Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.
Müzik Haberler

Kiss :: Bir Rock n Roll Efsanesi

24 Mart 2005 00:00
Tanıtım :: Rock'n Roll Efsanesi Kiss Hakkında detaylı bir yazı...

... Criss'in grubu terketmesi ise Kiss'in artık müzik hayatının bittiği yönünde sinyaller veriyordu ...

Simmons Tongue

Efsane 1973 yılında müzik hayatına girdi diyerek geyik sözleri sarf etmeden grup elemanlarından yazıma başlamak istiyorum...

Gene Simmons, grubun değişmeyen elemanlarından biri, lakabı şeytan. Kiss'in en çok sevilen elemanlarından biri hatta Amerika'da "Gene Simmons Tongue" diye bir fan-magazini bile vardır, genellikle şarkıların bir çoğunu o yazar besteler, bu arada Amerika'da 70'li yıllarda cinsel münasebet kurmadığı genç bayan sayısının şaşırtıcı derecede az olduğu söylenir. Paul Stanley, yıldız çocuk lakaplı gitaristi Kiss frontmani ve orjinal kadronun hiç değişmeyen elemanlarından biri, Kiss'in belli vokali olmadığından grubun vokali bu diyemiyorum ama genellikle bir çok şarkıyı Paul seslendirir. Peter Criss, Kiss'in kedi makyajlı, swing (swing 20. yuzyilin ilk yarısında meydana gelen türlü toplumsal felaketlere rağmen insanları dansettirebilmeyi başarmış müzik türü) kökenli davulcusu. Ace Frehley, grubun lead gitaristi lakabı Azay Ası bu arada Ace Frehley fanı varsa konserde severek en çok çaldığı parça Detroit Rock City'dir.

Kiss, 1973 yılında Gene Simmons ve Paul Stanley tarafından kuruldu. Peter Criss ve Ace Frehley'in de gruba katılmasıyla, konserler vermeye başlayan grup1974 yılında "Kiss ve Hotter Than Hell" isminde iki albüm birden çıkardı ve çok zaman geçmeden yani 1975 yılında çıkardıkları "Dressed to Kill" albümleriyle artık dünya çapında ün ve başarı elde ettiler. 1975'te "Alive I" adlı konser albümü piyasaya çıktı ve konser izleme şansı olmayan fanlar da grubun sahne performansını bir nebze olsun tadabildiler. Ancak sahnedeki görsel şov apayrı bir dünyaydı. Simmons'un alev şovu, Stanley'in uçması, ışık
efektleri, hepsi görülmeye değer olgulardı. "Alive I" albümünden sonra birer yıl arayla "Destroyer" "Rock and roll over" ve
"Lovegun" albümlerinden sonra "Alive 2" konser albümleri çıktı.

Bu arada bir de "Kiss meets the Phantom of the Park" isminde sinema filmi çeken grup artık bir çok gencin idolü haline gelmişti. Bu zamanlar içerisinde grup içinde ayrılıklar da söz konusuydu. Criss ve Frehly kendi solo albümlerini çıkarmak istiyorlardı ve bunun üzerine her üyenin kendi adını taşıyan solo albümleri çıktı. Hemen hemen Kiss tarzından uzak solo çalışmalardı ve sanki bu çalışmalar kiss tarzının değişeceğinin sinyallerini veriyordu. 1979 senesine geldiğimizde ise Kiss'in en iyi çalışmalarından biri olan "Dynasty" ortaya çıktı. Bu albümde bulunan "I Was Made For Loving" adlı parça ise o tarihlerin en hit en güzide parçalarından biri oldu. Bu albüm diskovari öğeler içerdiği için çok olumsuz tepki toplamıştı. 1980'de tarz olarak Dynasty'nin gölgesinde kalan Unmasked'in yayınlanması da bu olumsuzlukları arttırdı. Albümün ardından Criss'in grubu terketmesi ise Kiss'in artık müzik hayatının bittiği yönünde sinyaller veriyordu.

İşte tam bu sırada Eric Carr davula geçti. Tilki makyajıyla sempatik hareketleriyle tamamen birden grubun göz bebeği haline gelmiş ve gruba girdiğinden çok kısa bir süre içinde kendini hem fanlara hemde gruba adapte etti. 1981 senesinde, ki Music from the Elder albümü, Kiss'in dağılması gibi düşüncelerin tekrar olumlu yönde olmasını sağladı. Hemen ardından 1982'de çıkan Creatures of the Nights ise tabiri uygunsa yüreklere su serpti.

Taze Kan

Kiss tekrar eski muhteşem tarzına hakimdi.Tam bu sırada ise grubun lead gitaristi "Ace Frehly" grubu bıraktı ve lead gitara "Vinnie Vincent" geçti. Grubun imajının kaybolmaması için Vinnie de kendine bir karakter seçmeliydi ve kendine Mısır Tanrısı diye muhteşem bir makyaj benimsedi. Fanlarca artık bu kadro git gide benimseniyordu. Grup artık yeni albüm çalışmalarına başladı. Herkes yeni albüm beklerken Kiss tarihinde bir dönüm noktası oldu ve grup makyajlarını MTV'de canlı yayında, milyonların önünde sildi. Yıllarca gerçek yüzlerini ustalıkla saklayan grup, Simmons'un tabiriyle "ortaya çıkan yeni akımlarla mücadele edebilmek için, yeni döneme yeni yüzlerle giriyordu". Amerika'da milyonlarca fan biz sizi böyle seviyorduk dermişçesine Kiss plaklarını kırdı.

