Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.
Müzik Haberler

Merhaba... Zeki Müren... Morrissey

13 Haziran 2006 00:00
Romantizmin İrlanda kanlı, İngiliz kalpli solisti İstanbul'daydı. Konsere çıkarken Zeki Müren dedi. Daha ne desin...
Eskilerden "kardak" yazmış, "Nes" de müdahale etmiş. Buyrun size GaRaJ tarzı bir konser izlenimi...

... "Morrissey zıplayarak dinlenmez ki" dedim o kadar anlamsız baktılar ki vazgeçtim ...

Eğlenmeye gelmişler

10 Haziran 2006 akşamı yine dinlenesi zor bir konserdeydik. Gelmez gelmez dedikleri Morrissey sonunda oradaydı. Hem de Papyonu smokini ve limuzini ile gelmişti. Zaten mikrofonun sopasını da baston gibi tutuyor, şemsiye dansı yapacakmış gibi duruyor, uzaktan kumandalı mikrofon kullanmıyor çünkü kablolarla oynamayı seviyor .Fare gibi adam.



-Nes: Bir heyecandır kapıldık gitti. Hani böyle çok özlediğin bir arkadaşı görmek gibi, "nerelerdeydin bunca zamandır be güzelim hadi bu gece buluşalım" diyecek gibi. Ama ama unuttuğumuz bir şeyler vardı sanırım..-



İşte bütün bunları düşünürken etrafta olan biten kadın hareketlerini de katınca konser yine kaidesinden şaşıyor ve konsantrasyon diye bir şey kalmıyor. Morrissey'in kafası aydede gibi hikayeler anlatmaya başlıyor ama kimse gene dinlemiyor.

Millet eğlenmeye gelmiş, dünya başına yıkılsın diye para vermez insan. Morrissey de son albümüyle gerginlikten uzak elem ve kedere pabuç bırakmaz bir havaya bürünmüş artık.

Koma Vs Kurbağa

-Nes: İşte tam da bunu unutmuşuz. Smiths'le büyümüşler ve Alma Matters'tan sonrasını yakalayabilmiş, Smiths hakkında retrospektif bilgi edinmişler diye ayırsak mı kalabalığı mesela? Aslında son albüm o kadar da kedersiz değil. Life Is A Pigsty'ın az biraz Last Night I Dreamt That Somebody Loved Me'deki kaybeden havası bile var..-



İrlanda kanı İngiliz kalbi (*) derken önümde duran kızcağız daha fazla dayanamıyor ve zıplıyor. İrlandalalılar mı bastı konseri acaba diye düşünürken 'Dur seni bir öpeyim' adlı şarkıyla kadınlar aşka geliyor. Gözlerini kapayıp yanlarında getirdikleri kurbağayla öpüşüyor, o da yetmedi, kurbağaya biniyor. Kurbağa iyi kötü işe yarıyor. Nedense yeni şarkılar eskileri gibi olmuyor. Smiths şarkılarının siyah beyazlığına karşın son albümler çok renkli geliyor insana. Bu durumda 'Girl Friend In A Coma' da sephia tonlarında olabilir belki. Kadını komada unuttuysanız özellikle.

-Nes: "Close your eyes and think of someone you physically admire" (*) diyerek gönül rahatlığıyla ne kadar öpüşülür, ayrı bir ironik durum tabi. Belki de kız komaya girdiğinden şarkının sözlerinin farkında değildir diyeceğim ama hiçbir şey bu durumları kurtarmıyor. En hareketli şarkıda bile biz Morrissey'in ses ve mimiklerine konsantre olmuşken milenyum kuşağı irlandalının kalbine değil dansına kaptırmış gidiyor.. Önümde zıplayanların duyacağı şekilde "Morrissey zıplayarak dinlenmez ki" dedim o kadar anlamsız baktılar ki vazgeçtim..-


Vapurda Bir İngiliz

İnsanın konsantrasyonu bir defa bozuldu mu bir daha zor geliyor yerine nitekim, bu seferki konserde etraftaki cıvıl cıvıl genç kalabalık yüzünden Morrissey'e dikkat etmek zor oldu hatta bir sürü hareketi dikkatimden kaçtı sanırım. Sanki herkes birer Morrissey'di konserde. Belki de benim durduğum yer biraz sahneye uzak olduğundan geniş bir açıyla bakmak zorunda kaldım, herkesi morrissey gibi gördüm ya da tam tersi de olabilir. Sahnenin iki yanında duran ekranlar dikkati çok fena dağıtıyor, adamın canlısı ortadayken iki yana ekran koymanın ne manası var bilmiyorum televizyon seyretmek isteyenler evden seyretsin.



-Nes: Konserin en kayda değer, en karizmatik Morrissey anı grup üyelerini tanıtırken sıra kendine gelince "I, well I am nobody" demesiydi. İşte o an şu kalabalıkta "kaç kişi Morrissey olabilir ki" diye düşündüm doğrusu. -



Tuvalet kuyruğunun uzunluğunu görünce Morrissey ya da pantalona işemek arasında seçim yapmanız gerekiyor. Vidanjörler tuvaletlerin etrafında cirit atarak sırada bekleyenler için konsere eşlik ediyor.

Lhasa konserinde kıçlarını galataya dönüp konseri seyretmeyi reddeden 4'lü grup yine oradaydı (*). Bu hanımefendiler kulaklarını iyi kullanıyorlar, konserde bir kulak binlerce göze bedeldir bazen. Onlardaki kulakların bir tanesi bende olsa konseri nasıl da dinlerdim ama olmuyor.



-Nes: Ellerinde biralarla sahneye arkaları dönük muhabbet edenler, cep telefonuyla birbirlerinin yerlerini tespit etmeye çalışanlar yüzünden acaba küçücük bir barda, mümkünse deniz kenarında mı dinleseydik Morrissey'i. Arada dönüp dönüp "ya biz bu adamı eve götürelim" deyişim ondandır..-



Hor kullanımın sonucu kulaklar yerini yadırgamış bir kere, galipten sesler duyuyorum sonunda gene işte:



Last night I felt

Real arms around me



No hope, no harm

Just another false alarm


Daha soğuk bir kalabalıkla tekrar dinlemek gerekiyor sanırım konseri. İrlanda soğuk kanlılığıyla ve bizzat soğuk havada tekrar dinlemeye çalışmak gerek belki de. Morrissey'in Glastonbury konserinde dediği gibi: 'Hepiniz üşüdünüz ve ıslandınız, şarkıları mümkün olduğunca hızlı söyleyeceğim' sözleri aklıma geliyor. Hava sıcak da olsa kuru da olsa Morrissey sahnede fazla kalmayı sevmiyor. Geri de gelmiyor gitti mi.



Let me whisper my last goodbyes

I know - its serious





-Nes: Bütün bunlara rağmen "keşke hiç bitmeseydi" dedirtti.. Konserdeki pankartta yazdığı üzere 'This Charming Man' Morrissey çok güzel bir vapur macerası gibiydi..



Then at midnight, I can't get you out of my head

A disenchanted taste still running 'round


Yorumlar

Taze haberler