Slash, Jimmy Page, Peter Frampton, Duane Allman, Alvin Lee, Zakk Wylde, Randy Rhoades, Gary Moore, Joe Perry, Billy Gibbons, Paul Kossof, Peter Green...
Hepsinin bir tek ortak noktası var: Gibson Les Paul. Güçlü manyetikleri, iri gövdesi, koca klavyesiyle rock müziğine damgasını vuran seksi gitar Les Paul.
Belki bu gitarlardan birine sahip olacak kadar paranız olmadı şimdiye kadar, belki de hiç olmayacak. Belki odanızda bir akrabanızdan kalan 1957 model bir Black Beautyniz var. Belki bu şişkoyu çirkin ve itici buluyorsunuz. Çünkü sizin için Rockn Roll, Steve Vai ve Floyd Rose tremolo sisteminden ibaret. Bunlardan hangisi olursanız olun Les Paulün 1950lere uzanan hikayesini ilginç bulacağınızdan eminim.
1940lı yılların sonlarında jazz ve country gitaristi Lester William Polfus (nam-ı diğer Les Paul) daha sonraları Gibson tarafından satın alınacak olan Epiphone fabrikasında kendi elektro gitar dizaynları üzerinde çalışıyordu. Bu çalışmaların ilk sonuçlarını Gibsona götürdü. Ancak ilgi görmedi, hatta Les Paulün ilk prototipleri komik bulundu. Ancak daha sonra 1950de Gibson bu kez Les Paulün peşine düştü ve onunla sözleşme imzaladı. Sözleşmeye göre Les Paul, üzerinde kendi adının yazılı olduğu her bir gitarın üretiminden telif hakkı alacaktı.
Les Paul, günümüze kadar önemli değişikliğe uğramadan gelen dizaynını oluşturana kadar 40-50 civarında prototip üzerinde çalıştı. Bu çalışmalara yine onun gibi araştırmacı bir gitarist olan ve daha sonralaro Flying V ve Explorer gibi dizaynlarla gündeme gelen Ted McCarty de destek oluyordu. 1952de Gibson Les Paul gitarlarının üretimi başladı. Gibson şirketinin başkanı Maurice Berlin, başlangıçta bu gitarların sadece Les Paul markasıyla piyasaya sürülmesine, üzerinde Gibson ibaresi taşımamasına karar verdi. Ancak kısa bir süre içerisinde, bu dizaynın başarıya ulaşabilme ihtimalini göz önüne alarak bu fikrinden vazgeçti.
Les Paul, gitarların 20 saniyelik doğal bir sustaine sahip olmasını istiyordu. Les Paullerin diğer gitarlara göre daha ağır olması da bu yüzdendir. Gövde, maun ağacının üzerine yerleştirilmiş yarım inçlik maple bir kaplamadan meydana gelmektedir. Konstrüksüyonun kopyalanmasını zorlaştırmak için bu kaplamanın profili özellikle oval ve eğimli tasarlanmıştır.
1960ta SG, Stratocaster, Flying V, Explorer gibi dizaynlara ilgi öylesine artmıştı ki, Gibson, Les Paul üretimini durdurdu. 1962de ise Les Paulün Gibsonla olan sözleşmesi sona erdi. Tam bu sıralarda karısı Mary Forddan da ayrılmış olan Les bir süre gitarlardan uzak kalmayı yeğledi ve sözleşmeyi yenilemedi. 1967de rock müzisyenlerinin 1957-1960 model vintage Les Paullere binlerce dolar ödediğini gören Les Paul, Maurice Berlinle tekrar anlaşarak Gibsona döndü ve Les Pauller üzerinde aktif olarak çalışmaya devam etti.
İlk Les Paul modellerinde (1954 Black Beauty ve 1956 Goldtop gibi) "Alnico V" ile "P-90" tarzı single coil manyetikler kullanıldı. 1957den itibaren bu manyetiklerin yerini Classic Humbuckerlar aldı. Les Pauller birkaç Bigsby donanımlı modelin dışında hiçbir zaman tremolo kolu taşımadılar gövdelerinde. Şu anda üretilmekte olan modeller de dahil olmak üzere köprüde kullanılan standart ekipman tune-o-matic / stopbarlardır. Bütün Les Paullerin klavyelerinde 22 adet perde vardır (Stratocasterlardan bir tane fazla).
