik müzik sanatçılarının performanslarını bir arada izleme ve dinleme fırsatı bulup, çılgınca dans edecekler.
Bilet;
40 TL.
www.sosyotix.com 'da (3 Nisan'a kadar sınırlı sayıda satışta!)
50 TL. Kapıda
Clark
Chris Clark kalıpları reddeder. Warp Records'ın demirbaşlarından olan Clark ışıltılı kariyeri boyunca daima sınırların dışına çıktı ve kendi yaratıcılığının iniş çıkışları dışında hiçbir şeye tutsak olmadan, sınırsız bir enerjiyle türler arasında gezinip duran prodüksiyonlarıyla, elektronik müzik dünyasında giderek keskinleşen kategorilere ayrışmadan uzak durdu. Clark'ın altı albümünün, yedi EP'sinin ve sayısız single'ının ve remix'inin tümünde vurgu her şeyden önce çok yönlülüktedir; insanları dans havasına sokan teknonun, zorlayıcı elektronik seslerin, kasvetli piyano melodilerinin ve kaotik elektronun sayısız ilmeğinden bir "sound" oluştururken, yapımlarının özündeki duygusal gerçeği asla gizlemez. Clark'ın müziği soğuk bir elektronik dünyada tam anlamıyla insani bir varoluşu olumlar ve geçtiğimiz Eylül'de çıkan, remix'lerini topladığı 4 LP'lik Feast/Beast elektronik müziğin bu ünlü yeteneğini en oyuncu ve çok yönlü haliyle görebileceğimiz bir kesit sunmakta. Elektronik müziğin bütün muğlaklıkları, çatışmaları ve soyutlamaları tam bir duygusal özgürlüğe olanak sağlar ve Clark bu özgürlüğü ifade etmenin yollarını yalnızca kayıtlı eserlerinde değil aynı zamanda meşhur biçimde yaratıcı ve doğaçlama canlı şovlarında da bulur. Chris canlı performansın gücünün farkına ilk kez doğduğu yer olan Londra St. Albans'ta henüz bir yeniyetmeyken varmış: "Partilere gider, müzik setini ele geçirir ve istediğim parçaları seslerini kökleyerek çalardım… O aralar birkaç arkadaş kaybettim ama oldukça fazla yeni arkadaş da edindim." O zamandan bu yana performanslarının hem derinliği hem de kapsamı fazlasıyla artmış durumda; yakınlarda görsel sanatçı Vincent Oliver'ın katkısıyla görsel zenginlik eklerken, çok sevdiği analog enstrümanlarıyla odağı daha belirgin bir ses anlatısı yaratmaya başladı. Clark'ın saykodelik sarmallar, ortalığı yıkan bir tekno ve her türden kışkırtıcı deneysellikler içeren canlı setleri onu Japonya'dan şu an yaşadığı Berlin'deki Berghain'a olduğu gibi, Mutek ve Decibel gibi festivallere ve Low End Theory gibi kayda değer partilere taşıyan, izleyenlerin çok eğlendiği şovlardır. Kullandığı modüler tertibatla dünyayı dolaşmak Clark'ın daha etkileyici, daha iyi canlı deneyimler yaşatma arzusunu daha da kamçılamış. "İzleyicilerin üzerinde alçaktan robot helikopterler uçurma fikrimiz vardı ama bunu ayarlamak biraz vaktimizi alabilir." Elbette Clark'ınki kadar yetenekli bir yaratıcı zihin sadece ter dolu gece kulüplerinde varlık göstererek tatmin olamaz. Nihayet 2012'de Sydney Opera Binası'nda bir hafta kapalı gişe gösterilen, Melanie Lane'in dans gösterisi Tilted Fawn'un yalın ve atonal müziği onun eseridir. Lane'le olan işbirliği, geçtiğimiz yıl berlin'de perde açan dans performansı Shrine ile devam etti. "Sizi bir yandan farklı yönlere çekerken, aslında her biri birbirinden beslenen çeşitli bilinçaltı dürtülerin dayanak noktasının farkına vardım," diyor Clark. "Melanie Lane için yaptığım son derece zorlayıcı ve soğuk bir işti ama onun görsel diliyle birleşince, davetkar, sarıp sarmalayan bir şeye dönüştü." İster avant-garde dans parçalarıyla isterse de dünyanın dört bir yanındaki dans pistlerini harekete geçirmek için olsun Clark'ın müziği işte hep bu bağımlılık yaratıcı manyetizmanın izini sürüyor. Canlı kariyerini sürekli besleyen kendine özgü çok yönlülükten asla taviz vermeksizin, beklenmedik derecede yetenekli bir genç sanatçıdan, müziğin pek çok farklı diline hakim itibarlı bir ustaya dönüşmüş durumda. "Bir yanınızı ne kadar keşfederseniz, öteki yanlarınızı keşfetmek için de öylesine güçlü bir iştah geliştiriyorsunuz," diyor Clark. "Bu birbirine tamamen zıt aşırılıklar üstüne kontrollü bir deney yapmak gibi. Bütün bunları alttan alta birbirine bağlayan bir şeyler var ama." Mevcut yaratım süreci de gelecek planları da işlerinden tahrik edici ve duygusal bir eşsizlik biçiminde yansıyan, insanlık haline dair o huzursuzluğu çok temel biçimde anladığını gösteriyor. "Müzik daima asıl fikrinizin mükemmellikten uzak bir kopyası olacaktır", diyor Clark. Yine de buna rağmen Clark'ın müziği her zaman hayranlık uyandırıcı, kışkırtıcı ve tek kelimeyle insani olmayı sürdürüyor.
