Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.
Müzik Haberler

Steve Gadd

4 Ocak 2003 00:00
Tanıtım :: Steve Gadd, dünyadaki çoğu davulcuya esin kaynağı olmuş önemli sanatçı hakkında...

Chick Corea: Tüm davulcular Gadd Gibi gibi çalmak ister, çünkü o kusursuz çalıyor...

Biyografi

Biyografi




9 Nisan 1945'te New York, Rochester'da doğdu. Steve Gadd ritm hakkında ilk bildiklerini kardeşiyle birlikte yerel bir klüpte yaptığı tap - dansı sayesinde öğrendi. Amerikan ordusunda baterist olarak çalışan amcasının yönlendirmesiyle 7 yaşında derslere başladı. 11 Yaşında Dizzy Gillespie ile tanıştı. Rochester'da Eastman College'de müzik okudu. Kolejden önce de 2 yılını geçirdiği Manhattan's School of Music'te önce Bill ve Stanley Street ile sonra da John Beck'le çalışma fırsatı buldu. Bu sırada konser gruplarıyla çalıyor, geceleri de bir klüpte Chick Corea, Chuck Mangione, Joe Romano ve Frank Pullara ile sahne alıyordu. Corea ile çalışmak Gadd için bir devrimdi, bu grupta sınırsız yaratıcılık olanağı buldu. Tecrübe, sanatçının bütün davul tekniğine yaklaşımını etkiledi ve tarzını tümüyle değiştirdi. Onun tınısında yakaladığımız pırıltılı dokunuş ve ritmik beceri işte bu değişimin sonucudur.

Kolejden sonra amcası gibi orduya katıldı ve askeri bir orkestrada 3 yılını geçirdi. Ordudan ayrıldıktan sonra yine Rochester'da bir Big Band ile çalmaya başladı. 1972 yılında Tony Levin ve Mike Holmes ile bir trio kurdu ve New York'a gitti. Grup bir süre sonra dağıldı, fakat Gadd yoğun şekilde stüdyo müzisyenliği yapmaya başladı. Birleşik Devletler'deki en değerli perküsyoncu ve davulculardan olmayı başaran Steve Gadd, bu dönemde Chick Corea'nın ilk albümü olan Return To Forever'da çaldı. '70 ve '80 lerde uluslarası turnelerde boy gösterdi. Fusion grubu Stuff'la çalarken ortaya koyduğu buluşlar o dönemim genç davulcularını oldukça etkiledi. Paul Simon'la ve Al Di Meola'nın Electric Rendezvous Band'i ile kayıtlara girdi.


1970'lerin sonundan itibaren Steve Gadd dünyadaki en çok talep gören ve belki de en çok taklit edilen davulculardan biriydi. Japonya'da sololarının transkripsiyonları satılıyor, tüm önde gelen Japon davulcular Gadd gibi çalıyordu. Chick Corea'nın hakkındaki yorumu, çoğu davulcuyu kıskandıracak niteliktedir:

"Tüm davulcular Gadd Gibi gibi çalmak ister, çünkü o kusursuz çalıyor..."

Gadd'in favori davulcularını saymak gerekirse Elvin Jones, Tony Williams, Jack DeJohnette, Buddy Rich, Louie Bellson gibi davulcular birçoğunun arasında ilk sırada gelenlerdir.

Röportaj (1.bölüm)

:: Steve Gadd İle Yapılmış Bir Röportaj (1.bölüm)





Steve Gadd: Aşağı yukarı üç yaşlarında bir çocukken, annem, babam, kardeşim, amcam ve ben büyükannem ve büyükbabamla büyük bir evde yaşardık. Davulcu olan amcam, müzik dinlerken, elime bir bıçak veya o an ne bulduysam alıp parçaya eşlik etmeme dikkat etmiş. Bana kendi bagetlerinden bir çift verdi, ve nasıl tutmam gerektiğini gösterdi. Bütün gün yuvarlak bir tahta parçasıyla dinlediğim parçalara eşlik etmeye başlamıştım. Genellikle marşları dinlerdim, özellikle de John Philip Sousa'nınkileri. Ailem müzik dinlemeye, amcam ile ben de saatlerce beraber çalmaya bayılırdık. Sonra babam ve kardeşim de ellerine geçirdikleri bagetlerle bize katılırlardı. Bu planlanmış, organize edilmiş bir şey değildi, sadece eğlenmek için yapardık. Neler olacağını da kimse tahmin edemezdi.

Doğup büyüdüğüm Rochester, müzik için elverişli bir yerdi. The Ridgecrest Inn'de pazar öğleden sonraları müzik yapılırdı. Ailemle birlikte mutlaka giderdik. Dizzy Gillespie, Stan Getz, ve Carmen McRae gibi çalmaya gelen sanatçılar benim gibi çocukların onlarla oturmalarına izin verirlerdi. Çok güzeldi. Aynı dönemde bir davul grubuna dahil olmuştum ve rudimentlarla orada tanıştım. Davul çalmanın çok fazla yolu olduğunu öğrendim. Örneğin bu yollardan biri, bir orkestrada trampet çalmaktır. Kolejde de bu konu hakkında dersler aldım. Bunun dışında davul gruplarında hüküm süren rudiment yaklaşımı da başka bir tarz. Yani çok değişik stillerde çalıyordum. Önce kocaman bagetlerle davul gruplarında çalıyordum, provadan sonra babamla birlikte klübe gidip davul setinin içine oturuyor daha küçük bagetlerle tamamen farklı birşey çalıyordum. Sonradan müzik okumayı öğrenmek ve tarzımdaki müzikal tadı geliştirmek için orkestral yaklaşım dersleri aldım.

