Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.
Müzik Haberler

Nejat Dimili ile Uzak, Akşamüstü, Sessizlik

25 Mart 2015 17:28
Sevgili Nejat Dimili ile müzik geçmişi ve müziği üzerine konuşmak için küçük bir fırsat yakaladık. Bilenler bilmeyenlere duyursun, bilenler tekrar hatırlasın diye sorularımızı yönelttik.

Müzik hayatının başlangıç noktası neresidir?
Müzisyen olan ve aynı zamanda çok da sevdiğim dayımın ben dokuz yaşımdayken hediye etmiş olduğu gitarla başladı her şey. Çok iyi hatırlıyorum o zamanları. Yolda sırtında gitarla yürüyen bir çocuk, arkadan bakıldığında ise yürüyen bir gitar vardı sadece. Sonrasında uzun yıllar keman girdi hayatıma, profesyonel ve akademik anlamda. Bursa'da, Güzel Sanatlar Lisesi yıllarım ve sonrasında İstanbul'daki konservatuvar hayatım... Böyle devam etti her şey. Ta ki kendimi yeniden gitarın kollarında bulana kadar. Bu sefer biraz farklıydı işler ama, artık aynı zamanda bir şeyler yazıp çiziyor ve onları söylüyordum insanlara, kendi melodilerimle. Şimdilerde ise gitar çalıp, kendi şarkılarını söyleyen bir adamım.

Şarkılarının geneline bakarsak ortak bir temadan bahsedebilir miyiz, yoksa her biri farklı kafalarda üretilmiş eserler midir?

Bence her ikisi de. Biraz yorgun şarkılar benimkiler. Hepsi birbirinden farklı ve hepsi birbiriyle aynı. Bazen yaptığım şarkıyı karşıma çekip 'senin derdin ne!' diye söylenmek istiyorum. Bazense çalarken, bir bakıyorum ki çoktan bitmiş.
Şarkılarında özellikle sözlerin senin için taşıdığı önemi biliyoruz. Peki dinlediğin şarkılarda da sözler müziğin önüne mi geçer yoksa bir müzisyen olarak ilk tınılardan mı etkilenirsin?
Dinlemek için play tuşuna bastığım an, karşılaşacağım ilk nota, ilk ses, ilk akor, her ne ise o, şarkının kendisi kadar önemlidir bende. Evet, bu biraz ön yargılı bir durum. Neticesinde bu yüzden nice güzel şarkıları dinlemeyip es geçmişimdir belki. Ama maalesef bu durum bende böyle seyrediyor. Sonrasında sözler devreye giriyor. Ne kadar uçucularsa kelimeler, cümleler, o kadar ağır oluyor benliğimde anlamları. Kısacası; ne kadar sade ise o kadar güzel, ne kadar güzelse o kadar sade...

İstanbul'un bestelerinde ya da yazma tutkun üzerinde bir etkisi var mı? Yoksa başka bir şehirde de ortaya çıkar mıydı bu şarkılar?

İstanbul'un rolü büyüktür muhakkak, ama başka şehirlerde de yazarım, bestelerim. Hatta belki küçük bir deniz kenarı kasabasında ya da köyde daha da yazar, çalarım gibi hissediyorum. Kafası karışık bir adam, bir kadın bu şehir... Bazen ayrı düşeriz, bazen yalnız; bazen güzel düşeriz, bazen sadece düşeriz. Şimdi burdayım ve mutluyum ya da en azından bana öyle geliyor. Ama bir gün gitmem gerekirse, giderim. Başka şehirlerle tanışır, onlara çalar söylerim. Kim bilir...
Sahnedeyken nasıl bir ruh haline bürünüyorsun?
Uyuşmuş, hafif ve çıplak hissediyorum. Saklayacak ya da saklanacak hiç bir şeyin olmadığı bir an. Ve girilen ilk akorla birlikte başlıyorum anlatmaya külliyatımı.

Seni ilk defa dinleyecek birine müziğini hangi basit üç kelimeyle anlatırdın?

Uzak, akşamüstü ve sessizlik.

Nerelerde, hangi sahnelerde çaldın ve bundan sonra sana nerelerde rastlayabiliriz?

Kadıköy başta olmak üzere, birçok yerde çaldık İstanbul'da ve çalmaya da devam ediyoruz. Karga, Peyote, Divine, Alt Caz, Kamayor, Dunia vs. yerlerde karşılaşabiliriz.

Seni nerelerden takip edebiliriz?

Facebook: https://www.facebook.com/nejatdimili

Twitter: https://twitter.com/nejatdimili

Soundcloud: https://soundcloud.com/nejatdimili

Youtube: https://www.youtube.com/user/nejatdimili



Röportaj: Aslı Serindağ
twitter.com/asliserindag

Yorumlar

Taze haberler