throttleclark.com/
Hanno Hinkelbein
Hanno'nun Endüstriyel, Techno, House, Electro, Breakbeat ve Newjack arasında gidip gelen bir sound'u var. Yirmi yıllık DJ'lik tecrübesi ve yüzündeki kocaman sırıtışın dinleyicisiyle arasında oluşturduğu güven hissi, onları deliler gibi çığlık atacakları karanlık ve içten bir yolculuğa çıkaracak. Londra'daki Ugly funk, Glasgow'daki Monox ve Berlin'deki Tresor, Ostgut ve Berghain'de gezgin DJ olarak çaldıktan sonra, sonunda KILLEKILL'e demir attı.
Wreckage Sound System
Wreckage, ekipmanı eksik ruhu tam bir ses sistemidir, jeneratörü bile yoktur ama enerjisini asla yitirmez. Yani, Wreckage bir sokak çocuğudur, asla adam olmayacak, sağa sola çomak sokmayı seven haytanın tekidir. Sokaklardaki bu yolculuğu kaçırmayın.
www.soundcloud.com/wreckage-sound-system
Vayb
Vayb, "All sounds will rise in İstanbul" (İstanbul'da bütün sesler yükselecek) mottosuyla, İstanbul'u yeni seslerle tanıştırmak üzere 2013 yılında kuruldu.
20yy.'ın en önemli çağdaş müzik besteci, yazar ve sanatçılarından John Cage 'All sounds' (Bütün sesler) kavramıyla müziğin tanımını genişletmişti. Vayb, Cage'in 'All sounds' kavramına göndermede bulunarak müziğin yaşayan, hayatın kendi gibi her an değişen, canlı ve dinamik bir iletişim aracı, bir keyif olduğunu hatırlatmak istemektedir. 15 milyondan fazla insanın bir arada yaşadığı büyük bir metropol olan İstanbul şehri ritmi ve gürültüsü ile adeta büyük bir konser alanını andırır ve bu canlı, değişken müziği kendi içerisinde barındırmaktadır.
Günümüzde teknolojik gelişmeler ile iyice küçülen, herkesin herşeye o an ulaşabildiği, şehirlerin kendi sesini, birbirimizi dahi dinlemeye vakit bulamadığmız süratli dünyamızda Vayb, konser, festival, sergi ve parti organizasyonları ile hep birlikte dinlemeyi, eğlenmeyi, dans etmeyi, birlikte ağlamayı, gülmeyi kısacası paylaşmayı, sesleri seven herkese bir kaçamak olarak sunmayı amaçlamaktadır.
Vayb, yeni bir müzik türediğinde ülkemize yıllar sonra ulaşıp, CD'den kasede çekilecek müziği 2 gün boyunca bekleyen nesil ile yeni üretilmiş bir esere o an ulaşılabilen hızlı neslin bir sentezidir. Bu bağlamda Vayb, bütün seslerle ilişki içerisinde olup, hiçbirşeyi bekleyemeyecek kadar hızlı değişen dünyamızla eş zamanda, İstanbul'un hareketliliğine yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor.
www.vayb.info/
RE/TUNE v.05
CLARK, one of the mainstays of the legend label Warp Records, in Istanbul for the first time!
Presented by Vayb, the fifth act of the RE/TUNE series brings CLARK, one of the mainstays of the legend label Warp Records together with dance music aficionados of Istanbul for the first time, at Indigo. Vayb invites you to dance the night away on Saturday the 5th, April 2014. DJ Bother of Istanbul's very own Wreckage Sound System will open the party and Hanno Hinkelbein, one of the pioneers of Berlin techno-punk scene will close it.
Vayb launched the RE/TUNE series in October with Alec Empire, hosted Speedy J, a pioneer of Europe's techno scene as the second act, Luke Vibert, a legend of British electronic music as the third and Surgeon, a leading name of British techno scene as the forth act of the series.
RE/TUNE is a series that will take place between Oct 2013 and June 2014, at Indigo, the stronghold of electronic dance music in Istanbul. With the RE/TUNE series, Istanbulites will enjoy the opportunity to hear striking performances from the forerunners of electronic dance music of the 90's, as well as a newer generation of musicians and dance to their hearts' content.
