Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.
Müzik Haberler

Richard Cheese

25 Şubat 2009 00:00
Yukardan bakan havası ile blues'un elit versiyonu olarak seçkin klüplerin kibar kapılarından taşan caz, Richard Cheese ile belki de bastırılmış küfürbazlığını sonuna kadar haykırmanın mutluluğunu yaşıyor.


Yukardan bakan havası ile blues'un elit versiyonu olarak seçkin klüplerin kibar kapılarından taşan caz, Richard Cheese ile belki de bastırılmış küfürbazlığını sonuna kadar haykırmanın mutluluğunu yaşıyor.

Cazın Terbiyesiz Çocuğu

Ağzıbozuk Caz?

Yukardan bakan havası ile blues'un elit versiyonu olarak seçkin klüplerin kibar kapılarından taşan caz, Richard Cheese ile belki de bastırılmış küfürbazlığını sonuna kadar haykırmanın mutluluğunu yaşıyor.

İlk kez Frank Zappa albümlerinin kapaklarına yerleşme onuruna erişen "Parental Advisory,Explicit Lyrics" etiketini, bir caz albümünün de kapağında görmek önce insanı şaşırtıyor. Fakat biraz daha dikkatli bakınca albüm kapağı da oldukça tanıdık gelmeye başlıyor. Hatta öylesine ki, grubun ismi bile hemen çağrışımları başlatıyor: Richard Cheese and Lounge Against the Machine!

Richard Cheese'in müziği tipik klüp caz soundları ile ilk bakışta, binlerce caz grubundan farksız. Fakat bir anda tanıdık bir parça karşınıza çıkıp, "Bu da ne? Ne oldu? Aaa!" dedirtince farkına varıyorsunuz ki bu sıradanlık hayra alamet değilmiş. Öte yandan rock, heavy metal, 70-80 ve 90'ların hit parçalarını bilmeyen ve caz dinlemeyen birisi için ise, "sıkıcı bildik caz işte" konumundan öteye geçmeyecek olan Richard Cheese and Lounge Against the Machine, cazın ağzı bozuk temsilcileri olarak dikkate alınmayı hak ediyor.

Richard Cheese İronileri

Daha önce Testament'in gitaristi Alex Skolnick, gruptan ayrıldığında bir caz üçlüsü oluşturmuş ve bazı bilinen hard rock ve heavy metal parçalarını caz standartları ile uyarlamıştı. Ancak Skolnick ve üçlüsü, bunu yaparken ana temayı belli belirsiz vererek ya da nakarat melodilerini fazlaca değiştirmeden çalarak yapmışlardı bunu. Burada can alıcı nokta Skolnick uyarlamalarında, sözler yer almıyordu. Richard Cheese ve grubu Lounge Against The Machine, uyarladıkları parçaları ana temalarında değişiklik yapmadan uyarlıyor, bazılarını da cinsellik dolu göndermelerle süslüyorlar. Bir caz parçasında "Biip'" diye bir ses duymak oldukça garip çünkü bu bile bilinçli yapılmış bir sansürleme çünkü o kadar çok küfür mevcut ki gerçek bir sansürleme olsa sürekli "Biip!"'ten başka bir şey duyamazdık sanırım.

Richard Cheese albümlerinin isimlerinden ve kapaklarından da gönderme yaptığı yerler hemen anlaşılıyor: Aperitif for Destruction, The Sunny Side of the Moon, I'd Like A Virgin, Tuxicity... 2009 ve 2010'da piyasaya çıkacak olanlar da aynı şekilde ironik göndermelere sahip: Lavapalooza, Viva La Vodka ve Back in Black Tie.

Piyanist ve düzenlemeleri yapan Bobby Ricotta ile davulcu Frank Feta, grubun demirbaşları. Basçı sürekli değişiyor. Bu üçlüden Mötley Crüe'nün Girls, Girls, Girls'ünü, Pink Flody'un Another Brick in The Wall'unu, Nirvana'nın Rape Me'sini, Slipknot'un People's Equal Shit'ini, Van Halen'in Hot for Teacher'ını, Guns'n'Roses'ın Welcome to the Jungle'ını, Metallica'nın Enter Sandman'ini, Green Day'in American Idiot'ını, U2'nun sinemanın ters köşe yönetmenlerinden Paul Greengrass'ın İrlanda'nın tarihinde önemli bir yere sahip olan Kanlı Pazar'ı anlattığı filmi ile aynı adı taşıyan soundtrack parçası Sunday Bloody Sunday'ini, Afrika'daki açlık kampanyası için hazırlanan We are the World'ü, Slayer'ın War Ensemble'ını, Radiohead'in Creep'ini, Dead Kennedy's'in Holiday in Cambodia'sını bir Las Vegas caz klübü soundu ile dinlemek oldukça farklı bir duygu. Ancak dinlerken, bildik onlarca parçayla çok farklı bir atmosferde karşılaşmak oldukça eğlenceli.

Dinledim Ve Eğlendim

80'lerin ünlü Alman şarkıcısı Nena'nın 99 Luftballons'una başlayıp da bir-iki ölçü sonra "Sıkıldım" diyip bırakması, We Are The World'de Michael Jackson ile dalga geçmesi normalde bir caz albümü değil de bir punk albümü dinliyormuş hissi de veriyor. Kulağa gelen soundlar caz, sözler ve yorum ise punk. Belki de Richard Cheese'in müziğine Punk Caz demek daha doğru olur. Fakat yine de Bir şey eksik gibi bu benzetmede. Öte yandan, 80'lerin sonunda oldukça gözde bir konuma erişmiş olan ve SOD (Storm Troopers of Death) ile MOD (Methods of Destruction) gibi gruplarla zirve noktasına ulaşmış HardCore akımını da hatırlatan bir mantık yatıyor arka planda. Bu açıdan yaklaşınca biraz daha netleşmiş bir tanımlama olmuş olabilir. Yine de bu kategori içine sokma çabası aslında gereksiz. Sadece dinlememiş olanlara, hafızalarında yüklü olanı kullanarak bir ön fikir verebilmek için sıralanmış olan benzetmeler bunlar.

Peki, bu uyarlamaları yapmak çok mu zor? Bilmem, çünkü bu teknik bir yazı değil. Sadece "Dinledim ve çok eğlendim. Size de tavsiye ederim..." yazısı.

Çünkü tüm bunların sonunda Richard Cheese and Lounge Against the Machine, onlarca grubun belleklerde yer etmiş parçasını yorumlamaya devam edecek. Kendi istedikleri ve bildikleri gibi. Bizim neye benzettiğimiz ya da benzeteceğimizi umursamadan çalıp söyleyecekler. En iyisi biz de öyle yapalım, sadece dinleyip eğlenelim.

Yorumlar

Taze haberler