Soru: Müzik okuluna gittin mi?


Steve Gadd: İki sene boyunca Manhattan School of Music'e devam ettim. Oradan Eastman School of Music'e geçtim ve daha önceden de birlikte çalıştığım John Beck'ten dersler almaya başladım. Eastman'da beraber çalınabilecek daha çok topluluk vardı. Ben de bir grubun perküsyon bölümünde çalabilme şansı buldum.

Gitgide iyi bir konser trampetçisi, ve zilcisi -ki çalması gerçekten zordur- oluyordum. Mallet, xylophone, çan ve timpani çalmak benim için hala çok zordu.

Röportaj (2.bölüm)

Steve Gadd İle Yapılmış Bir Röportaj (2.bölüm)



Soru: Okuldan sonra Chick Korea'yla çaldın. Nasıl bir tecrübeydi?

Steve Gadd: Chick, Rochester'a geldi ve bir grup kurdu. Chuck Mangione, Chick, Joe Romano, Frank Polaro, ve ben. Haftada altı gece çalışıyorduk. Miles'ın yaptıklarıyla aynı tarzda şeyler yapıyorduk. Yönlendirme Chick'ten geliyordu. Gerçek bir yaratıcıydı. Chick'le çalışmak esinlendirici ve kafa karıştırıcıydı; farklıydı. Bir gece klübe gittiğimizi hatırlıyorum. Orada 3 hafta çalışmıştık ve aramızda bir gerginlik vardı. Joe Romano sıkı bebop'çıydı tıpkı Charlie Parker gibi. Chuckie, Chick'le çalmıştı ve onun muzikal gücünden adeta korkuyordu. Frank Polaro özel bir basçıydı, ve ben vardım.

Tüm benliğimle bütün gece yorulmadan çalabiliyordum ama henüz birşeyler oluşmamıştı: Gerçek bir uyuma, karışıma bir türlü ulaşamıyorduk. Tenör saksofoncu, Chick arkasında çalarken kendini rahatsız hissediyordu. Chick benim tarzım sonucu kendini kilitlenmiş hissediyordu, çünkü çok ritm bazlı çalıyordum.

Bir akşamüstü Chick "hadi kulübe gidip çalalım" dedi. "Tamam" dedim. Bir süre davul çaldı, izledim. Tekniğinden çok, müzikal yaklaşımından etkilenmiştim. Enstrümandan çok fazla 'müzik' elde ediyordu. O zamanlar büyük bas bir set kullanıyordum, ve yeni, daha küçük bir set ısmarladım. Hafta sonu için Chick New York'a gitti. XXX Yaklaşım hayatımdaki müziğin yeri büyüdükçe benim de büyümemi sağlıyor. O şehir dışındayken yeni set geldi, Chick geri geldiğinde grup adeta istim üzerindeydi. "Backbeat"leri unuttum, iki ve dörtlerde high hat çalmayı bıraktım. Özgür tarzdaki müzik ile gevşek, kimsenin etkilenmediği müzik arasında ince bir çizgi vardır. Birşeyin gerçekleşmesiyle boktan olması arasında ince bir çizgi vardır.

Soru: Çeşitli gruplarla yaşadığın tecrübeleri, şu andaki stüdyo müzisyeni olarak devam ettiğin kariyerle nasıl kıyaslarsın?

Steve Gadd: Stüdyoda çalışmak benim için müzikal anlamda oldukça tatmin edici ama bunu söylerken, canlı çalmak istemiyorum demiyorum, bence bu da o kadar değerli. Kanımca izleyiciyle kurulan o ilişki oldukça önemli. Sanırım asıl cevap ikisini de sürdürebilmenin ideal olduğu. Gün boyunca kayıtta vakit geçirmek, geceleri de bir kulüpte çalmak veya haftasonu konserler vermek.


Soru: Sanatçı olarak üstlendiğin roldeki teslimiyetinin genel fikri nedir?

Steve Gadd: Kendimi sanatçı olarak görmüyorum. Oraya gidiyorum ve müzik için doğru olanı çalmayı deniyorum. Sanırım en doğru yaklaşım bu. Kendi sanatçılığına takılmış olan insanlar, genellikle hissettiklerini düşündükleri bir tarza bürünürler ve eğer farklı birşey yaparlarsa dinleyiciler onların sanatçılığını tanımlamakta zorlanacaktır. Bu da bir çeşit sınırlanma demektir. Ben bu şekilde düşünüyorum. Çalmak için uzun zamanım var. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Davul çalabildiğimi biliyorum ve mümkün olan en iyi şekilde çalmak istiyorum. Bir sene sonra şu an olduğumdan daha iyi olmalıyım. Ama sanatım tehlikede olduğu için değil, hoşuma gittiği için.

