Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.
Müzik Haberler

White Stripes

25 Haziran 2003 00:00
Tanıtım :: White Stripes kimdir nedir ne değildir

Bundan 100 yıl sonra benim de kafatasımın bir dükkanda satılmasını isterim

Giriş

Giriş...



Bilgisayar başında vakit geçiren herkesin bir winamp'ı ve en sevdiği şarkılardan oluşan MP3 leri muhakak vardır bu liste bazılarında binleri bulur. O şarkılar devamlı çalar durur, ne çaldığını da pek duymazsınız!


Bir hafta evvel mp3 listemde yine aynı şarkıları çalarken kulağım müziğe kesildi. Devamlı aynı şarkılar çalıyordu. Dönüp dolaşıp aynı şarkıya geliyordum. Yeni birşeylere yeni bir sounda, yeni olan herhangi birşeye ihtiyacım vardı, hem de acilen. Eskiden müzik konusunda çok bilgiliydim, bütün yeni çıkan Cd'leri takip ederdim. Ama artık hiçbir fikrim yoktu kimler var kimler yok, bu aralar ne satıyor.. "Allahım internet için sağol" sabah saat 3'de HMV'ye ve Virgin'e uğradım. Ne var ne yok kimler çıkmış ne satıyor eleştiriler nasıl diye. Listede Madonna'nın yeni albümü ve bir sürü adını bilmediğim grup vardı. Kestiremiyorum da kapaklarından kim ne tarz yapıyor diye. Liste başında bir grup var White Stripes diye. Bir yandan yabancı gelmiyor. Bir yandan da bakıyorum kapağına, beğenmiyorum, bana gelmez misali vazgeçtim.

Neyse birkaç albüm beğendim yeni çıkanlardan, ordan kasaya gittim (imesh) beğendiğim albümlerin listesini girip başladım indirmeye. Marcy Gray'in yeni albümünü indirdikten sonra, ki bu ülkenin bir numaralarına güven olmaz, İngiltere albüm listesine 1 numaradan giren White Stripes'ı indirmeye karar verdim.

Müziğin insanlar için ne kadar önemli birşey olduğunu açıklamama gerek var mı bilemiyorum ama kendi açımdan önemi tüysel. Herkesin tüylerini diken diken eden birşey vardır ya, beni harekete geçiren şey iyi müzik. Hangi dilde hangi tonda olursa olsun iyi bir müzik. İnsanın yarattığı o duygu, ruh ya da, ne derseniz deyin, iyi müzik beni çok mutlu ediyor. Walkman'de dinliyorsam yürüyüşümü, işte dinliyorsam işimi, yemek yaparken yemeğimi değiştiriyor daha iyi olmasını sağlıyor. Mutlu olmamı sağlayan şey müzik. Ve size birşey söyleyeyim mi! en büyük korkum bir gün melodilerin ve sözlerin kökünü kurutmak. Gitarla kaç ayrı müzik yapılabilir diye merak ederdim. Birisi bunu çözebilmeli umarım büyük bir rakamdır. Yakın zamanda zaten artık iyi birşey duyamayacağım diye korkmaya başlıyordum. Bugüne kadar bir düşünsenize ne büyük şarkılar dinledik ne parçalar duyduk. Herşeyin sonu vardır acaba müziğin sonu da gelecek mi?


Diye düşünürken allahdan vahiy iner gibi, White Stripes indi bilgisayarıma. Bak şimdi bir daha dinliyorum . Seven Nation Army albümün ilk şarkısı indi. Ve gooooooooooooooooooool harbi oley be! Oh be bu ne mutluluk sonunda şükürler olsun dünya varmış. Ya altın bulursunuz ya, ya da çok aradığınız birşey yok aslında bu çölde su bulmak gibi birşey uzun süre susuz yürürsünüz de sonra çıkar ya vaha. Aha ondan işte öyle hissetim kendimi şarkıyı duyar duymaz. Buydu uzun zamandan beri aradığım.

Koştum kaptım yağı, sildim kulakları ve albümü dinlemeye başladım. Her şarkı olmuştu. Ya da Leeds'de yaşayan Türklerin dediği gibi albüm baştan aşağıya tamamdı.

Elefan

:: Elefan



Daha sonradan öğrendiğim üzere grup Detroit'li Jack ve Meg White kardeşlerden kurulu idi. Ve elephant onların 4. stüdyo albümü idi. Mayısta Q dergisine kapak olmuşlardı. Nereden hatırladığımı da dergiyi okurken hatırladım. Geçen sene Dead Leaves And The Dirty Ground isimli singleları MTVde dönüyordu. Onların İngiliz olduğuna emindim ama Detriot'li çıktılar, Eminem'le hemşehriler yani!!!