Maskelerin düşmesi Kiss'in tarzını değiştirecek görüşleri birden bütün basında yayımlanmaya başladı sanki eski kiss bitmişti ama tam o sıralar "Lick it up" adında çıkan o glam rock albümü endişelerin yersiz olduğunu kanıtlar nitelikdeydi. Bu arada Vinnie Vincent'in gruptaki yeri hemen boşaldı bu arada gruba Mark St. John katıldı. Fakat aynı sene içerisinde Mark da grubu bırakınca yerini hemen benim de çok sevdiğim gitarist Bruce Kullick aldı. Bu kadro ile ard arada çıkan başarılı albümler artık grubu bir efsane haline getirmişti. Animalize, Asylum,
Crazy Nights, Smashes... ve Hot in the Shade albümleri hem gruba yeni fanlar katıyor hem de eski fanların gruba olan bağını kuvvetlendiriyordu. 1991 yılı kiss için kara bir yıl oldu çünkü Kiss'e en kötü zamanında taze kan gibi yetişen Eric Carr yakalandığı kansere yenik düştü :(

Endişeler yeniden dığmuştu Kiss in hayatını kurtaran Carr'ın ölümü grubun dağılmasına mı yol açacaktı? Korkulan olmadı ve Eric Carr'ın yerini yine Carr ile aynı ismi taşıyan adaşı Eric Singer aldı. 1992 yılında çıkardıkları Revenge ve 1993'teki AliveIII'ün ardından, 1994'te dönemin ünlü sanatçıları Kiss'e saygı niteliğinde "Kiss my Ass" albümünü çıkardılar. Tam bu sıralar Kiss eski kadrosuna geri dönecek mi soruları sorulmaya başladı. 1997 yılında mtv stüdyolarında basın toplantısına Criss ve Frehly ile katılan grup konseri normal kadrosuyla veriyordu ve son 4 parçada 2 davul 4 gitar ve hepsinin vocale eşlik ettigi muhteşem bir unplugged meydana gelmişti konser grubun dönüm noktasına ait "Nothin To Lose" parçasıyla bitti. Acaba bir anlamı var mıydı? Bu parçayı çalmalarının 70 lerdeki Kiss mi olacağız diyolarlardı yoksa? ve galiba benim düşündüklerim çıktı.

Kiss artık Peter Criss, Ace Frehly, Gene Simmons ve Paul Stanley ile eski kadrosuna devam ediyordu bu arada Kiss'i zor günlerinde yalnız bırakmayan Bruce Kullic ve Eric Singer'e ise grup Singer ve Kullick'in de yer aldıgı "Carnival Of Souls" adında bir saygı albümü çıkardı. 1998 yılına geldiğimizde ise Kiss tarihinin en sert albümü olan "Psycho Circus" albümünü çıkarmış, yaşları 50 ye dayanmış ve biz hala buradayız dercesine klip çekimleri konserler vermeye başlamıştı. 1997 yılında ise Detroit Rock City filmi çekildi ve bir kaç yıl önce vizyonda uzun süre kaldı. 2000'li yıllara girdiğimizde ise Psycho Circus ardın muhteşem bir konser turu olan farewell turları düzenlendi. 2002 yılında ise topluluk "The Very Best Of Kiss" adından bir best of çıkardı bunun ardından ise tam Kiss in kuruluşunun 30. yılına gelince Kiss Symphony adı altında ki ALIVE IV DVD albümü piyasaya sürüldü..

Diskografi

Diskografi
Kiss (1974)
Hotter than Hell (1974)
Dressed to Kill (1975)
Alive! (1975)
The Originals (1976)
Destroyer (1976)
Rock and Roll Over (1976)
Love Gun (1977)
Alive II (1977)
The Originals II (1978)
Double Platinum (1978)
Paul Stanley (1978)
Gene Simmons (1978)
Peter Criss (1978)
Ace Frehley (1978)
Dynasty (1979)
The Best of Solo Albums (1980)
Unmasked (1980)
(Music from) the Elder (1981)
Killers (1982)
Creatures of the Night (1982)
Lick It Up (1983)
Animalize (1984)
Asylum (1985)
Crazy Nights (1987)
Smashes, Thrashes, and Hits (1988)
Hot in the Shade (1989)
Revenge (1992)
Alive III (1993)
Kiss My Ass (1994)
MTV Unplugged (1996)
You Wanted the Best, You Got the Best (1996)
Greatest Kiss (1997)
Carnival of Souls (1997)
Psycho Circus (1998)
Psycho Circus Live (1999)
The Very Best of Kiss (2002)
Alive IV (2003)

Yorumlar

Taze haberler