TÜRKİYE’DE ENSTRÜMANTEL MÜZİK VE SORUNLARI

Aslında, Türkiye bu konuda hiçbir ülkeden geri kalmamış ve hatta bu konuda gelişmiş ülkeler statüsünde diyebiliriz. Bu gün düğünlerde çalan, halk oyunlarında çalan müzikler bunların hepsi bir tür enstrümantal müziktir. Fakat son yıllarda çevremde bu müzik türlerine karşı insanların bakış açıları pek de hoş değil....

Türkiye’de ki enstrümantal müziğin temelinde, oryantalist müzik dediğimiz Orta-doğu müzik türü, Orta Asya müzik türleri, ve kuzey bölgesinin(Kafkas havaları) müzik türleri yatar. Ve son zamanlarda(son 40-50 yıl) batı türünün etkisi yadsınamayacak kadar fazladır... Bu ayrı bir tartışma konusudur, batı müziği Türk müziğini kötü yönde mi etkilemekte veya yozlaştırmakta mı? Yoksa ayrı bir hava katarak yeni bir gelişme sürecine mi sokmakta? Bu konu tartışılır ve günümüzde müzik için bence en önemli tartışma konularından biridir.

Ülkemizde enstrümantal müziğe genel bakış açısı; düğünlerdeki oyun havaları, bir akşam yemeğindeki bize eşlik hafif müzik, kafamızı şişiren bir tür(!), film-dizi müziği şeklindedir. Bu ne yazık ki çevresinde örneğini çok gördüğümüz acı bir gerçek, aslında bu bir tek ülkemizin sorunu değil, bütün dünyada son zamanlarda bu böyle... Bunun suçluları kimlerdir bilinmez. Tabi ki suçu hemen basın yayın organlarına atabiliriz...

Türkiye’de enstrümantal müziğin diğer önemli bir sorunu ise; kendi ülke insanından değil de yurt dışından destek görmesidir. Hani güzel batı işte bizim müziğimizi seviyor diyoruz ya... Evet aslında güzel bir şey. Ama şunu da unutmayalım ki nasıl bu gün bir Fransa, Yunanistan bizim Nasrettin Hocamıza ve Hacivat-Karagöz’ümüze sahipleniyorsa, müziğimize de ilerde sahip çıkması sürpriz olmaz ki bence bu olay çok uzak değil yakın bir tarihte gerçekleşecek. Ve bu sefer orta oyunlarımıza sahip çıkarken olduklarından daha güçlü temellere dayandıracaklar.

Ne demek istediğimi anlamak isterseniz, Loreena mc kennit-Marco Polo parçasını veya Apocalyptica-toreador II parçasını dinlemek size bir fikir verecektir. Bu parçalarda bahsetmek istediğim oryantalist müziğin batı modunda tekrar bize yutturulması, ve ne yazık ki ülkemizde kendi müzikten anlayan, ve entelektüel olduklarını iddia eden halk içinde belli bir yer etmiş insanlar tarafından desteklenmekte, doğu ve doğunun kafa yapısı olarak en gelişmiş ülkesi olan bizlerdeki bu problem her geçen gün büyümekte ve büyük sorun haline gelmektedir.

Bu gün “Kasap Havası”na iğrenç deyip ona yani bir hava katmayıp Marco Polo şarkısını tercih edip dinleyen, çalan müzisyenler varsa(ki bu bile yok denecek kadar az) bence bu şahıslar işin kolayına kaçan yanlış yoldaki insanlardır...


EMRE AKYÜZ