3. albümleri White Blood Cells geçen sene İngiltere'de büyük başarı yakalamıştı anlaşılan. 2002 Nisan ayında 10 günde kaydettikleri Elephant albümünü piyasaya 1 yıl sonra sürmelerinin nedeni White Blood Cells'in yarattığı ve benim haberimin olmadığı tufanın dinmesini beklemek olmuş.

Jack White, ki çok ama çok ilginç bir insan, ölümle yakından ilgileniyor, ve fillerin ölüme olan yaklaşımlarını çok ilginç bulduğundan albümün ismini elephant koymuş. Filler ölülerini gömen tek hayvan. "Diğer hayvanlar ya ölülerini yerler ya da bırakırlar ama filler ölülere özel bir ilgi gösterirler ve gömerler" diyor.

Jack White'ın bu albümde başarıyı yakalamasında çok önemli faktörler var. Birincisi albümün kayıtları. Albümün kayıtlarını Londra'daki Toe Rag stüdyosunda yapmışlar. Bu stüdyodaki herşey antika. Ses masaları Abbey Road'un eski ses masası, ve mikrofonlar antika değerinde. Stüdyoda çalışan ekip ise bilgisayar kelimesine dayanamayan, herşeyi eski sistemde eskisi gibi yapmak isteyen insanalardan kurulu. Jack'ın da dediği gibi "Albümümde o iğrenç teknolojiye yer vermedim."


Geçen albümlerinin başarısından sonra biraz rahata kaçmışlar Elephantı tamamlamak için 10 koca gün ayırmışlar (White Blood Cells 3 günde tamamlanmıştı). Albümün üçte birini de bu 10 günlük zaman zarfında yazmış Jack.

İkinci faktör ise basitlik. Albümde basçı bile yok sadece gitar ve davul, effektler kemanlar orkestralar falan hiçbirşey sadece Jack ve Meg. Hayatın gerçeği de bu zaten diyor Jack "Sadece gitar ve davul yeterken daha fazla birşeyler eklemenin ne gereği var. Basitlik ve sadelik te zaten büyük bir zenginlik"

Ruhban

Ruhban




Jack ve Meg rock'un rahip ve rahibesi gibiler. Uyuşturcu seks partileri büyük kontratlar, büyük konserler onlar için "asla asla" statüsünde, onlara yasak. İkisi de fazlası ile utangaçlar zaten. Onlar değişmek istemiyorlar. Arkadaşları gibi "götleşmek" de istemiyorlar. Para ve ünle şımaran, kim olduklarını unutan, kendilerini kaybeden, arkadaşları gibi olmaya niyetleri hiç yok.

Jack White aslında antika mobilya tamircisi. Zaten albümde de eskiye, özellikle bluesa özlem duyan bir sound var. Jack Katolik bir ailenin 10 çocuğundan biri. Hayata bakış açısı eski tarzda. Zamanın kızlarını ve teenagelerini hiç mi hiç beğenmiyor. Rock starları gibi kızların peşinden koşmuyor. 10 günde bir albüm yapıyor ve müziği ile ilgileniyor. Ayrıca Q da çok güzel bir lafı var. "Uyuşturucu etkisi altında yapılan müzik asla kalıcı olmuyor. Mesela The Beatles'ın uyuşturucu etkisinde iken yaptığı Sgt Pepper ve Revolver'i kim hatırlıyor?" O sade gerçek ve kalıcının peşinde.


Dedim ya ölümle de yakından ilgileniyorlar. Jack ve Meg'in bildikleri bir tek şey var: sonunda öleceğiz. Hayatı basit tutalım .

Onların hayata bakış açıları harika bir müzik yaratmış. Gerçeği ara, hayattan zevk al ama geçici şeylerde zevk arama ve ölümü kabullen. Bu şekilde Justin Timberlake'in dünyasından mümkün olduğu kadar uzak olursun.


Jack'ın müziğini yazdığı piyanosunun üstünde bir kuru kafa var "Bana sonu, hayatın sonsuz olmadığını hatırlatıyor" diyor Jack ve ekliyor "Bundan 100 yıl sonra benim de kafatasımın bir dükkanda satılmasını isterim. Ama asıl istediğim benim kafayı alanın, "Kimindi bu kafa ?" diye düşünmesi."

Albümü dinliyorum gerçekten kulaklarımın pası silindi. Yeni bir müzik buldum tüylerimi harekete geçiren. 2 şey eklemek istiyorum. Şimdi bundan daha iyisini kim ne zaman yapacak ve müzik ne zaman bitecek. Bu albümü duyduktan sonra müziğin biteceğini sanmıyorum ama bundan daha iyisini ne zaman duyacam bilmiyorum çünkü Jack White mobilya tamirciliğine geri dönüyor.

Galeyan

Galeyan





 
 
 
 
 
 



 
 
 
 
 

Yorumlar

Taze haberler