AC/DC zamansız kalmayı başarıyor AC/DC'nin dünyasında seks, para, siyaset ve yetişkinliğe özgü diğer">
Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.
Müzik Haberler Blog

AC/DC - Black Ice

10 Kasım 2008 00:00

Klasikleşmiş tınılarını terk etmeyi reddeden AC/DC zamansız kalmayı başarıyor

AC/DC'nin dünyasında seks, para, siyaset ve yetişkinliğe özgü diğer tuzaklar tatsız birer şaka, ama rock müzik kutsal. Chuck Berry'den bu yana kimse rock'n'roll hakkında bu kadar çok muhteşem şarkı yazmamıştı ve Ramones'dan bu yana da kimse işin basit formülünden uzaklaşmayı bu kadar militanca bir şekilde reddetmemişti. AC/DC, Keith Richards'ın her tartışmayı kazandığı bir Rolling Stones görünümünde: Konsept albüm yok, klavye yok, disko yok, ballad yok, kilise korosu yok. Black ise AC/DC'nin evrimin zavallılar için olduğuna dair, yıllardır sunduğu en iyi argüman.

Elbette müziğin tarzı aynı tutuldukça tüm baskı şarkı yazarlığına yıkılıyor. Malcolm ve Angus Young kardeşler, 1990 çıkışlı The Razor's Edge'den bu yana ilk defa müzikal yeteneklerinin hakkını veren şarkılar yazmışlar; ancak bir albümü dolduracak kadar çok değil. Radyoları avucunun içi gibi bilen yapımcı Brendan O'Brien masanın başındayken, albümün en iyi parçaları AC/DC'nin zirve noktalarından geri kalmıyor. Özellikle -Young biraderlerin, şiddetli ve ağır akorlarlarla bıçak hokkabazları gibi oynadıkları, "Rock N Roll Train"de. Davulcu Phil Rudd olağandışı bir kontrolle çalıyor ki yanında Charlie Watts bile Dave Grohl gibi kalır. Benzer bir şekilde, basçı Cliff Williams da her AC/DC şarkısını en fazla sekiz nota basarak kotarmaya kararlı gibi (muhteşem "She Likes Rock N Roll"daki funky bas yürüyüşü hariç). Hit olması kesin bir diğer şarkı "Big Jack" unutulmuş bir Back In Black şarkısı sanki. Daha önce sıklıkla kullanılmış alışıldık fikirler bile ("Anything Goes"un iki telli yüksek perde riff'i "For Those About to Rock (We Salute You)"yu akıllara getiriyor) durumlarını kurtaracak heyecana sahipler.

AC/DC bu defa geçmişlerindeki eğlenceli seksist göndermelere bulaşmıyor (oral seks ağıtı "Givin the Dog a Bone"u hatırlıyorsunuzdur). Bunun dışında lirikler çok değişmemiş, sadece kıyamet günü meteorolojisine olan ilgi artmış ("Skies on Fire", "Stormy May Day", "Black Ice"). "War Machine"in ismi parçanın önemli bir konudan bahsedeceği umudunu yaratsa da şarkı sözlerine bir göz atınca ("doğa çağırıyor...bu şey çıldırıyor") anlaşılıyor ki bahsi geçen "makine" falik bir metaformuş. Heyhat!

Doğuştan çığlık atmaya talimli orijinal solist Bon Scott'un aksine, doğutan bariton Brian Johnson, işkenceye uğramış gelincik tonundaki sesleri ortaya nefsinin gücünü koyarak çıkarıyor. Son zamanlarda perdesinin en tiz yerleri yerine daha hırıltılı bir sesi tercih ediyordu ama, O'Brien ona yine o eskiden vurduğu notaları söyletmiş. Grubun geri kalanı da nakaratları zengin geri vokallerle destekliyor. Kendilerini, şarkılarını internet üzerinden ayrı ayrı satmayı reddedecek kadar 'albüm grubu' olarak görmekte ısrarcı olan AC/DC, 1981 çıkışlı For Those About to Rock'dan beri sürükleyici olamama sıkıntısı çekiyordu. Black Ice bu döngüyü kırar gibi olsa da çok uzağa düşmüyor. Tatsız "Spoilin' For a Fight" ve AC/DC standartlarına göre bile fazla klasik kaçan "Wheels" gibi gereksiz parçalar sağ olsun, albüm 55 dakikadan daha uzunmuş gibi geliyor.

Yine de Black Ice'ın rock müziğe düzdüğü ağıtlarda ("Rocking All the Way", "Rock N Roll Dream") hüzünlü bir yan var. Bu çocuklar yaptıkları işe gerçekten inanıyorlar, hiç kimse onlara savaştıkları harbin çoktan sona erdiğini söylememiş. Johnson "Bu gece şehri sallayacağız / İşleri yoluna koyacağız / Tüm gece rock yapacağız" dizelerini söylerken anlaşılıyor ki, AC/DC daha 1956'da klişe haline gelmiş kelimelerden ilham alıyor. Sırf bunun için bile onlara saygı duymalısınız.

Yorumlar

Taze haberler