Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.

Grup / müzisyen

Filtre

Dil
Tip
 

From Autumn To Ashes - Autumns Monologue (Türkçe Çeviri) şarkı sözleri

Ekleyen: SaveMySouL
Diğer From Autumn To Ashes parçaları
Oh why can't I be what you need?
A new improved version of me
(iyileşmiş halimle bile neden senin ihtiyacın olamıyorum?)
But I'm nothing so good
(ama ben o kadar da iyi birşey değilim)
No, I'm nothing
(hayır hiç birşeyim)
Just bones, a lonely ghost burning down songs
Of violence of love and of sorrow
(sadece kemiklerden ibaret, hüznün, aşkın ve şiddetin şarkılarını mahveden biriyim)
I beg for just one more tomorrow
(bir yarın için yalvarıyorum)
Where you hold me down, fold me in
Deep, deep, deep in the heart of your sins
(günahlarının derinliklerinde, beni sakladığın yerde)


I break in two over you, oh
I break in two
(senin yüzünden, iki parçaya ayrılıyorum)
And each piece of me dies
(ve her bir parçam yok oluyor)
And only you can give the breath of life
(yaşam nefesimi sadece sen verebilirsin)
But you don't see me, you don't
(ama sen beni görmüyorsun, görmüyorsun)

Here I'm pinned between darkness and light
(burada karanlık ve ışığın arasında hapsoldum)
Bleached and blinded by these nights
(bu geceler yüzünden aydınlandım ve kör oldum)
Where I'm tossing and tortured 'til dawn
By you, visions of you then you're gone.
(hayallerinin sen gittikten sonra,ızdırap verdiği ve düşürdüğü yerde)
The shock bleeds the red from my face
When I hear someone's taken my place.
(bir başkasının benim yerime geçtiğini duyduğum zaman,
yüzünen kan damlar)
How could love be so thoughtless, so cruel?
When all, all that I did was for you
(aşk nasıl bu kadar düşüncesiz, zalim olabilir
senin için yaptığım onca şeyden sonra?)

I break in two over you, oh
I break in two
(senin yüzünden, iki parçaya ayrılıyorum)
And each piece of me dies
(ve her bir parçam yok oluyor)
And only you can give the breath of life
(yaşam nefesimi sadece sen verebilirsin)
But you don't see me, you don't
(ama sen beni görmüyorsun, görmüyorsun)
(x2)


I break in two over you, oh
I break in two over you, over you
(senin yüzünden, iki parçaya ayrılıyorum)
I break in two
(ayrılıyorum)
I would break in two for you
(senin için parçalara ayrıldım)

Now you see me
(şimdi beni görüyorsun)
Now you don't
(şimdi görmüyorsun)
Now you need me
(şimdi bana ihtiyaç duyuyorsun)
Now you don't
(şimdi duymuyorsun)