Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.
Müzik Haberler

Bayanlar baylar, Caz Festivaline hoş geldiniz. Karşınızda Blonde Redhead

9 Temmuz 2007 00:00
Blonde Redhead'in 14. İstanbul Caz Festivali kapsamında İstanbul Modern'de, 3 Temmuz 2007 günü sergilediği performans hakkında

Nisan 2007de çıkan yeni albüm 23ün tanıtım turnesinde olduğumuz için bu albümün konseri şekillendirmesini bekliyorduk; ama çalınan parçaların arasında bir Elephant Woman olmaması seyirciyi üzen noktalardan bir diğeriydi.

İstanbul Modern Heykel Bahçesi'nde...

14. İstanbul Uluslararası Caz Festivalinin Sepetçiler Kasrındaki Michael Bolton konseri ile birlikte açılışını gerçekleştiren Blonde Redhead konseri, büyük bir özlemi de sona erdirdi aynı zamanda. Oldukça kısa bir sürede biletleri tükenen konser grubu yıllardır bekleyen pek çok hayranı da İstanbul Modern Sanatlar Müzesinin İstanbul Boğazına bakan Heykel Bahçesinde bir araya getirdi.

Konseri tanımlamak için tek bir kelime kullanabiliriz aslında: Mütevazi. Oldukça ufak sahnesi, kısıtlı sayıdaki seyircisi, basit ışık sistemleri ve turne müzisyeni kullanmayan trio ile oldukça alçakgönüllü bir konserle karşılaştı izleyenler. Yaklaşık yarım saatlik gecikmeyle saat 22.00 gibi sahnedeki yerini alan grup 40ar dakikalık 2 set ile tamamladı konseri. Pek çok açıdan göz dolduran seyircinin konser sonrasında kulisi yumruklamasına aldırmayıp ikinci bise gelmemeleri de konserin ilginç ve üzücü yanlarından biri oldu.

Seyirciyi üzen bir diğer nokta da ses sisteminin yetersizliğiydi elbette. Kendi adıma söyleyeyim, tam ortadan ve sahneye hâkim bir noktadan ses sistemini beğendiğimi bile söyleyebilirim ama farklı noktalarda yer alan pek çok kişi özellikle de Kazunun sesini duyamadığını belirtti konser sonrasında. Kazu... Büyüleyici sesi, tavırları ve dansıyla seyircinin ilgi odağı, konserin baş tacı olacağı kesindi çoktan, çok da şaşırmadık o yüzden. Yine de, grubun performansını seyirciye gerçekten yansıtabilen, konserin kahramanı olan kişinin Amedeo olduğunu savunabilirim şiddetle. Gerek gitar çalışındaki hareketleri, gerek konser boyunca sahnede sergilediği duruş ve elbette mükemmel vokali ile uzun bir süre hayranların aklından çıkmayacak tahminimce.

Kayıttan kullanılan altyapıların gerektiğinden fazla yer alması ve grubun vokallerde yarı playback üzerinden söylemesini konserin en büyük eksisi olarak nitelendirebilirim. Şunu kabul etmek gerek: Şarkılarında altyapının büyük önem taşıdığı bir grup sahneye 2 gitar 1 davul ile çıkıyorsa bir yerlerden destek alacak. Bunu kabul edebiliriz ama hem bazı parçalarda (Equus kesinlikle başta olmak üzere) bazı parçalarda vokallerde kayıt desteği alınması açıkçası beni rahatsız etti. Bütün altyapılara yer verilip Falling Manin altyapısındaki melodiye yer verilmemesi ise tarifsiz bir eksikti.

Nisan 2007de çıkan yeni albüm 23ün tanıtım turnesinde olduğumuz için bu albümün konseri şekillendirmesini bekliyorduk; ama çalınan parçaların arasında bir Elephant Woman olmaması seyirciyi üzen noktalardan bir diğeriydi. Geri kalan parça tercihlerinden memnun kaldım açıkçası. 23 dışında Misery is a Butterflydan ve Melody of Certain Damaged Lemons'dan parçalar çalan grup özellikle de ilk setin sonuna doğru üst üste çalınan Falling Man, In Particular ve Equus tartışmasız bir şekilde konserin zirve anını oluşturdu.

Bu kadar uzun bir bekleyişten sonra 80 dakikanın bize yettiğini söylemek mümkün mü? Biraz zor. Yine de geride kalan 80 dakikanın, bütün o karmaşanın, altyapının içinde, çalınan parçanın ötesinde yer alanları hissettirmek, içinde bulunulan anda aslında başka, çok özel bir yerde olduğumuzu fark ettirmek grubun seyirciye sundukları arasında ilk sırada gelmekte. Konser 80 dakikaydı evet; ama yoğunluğu ile 80 dakikadan çok daha fazlası vardı Salı akşamı İstanbul Modernde.



Yiğit Arda Türkoğlu

Yorumlar

Taze haberler