Gibson günümüzde dahi çok büyük miktarlarda seri üretim yapmayan, seçkin bir firma özelliğini koruyor. Nashville, Tenesseedeki fabrikasında makineleşme minimum düzeyde ve gitarlar büyük oranda el emeği ile üretiliyorlar. Gibsonın şu anki üretim hattında yer alan Les Paul Kolleksiyonunda temel olarak beş model yer alıyor: Les Paul Custom, Les Paul Classic, Standart, Studio ve Special. Custom, Classic ve Standartlar daha pahalı ve üst modeller, Studio en ekonomik ve düşük model, Special ise adı üzerinde özel. Les Paul Specialın ayırdedici özelliği, bu seri içinde gövdesinde maple kaplama taşımayan P-100 gibi farklı humbuckerlarla donatılmış tek gitar olması. Diğer modeller arasında çok büyük farklılıklar yok. Customların maple kaplamaları biraz değişik (ağacın niteliği açısından). Standartlarda body/neck binding (gövde ve sapın bütün kıvrımlarını saran kenar şeridi) var, Studiolarda hiç yok. Manyetikler temelde aynı.
Yani eğer bir Les Paul almak için para biriktiriyorsanız, bir Custom için 2000 doları tamamlamayı beklemeden 800 doları yapıştırıp Studioyu kapın.
Aramıza hoşgeldiniz. (Not: Fiyatlar Amerika fiyatları olup, ülkemizdeki fiyatlar için lütfen iki ile çarpınız!)
Şaka bir yana Les Paul modellerini karşılaştırırken dikkat etmeniz gereken başka bir nokta da modellerin saplarının özellikleri. Custom, Standart, Studio ve Speciallarda 1959 Rounded LP sapı bulunuyor. Oldukça kalın, etli ve eğimli bir sap, yarım daireye yakın bir profili var. Ibanez, Jackson gibi markaların süper ince klavyelerine alışkınsanız, bu Les Paullerde önemli bir süre yabancılık çekeceğiniz muhakkak.
Buna rağmen dostlar bence; işin sırrı, yani bu gitarın, bu güçlü tonun en önemli kaynağı bu şişko, dolma saptır.
Les Paul Classic ve Studio Light modellerinde ise "1960 Slimtaper LP" sapı kullanılıyor. 1959 Rounded LP ye göre 1960 Slimtaper çok daha ince ve daha az eğimli ancak yine de Jackson Dinkynizdekinden daha dolgun. Les Paullerde tremolo sistemleri olmadığından tellerinize bir ileri bir geri eziyet edemeyeceksiniz ve onlar da genellikle akordlu kalacaklar.
Yani demek istediğim Les Paullerin basit görünümlü mandalları gitarı akordlu tutmakta yeterince başarılılar.
Gibson, bu temel modellerin dışında bir de "Historic Collection" adı altında 1954-1960 arasında üretilmiş klasik modellerin (1954 Black Beauty, 1954-1957 Goldtop, 1959 Flametop gibi) neredeyse birebir eşlerini, bekletilmiş ağaçlar ve diğer orjinal parçalarıyla yeniden üretiyor. Bu gitarların fiyatları da doğal olarak Custom, Standart gibi temel modellerin iki üç katı kadar.
Gibson Les Paul familyasına en son katılanlar ise Jimmy Page ve Slash adına üretilmiş "Signature" modeller. Jimmy Page Model temelde Standart Les Paul özelliklerine sahip. En önemli özelliği ise manyetiklerin ton ve volume potlardaki switchler sayesinde humbucker, single coil, birbiriyle paralel, seri, in ve out of phase konumlarında kullanılabilmesi. Bu şekilde gitar üzerinde 21 tane manyetik konfigürasyonuna sahip olabiliyorsunuz. Bu sayede aynı gitardan çok değişik tonlar elde edebilmek mümkün oluyor. Jimmy Page Les Paulün sapı da bu efsanevi gitaristin spesifikasyonları doğrultusunda hazırlanmış. Slash Signature Model ise 1959 Flametop Les Paul Standart teması üzerine kurulmuş.
Bu gitarlın diğer özellikleri ise gövde üzerinde bir Slash Snakepit logosu olması ve klavye üzerinde sedef kakma ile çizilmiş bir kobra yılanı figürünün boylu boyunca uzanması.
Evet, artılarıyla, eksileriyle Gibson Les Paul çok önemli bir gitar. Bu yazıda, bu efsane ile ilgili bazı puslu mevzuları açıklığa kavuşturabildiysek ne mutlu bize. Ama burada bitmedi. Daha sırada SGler, Explorerlar, Flying Vler, ES 335ler, BC Richler, Warlocklar, PRSler, Patrick Egglelar, Stratlar, Teleler, Gretchler, Yamahalar, Ibanezler, Hammerlar, ESPler var... Takibe devam edin !
Bekçinin Notu
Bu bilgilendirici makalesi için Bora Uslusoy'a GaRaJ adına teşekkürü bir borç biliyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.
Bora Uslusoy Band hakkında geniş bilgi için buraya tıklayın
GaRaJ Bekçisi