Tickets;
40 TL. at
www.sosyotix.com (On sale until April 3th)
50 TL. at the door
Door Opening: 23:30
Clark
Chris Clark refuses to conform. The Warp Records mainstay has coloured outside the lines throughout his illustrious career, resisting the increasingly regimented and compartmentalised electronic music world with productions that bounce between genres with boundless energy, beholden to nothing but his own restless creativity. Across six albums, seven EPs, and innumerable singles and remixes, Clark has emphasised versatility above all, forging a sound that has incorporated innumerable strands of party- starting techno, abrasive electronics, somber piano tunes, and haphazard electro without ever obscuring the emotional truth at the core of all his productions. Clark's music affirms an utterly human presence within a cold electronic world, and his forthcoming 4 x LP remix compilation Feast / Beast is a snapshot of one of electronic music's renowned talents at his most playful and diverse.
All the ambiguities, conflicts, and abstraction of electronic music allow for complete emotional freedom, and Clark finds avenues for that revelation not only in his recorded works but in his famously inventive and improvised live shows. Chris got his first taste of the power of live performance while he was a teenager in his hometown St. Albans, London: "I used to go to parties, hijack the stereo, and turn my tracks up loud...I lost a few friends along the way, but gained quite a few, too." His performances have evolved in depth and breadth since, recently adding visual complexity with the help of visual artist Vincent Oliver and a creating a more focused sonic narrative from his coterie of beloved analog gear. Encompassing swirls of psychedelia, fire-and-brimstone techno, and all manner of explosive experimentation, Clark's live sets are crowd-pleasing affairs that have brought him around the world, from Japan to the belly of the Berghain in his current base of Berlin, as well as festivals such as Mutek and Decibel and noted parties like Low End Theory. Touring the world with this modular setup has only increased Clark's creative drive to deliver bigger and better live experiences. "We had the idea to fly quadcopters low over the crowd" he said, "but that might take a while to sort out..."Of course, a creative mind as capable as Clark's wouldn't be satisfied only existing in sweaty nightclubs. He's responsible for the stark and atonal score of Melanie Lane's dance piece 'Tilted Fawn' culminating with a week of sell-out performances at the Sydney Opera House in 2012. The collaboration with Lane continued with 'Shrine' a dance performance installation that recently debuted in Berlin. "I've come to recognize the pivot between various subconscious impulses that pull you in different directions and yet all feed each other," says Clark. "What I did for Melanie Lane was extremely dense and cold, but when combined with her visual language, became inviting, enveloping." It's this kind of addictive hypnotism that Clark pursues with all of his music, whether scoring avant-garde dance pieces or moving dance floors worldwide. Clark has grown from precociously talented artist to esteemed musical polyglot without ever sacrificing the unique versatility that has sustained his vibrant career. "The more you explore one part, the more you breed an appetite to explore the other parts," says Clark. "It's like a controlled experiment in polarised extremes. There is an under current that links it all though."
His ongoing creative process and future plans reflect an innate sense of the restlessness of the human condition that shines through in his work with propulsive and emotional singularity. "Music is always an imperfect facsimile of your original idea," says Clark. Yet despite this, Clark's music remains continually entrancing, incendiary, and utterly human.
Hanno Hinkelbein
Hanno's sound oscillates between Industrial, Techno, House, Electro, Breakbeats and NewJack. His 20 years of DJing experience and the big grin on his face build a confidence with the audience that will take them on a dark, heartfelt journey that will make them scream their guts out. After being travelling DJ at clubnights like Ugly Funk in London, Monox in Glasgow and Tresor, OstGut and Berghain in Berlin, he has set up his tent with KILLEKILL and has been resident there since the very beginning.
Wreckage Sound System
Wreckage is a sound system, lacking in equipment but never in spirit. Even without a generator, it never loses its energy. In other words, Wreckage is the guttersnipe that enjoys putting spokes into wheels and will never grow up. Don't miss the journey in streets.
www.soundcloud.com/wreckage-sound-system
Vayb
Vayb was founded in 2013 in Istanbul, to introduce the city to new sounds, with the motto "All sounds will rise in Istanbul".
Prominent 20th century composer, writer and artist John Cage has broadened the definition of music with his concept of "All Sounds". Via a reference to Cage's concept "All Sounds", Vayb seeks to remind that music is a vital and dynamic medium of communication that is alive and as life itself constantly transformed. A large megapol with over 15 million people, the city of Istanbul, with its rhthym and noise, resembles a giant concert hall and contains within itself, this living music in flux.
In these times, when due to advance of technology everything one desires can be at their finger tips and our world shrinks and accelerates to the point that we can no longer find the time to listen to the sounds of our cities or even each other, with its concert, festival, exhibition and party organisations Vayb hopes to present all lovers of sounds the temporary refuge of collective experiences of listening, revelling, dancing, being moved to tears or laughter, or to put it quite simply, of sharing.
Vayb is a synthesis of the generation that used to wait for two days for new music CD's that would reach our country with several years of delay to be copied to casette tapes and the generation that can reach a new work of music, the minute it is broadcasted. As such Vayb aims to be connected with all sounds and bring a fresh vibrancy to the already dynamic city of Istanbul
www.vayb.info/
