Temel olarak Digidesign ELEVEN, klasikleşmiş bazı gitar amplifikatorü, kabin ve mikrofon modellemeleri sunan bir "plug-in" yazılımı. Alıcı gözle incelemeden önce, sevgili grup arkadaşlarım Metin Türkcan ve Hakan Utangaç`tan bazı hazır ayarları ayaküstü denemelerini istedim ve Eleven'a ikisi de çok hayran kalmadı. Bu yüzden biraz düsük beklentiyle işe başlaşam da, EMG manyetikli bir Les Paul ile üşenmeden bütün olasılıkları zorladım. Çalarken, gerçek amplifikatörlerin ortalığı sallayan gücünü hissetmek ne yazık ki mümkün olmuyor. Pena vuruşlarına verdiği tepki de çok doğal gelmedi bana. Fakat bu "plug-in" ile yaptığım kayıtları, daha önce çeşitli albümlerde kaydettiğimiz gitar tonlarıyla karşılastırınca, sonuçların ne kadar yakın olduğunu hayretler içinde gördüm. Öyle anlaşılıyor ki bu zamazingo aslında "lambalı amplifikatörleri" değil, "bu amplifikatörlerden geçen sesin kaydedilmiş halini" modellemek üzere tasarlanmış. Yani gitaristlerden ziyade ses teknisyenlerinin takdir edebileceği bir mantıkla çalışıyor. Bu yaklaşımla kullanıldığında ELEVEN, reklam cingılları ve demo kayıtları yanı sıra, gitar sesinin başrolde olmadığı herhangi bir profesyonel yapım için de son derece yeterli duyuluyor. Hatta cayır cayır bir Rock/Metal albümünde bile yer yer işe yarayabilir diye düşünüyorum. Örneğin, gerçek amfi ile kaydedilmiş bir partisyonu dublelerken, veya yerine göre hammond, synthesizer, bas gitar, vokal vb. kanallar için kullanılabilir.
"...aslında lambalı amfileri değil, bu amfilerden geçen sesin kaydedilmiş halini modelliyor."
ELEVEN'ın üzerindeki amfilerde "drive" arttıkca ton güzelleşiyor. En beğendiklerim Soldano, Mesa Boogie Mark II ve Dual Rectifier. DC Modern Overdrive, bu üç modelin bazı özelliklerini bir arada toplamış, o da basarılı. Marshall modelleri de tamamdır. Mesela Super Lead, Jimi Hendrix hissini kesinlikle çağrıştırıyor. Fakat 'drive' azaldıkça artikülasyonların önemi artıyor ve bu noktada modelleme ile gerçeği arasındaki farklar belirginleşiyor. "Vintage"lar arasında VOX, Fender`lere göre bence daha iyi. AC30`un ünlü kendine has "Vibrato"su da atlanmamış. Bu eski modeller, önüne takılmış "Ibanez Tube Screamer" veya "MXR Distortion" vb. bir pedalla daha kullanışlı olabilir.
"...'drive' azaldıkça ve artikülasyonların önemi arttıkça, modelleme ile gerçeği arasındaki farklar da belirginleşiyor."
Seçtiğiniz amplifikatör, kendisine en uygun kabin tercihi ile birlikte açılıyor. "Master Volume" ayarını sabit tutarsanız, amfilerin ön panelindeki ayarlarla oynarken veya alternatif kafa-kabin eşlemeleri yaparken seviye sorunu yaşanmıyor. Başka "emulator"larda bulunmayan "Speaker Breakup" özelliği, gerçek amfilerde sesi açtıkca ortaya çıkan kabin titreşimini ve vidaların zıngırdaması gibi dip gürültülerini taklit ediyor. Bir ayar çubuğuyla zevke göre ekleyip çıkarabildiğiniz bu defo sesler duruma göre gitar tonuna karakter ve gerçeklik kazandırıyor.
"Baska emulatorlarda bulunmayan "Speaker Breakup" özelliği, gitar tonuna karakter ve gerçeklik kazandırıyor."
Mikrofon seçenekleri de, orjinallerinin renklerine cok yakın. Ribbon, U67, 409 ve 421 benim favorilerim. Dik açı(on axis) ve 45 derece (off axis) olmak üzere iki plasman seçeneği var. Uzaklık ayarı yok ve "condenser"lar dahil, bütün mikrofonlar kabine yakın yerleştirilmiş. Oda ambiyansının sonradan eklenebileceği düşünülmüş herhalde. Zaten bu sürümde fazladan efekt ünitesi, pedal kutusu, akort aleti vb. zımbırtılara hiç girilmemiş. Sadece fena olmayan bir "Noise Gate" var. Ayrıca, yakın mikrofonlama durumunda problem olan bazı üst mid frekanslar hali hazırda filtrelenmiş gibi duyuluyor. Bu da hoş bir kolaylık olmuş.
"...fazladan efekt ünitesi, pedal kutusu, akort aleti vb. özellikleri yok."
ELEVEN`in en olumlu tarafı, kafa-kabin-mikrofon kombinasyonlarının zenginliği diyebiliriz. Ünlüler geçidi listedeki bütün modeller birbiri ile son derece uyumlu işliyor. Küçük bir ayrıntı; amfi ve kabin katlarının ayrı "bypass" butonları olması. Böylelikle, farklı "plug-in" veya gerçek amfi seçeneklerini de bu kombinasyonlara ekleyip, renk paletini daha da genişletmek mümkün oluyor. Mesela, eldeki delikanlı bir "preamp" ile kayıt yapıp, yazılımın sadece kabin ve mikrofon simülatörleri kullanılabilir. Aynı anda birden fazla kabin ve mikrofon seçme opsiyonu maalesef yok. Ancak, gitar kanalındaki "plug-in" üzerinden kabin katını 'bypass' yapıp, sonra iki "aux input" yaratarak, bu "aux"lara da farklı kabin ve mikrofon ayarları atayarak bu konu çözülebiliyor.
"...en olumlu tarafı, kafa-kabin-mikrofon kombinasyonlarının zenginliği."
Yazılımın önemli bir zaafı, CPU canavarı olması. Çok dubleli kayıtlarda bilgisayarınızı mutlaka zorlayacaktır. Gecikme sorunu yok denecek kadar az ama sahnede kullanmak bence fazla macera olur. Monitörünüzde veya bilgisayarınızda yaşanacak en küçük aksilikte yaya kalma ihtimaliniz yüksek. Sadece Pro Tools ve Avid yazılımları ile çalışıyor olması da ciddi dezavantaj. Ton kalitesi ve fonksonları açısından mevcut rakiplerinden farklı özellikleri var, fakat bu alanda büyük devrim yarattığı bence söylenemez. Bu yüzden, Pro Tools kullanıcıları için cazip bir ürün olsa da; Logic, Cubase, Nuendo vb. programlarla çalışan bir müzisyenin, sırf ELEVEN hatırına bütün kurgusunu değiştirmek isteyeceğini zannetmiyorum.
"Hali hazırda Pro Tools kullananlar için cazip bir ürün"...
Bunlara ek olarak Degidesign tarafından yaratılmıs "DC Modern Overdrive" ve "DC Vintage Crunch" olmak üzere iki sanal amfi var.
Kabinler