ropörtaj...

Maxtetra’nın gitaristi Volkan’a, müzisyen arkadaşlarının sorduğun sorular:

- Bütün bu serüven ne zaman başladı?

*Sanırım bu soruya verilecek en mantıklı cevap, 20.01.1986, yani doğduğum gün.

- İlk olarak ne zaman “Ben gitarist olacağım.” dediniz?

*Bugüne kadar hiç öyle bir amacım olmadı. İşin aslı “gitarist” kelimesinin tam karşılığı nedir, onu da bilmiyorum. Ben sadece gitarını mümkün olduğunca iyi çalmaya çalışan biriyim. Sanırım bu tanım da bildiğimiz yüzlerce gitarist tanımına girmiyor.

- Grup kurma fikri ilk olarak ne zaman oluştu?

*Orta-3’teydim. Daha üç beş akor basıyordum adlarını bile bilmeden (çoğunun adını hala bilmiyorum). Metallica fanıydım ve ben de bir şeyleri ispat etmek istedim bunun için de aynı düzende (ritm, solo, bas, davul) bir grup kurma fikri çıktı ortaya.

- Bu maceraya kimlerle başlamak isterdiniz, kimlerle başladınız, kimlerle devam ettiniz?

*En uygun kişilerle, yani başlamak istediğim kişilerle başladım ve yine aynı kişilerle devam ettim. Cihan, Melek ve Ozan en uygun kişilerdi.

- İlk provadan sonra neler hissettiniz, elemanlar hakkındaki düşünceleriniz ne oldu?

*İlk provada, Evren İvgen, Ozan Zorba ve Melek Özgümüş ile çaldım. İlk izlenimim elemanlar arası uyumun olmadığıydı. Evren zaten benim için grup üyesi değil, sadece gideceği vakit belli olmayan biriydi (onun gidişiyle beraber uyum sorunu kalktı; ama gidiş sebebi bu değildi). Melek’in son derece acemilik göstereceğinden emindim ve öyle de oldu ama müzik yapma hevesi benim için yeterliydi. Ozan’a gelince, belki bağlama çalıyor olmasından, belki de hevesinden dolayı problem çıkarmayacağını düşündüm, hala da problem yok. Ama o günkü çalışlarına bakarak ne Ozan’ı ne de Melek’i gönderme düşüncesine kapılmadım; çünkü kim ne kadar çalarsa çalsın hepimiz grup olayında acemiydik ve bir şeyleri beraber öğrenmemiz gerekiyordu.

- Peki ya ilk konser?

*İlk konser, hazırlığı en zor olan konserdi, çünkü az önce de söylediğim gibi hepimiz grup olayında acemiydik. İlk prova ile ilk konser arasında geçen süre içinde Cihan Çağlayan’ın ritm gitar olarak katılmasıyla grup asıl şeklini aldı ve ilk konseri de bu kadroyla verdik. Seyircilerin salonu doldurmaya başladığı sırada hala mikrofonlar ayarlamakla meşguldük, ses ayarları yeni yapılıyordu ve soundcheck dediğimiz ses kontrolü bile yapılmamıştı. Çalıp söylemeye başladıktan sonra ise “olay bu muydu?” dedim kendi kendime. Zaten ne olduğunu anlamadan da konser bitti, hatırladığım tek şey gitarı sahnede bırakıp salondan çıktığım ve bu sırada seyircinin alkışlaması.

- Konserlerinizde önceden hazırlanan playlist’lere uymadığınız biliniyor. Konser esnasında neye göre şarkı
ekleyip çıkarıyorsunuz?

*Playlist’lere uymamamın ve sonradan şarkı ekleyip çıkarmamın birinci sebebi, konserden önce son halini alan playlist’in bile hoşuma gitmemesidir. Fakat asıl sebep, çoğu zaman kendi parçalarımızı çalmadığımız için şarkı listesinin kendi istediğimiz gibi değil de seyircinin istediği gibi olmak zorunda kalmasıdır. 15 parçalık toplama bir liste hazırlayıp insanlara dayatamazsınız, seyirci bundan sıkılır. Yapılması gereken doğru zamanda, doğru parçanın çalınmasıdır, ben de bunu yapmaya çalıştım.

- Heavy metal, trash metal arası müzik yapan bir grupsunuz, peki neden konserlerde bu tarz parçalara fazla yer vermiyorsunuz?

*Samsun’da bu tarz müzik yapabileceğiniz konser organizasyonları pek olmuyor. Olanlar da ya sonradan iptal edildi ya da bizde bir aksilik çıktı. Genele hitap eden konserlerde “metal” çok az yer tutuyor, bu da aslında grup elemanlarının konserlerden yeterince zevk alamamasına neden oluyor. Biz de ne çalarsak çalalım gitar tonlarını ve vokalleri mümkün olduğunca sert kullanıyoruz, bu sayede kendimizi az da olsa tatmin ediyoruz.

- Etkilendiğiniz gruplar hangileri?

*Etkilendiklerim daha çok virtüözite ağırlıklı müzik yapan gruplar. En önemlileri, Cacophony, Metallica, Dream Theatre, Therion, Nightwish ve Venom.

- Beğendiğiniz gitaristler, davulcular, basçılar ve vokaller hangileri?

*Gitarist olarak Steve Vai Yngwie J. Malmsteen, Jason Becker... Davulculara gelince, Mike Mangini, Terry Bozzio, Mike Portnoy... Bas gitarda, Billy Sheehan, Steve Harris, Cronos (Conrad Lant). Vokal olarak en beğendiğim isimler Bruce Dickenson, James Hetfield, Alice Cooper, Emma Shapplin.

- Dünya çapında müziğin giderek kalitesizleşmesini neye bağlıyorsunuz?

*Her işte olduğu gibi müzikte de kalitesizleşme, para amacı güdülmesinden, para kazanıldıktan sonra da eldekini yeterli bulmayıp işi ticarete vurmaktan dolayı mevcut.

- Beğendiğiniz türk rock’çılar kimler?

*Türkiye’de beğendiğim rock’çı (ne demekse artık) yok. Ama insanların diline bu şekilde dolanmış isimlerden birkaçını dinliyorum, Biraz Şebnem Ferah, biraz Pentagram, biraz da Serdar Öztop.

- İlk yazdığınız şarkı?

*İlk şarkımı orta-2’de yazmıştım ve klavye ile bestelemiştim, çünkü o zamanlar gitar çalmıyordum. Şu an Losing adı altında bulunan parça (şarkıyı grubun diğer elemanları hala bilmiyor). İlk günkü hali çok değişti ama şarkının özü hala aynı.

- En iyi konseriniz?

*Çıktığım en iyi konser, 30.12.2003 tarihinde, MPAL konferans salonunda verdiğimiz konserdi. Tek problem sesin yeterince çok olmamasıydı. Ama belki de konserin iyi olmasının sebebi buydu. Seyirci ile iç içeydik, beraber söyledik, eğlendik. Kimsenin kulağını distortion ve wah’la yırtmadık.

- Issız bir stüdyoya düşseniz yanınıza alacağınız üç ekipman ne olurdu?

*Ibanez Jem (Steve Vai), Mesa Heartbreaker ve Dunlop 1.50 pena.