Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.

Grup / müzisyen

Filtre

Dil
Tip
 

Pulp - Disco 2000 (Türkçe Çeviri) şarkı sözleri

Ekleyen: Sadie
Diğer Pulp parçaları
Well we were born within an hour of each other
Biz birbirimizle aynı saatte doğduk
Our mothers said we could be sister and brother
Annelerimiz dedi ki biz kız ve erkek kardeşler olabilirdik
Your name is Deborah, De-bor-ah
Senin adın Deborah, De-bo-rah
It never suited you
Sana asla yakışmadı
And they said that when we grew up
Ve onlar dediler ki biz büyüdüğümüzde
we'd get married and never split up
Evlenecektik ve asla ayrılmayacaktık
Oh we never did it
Oh biz asla yapmadık
Although I often thought of it
Buna rağmen ben bunu sık sık düşündüm

Oh Deborah, do you recall?
Oh Deborah, hatırlar mısın?
Your house was very small with wood chip on the wall
Sizin eviniz çok küçüktü duvarlarındaki ahşap yongayla
When I came round to call you didn't notice me at all
Seni çağırmak için geldiğimde beni fark etmedin bile
and I said: "Let's all meet up in the year 2000
ve dedim ki:”Hadi hepimiz 2000 yılında bir araya gelelim
Won't it be strange when we're all fully grown?
Hepimiz yetişkin olunca ilginç olmayacak mı?
Be there two o'clock by the fountain down the road."
Saat 2’de sokağın aşağısındaki çeşmenin yanında olun”
I never knew that you'd get married
Evleneceğini asla bilmedim
I would be living down here on my own
Burada kendi başıma yaşıyor olacaktım
on that damp and lonely Thursday years ago
bu rutubetli ve yalnız perşembede yıllar önce

You were the first girl at school to get breasts
Okulda göğüsleri büyüyen ilk kız sendin
and Martyn said that you were the best
ve Martyn senin en iyisi olduğunu söylerdi
Oh the boys all loved you
Oh oğlanların hepsi seni severdi
but I was a mess
ama ben zor durumdaydım
I had to watch them try and get you undressed
Onların denemesini ve seni soymasını izlemek zorundaydım
We were friends and that's as far as it went
Biz arkadaştık ve işte en ileri bu kadar gitti
I used to walk you home sometimes but it meant
Bazen seninle eve yürürdüm ama bu
Oh it meant nothing to you
Oh bu sana bir anlam ifade etmezdi
`cause you were so popular
Çünkü sen öyle popülerdin ki

Oh Deborah, do you recall?
Oh Deborah, hatırlar mısın?
Your house was very small with wood chip on the wall
Sizin eviniz çok küçüktü duvarlarındaki ahşap yongayla
When I came round to call you didn't notice me at all
Seni çağırmak için geldiğimde beni fark etmedin bile
and I said: "Let's all meet up in the year 2000
ve dedim ki:”Hadi hepimiz 2000 yılında bir araya gelelim
Won't it be strange when we're all fully grown?
Hepimiz yetişkin olunca ilginç olmayacak mı?
Be there two o'clock by the fountain down the road."
Sokağın aşağısındaki çeşmenin yanında saat 2’de orada olun”
I never knew that you'd get married
Evleneceğini asla bilmedim
I would be living down here on my own
Burada kendi başıma yaşıyor olacaktım
on that damp and lonely Thursday years ago
bu rutubetli ve yalnız perşembede yıllar önce

Oh what are you doing Sunday baby?
Oh Pazar günü ne yapıyorsun bebek?
Would you like to come and meet me maybe?
Belki gelmek ve benimle buluşmak istersin?
You can even bring your baby
Bebeğini(çocuğunu) bile getirebilirsin