Hakkında söylenenler

Hakkında Söylenenler




Chick Corea: Tüm davulcular Gadd gibi çalmak ister çünkü kusursuz çalıyor. Orkestral ve kompozisyonel düşünceyi davul setine getirirken hayal gücünü, ve olağanüstü swing yeteneğini de bir kenara bırakmadı.

Sheena Easton'daki grubunda Steve'in lakabı: Steve God

Dave Grusin: Dünyadaki bir numaralı davulcu.

Donald Fagan: Donakaldım, Daha önce kimse böyle birşey yapmamıştı. İnanamıyorum. ("Aja" provası sırasında Steve Gadd'in ikinci tekrardan sonra solo dahil tüm parçayı hatasız çalmasından sonra...)

Bob James: ...Steve Gadd örneğin, kesinlikle merkez eleman haline geldi. Parçanın ritmine getirdiği tam olarak aradığım heyecandı. (Gadd'in 'Night On Bald Mountain' parçasındaki performansı hakkında konuşurken...)

Andy Newmark: Steve bir kurumdur. Onu çalarken gördüğünüzde her şeyi anlarsınız. Her şeyin sürekli yolunda gitmesinin nedeni Steve'in hep Steve'i çalmasıdır. O muhtemelen, rock ve popu anlayan ve bunlar hakkında orijinal duygular besleyen aynı zamanda da bir caz davulcusunun tekniği ve duygusuna sahip olan ilk adamdır. Hareketlerinde ona özel bir şiirsellik vardır. (John Lennon, David Bowie, Keith Richards, Sly & the Family Stone, Roxy Music ve daha birçoklarının davulcusu)

Quincy Jones: Dünyadaki en iyi ritm seksiyonu: Ralph Macdonald, Steve Gadd, Eric Gale, Richard Tee, Anthony Jackson.

Billy Ward: Şimdi davulcuların başkanını alalım; Steve Gadd

Dave Weckl: Steve'i duyduğumu hatırladığım ilk anım, Chick Corea'nın 'Humpty Dumpty'si. Çaldığını duyduğumda onu kaybettim. Daha sonra, Steve'i Chick'in çalışmalarında çok dinledim.

Lee Herschberg (ses mühendisi): Genellikle iki davulcu gibi duyulur. İnanmak gerçekten zordur. Yanında oturan başka biri var mı diye bakmak zorunda kalırsınız.


Tony Banks (Genesis - keyboard): Steve Gadd, solo kayıtlarımdan birinde çaldı. Etrafta vahşice ritm atanlardan nefret ederim, Steve'in zevki vardır.

Tom Scott: Davul paternleri birer marka olmuştur. O inanılmazdır.

David Matthews: Kayıt sırasında, piyanonun önünde oturuyordum, davul seti de arkamda kalıyordu. Arkort işleri bittikten sonra Steve kendi kendine bir marş ritmi çalmaya başladı. Sanki birisi üç elle birşeyler çalıyor gibiydi: Biri iki eliyle bir roll çalıyor bir diğeri de 2, 3 vuruşta bir güçlü aksanlar koyuyordu. Nasıl çaldığını görmek için arkamı döndüğüm anda durdu. Sanırım ne yaptığını hiç anlayamayacğım.

Buddy Rich: Davulcuları severim, ama beni hayal kırıklığına uğrattılar, davul çalma sanatını gerektiği kadar yükseltmediler. Birkaç yıl önce durdular. Ben bu süreçte tek bir delik olarak Gadd'i görüyorum. Steve Gadd bu özel davul tarzı içindeki en iyilerdendi ve sanırım hala da en iyisi. Bu bir caz geçmişi olmasına dayanıyor, çaldığıyla da bu geçmişi bağdaştırıyor. Başlangıçta çok ilginçti. Dinlediğim tüm davulcular arasında, Gadd davulunun arkasında en çok ders olanlardan biridir.

Diğer

Tüm bu yazı internette Gadd hakkında bulunan bir siteden çevrilmiştir. Fakat bu çeviri sırasında sevgili Gadd'in inanılmaz discography'si görüldüğünde hayrete düşülmüş ve bu kadar şeyin nasıl bir formata sokulacağına karar verilememiştir. Hem bahsi geçen siteyi zitaret etmek hem de sanatçının yaptığı işlere bir göz atmak için alttaki linke tıklayabilirsiniz.


Steve Gadd Website

Yine yukarıda link verilen siteden sanatçının çalmış olduğu değişik parçalarının notalarına da buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Son olarak sanatçının değişik dönemlerde çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu bir galeriyi aşağıda izleyebilirsiniz. Büyük hallerini görmek için resimlere tıklayın.






Drum Beat Magazin 
Genç Gadd 
Kendisi Bob ile 
Kızarak çalar 



Çalarken mutlu kendisi 
Güzel adamdir kendisi 
Steve Gadd signature 
Steve Gadd signature 



 
 

Yorumlar

Taze haberler