Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.
Müzik Haberler

Hendrix'in Mirası

25 Şubat 2009 00:00
"Bugünün blues gitaristleriyle geçmiş dönemdeki blues gitaristleri arasındaki fark nedir?" Yanıt kısa ve her şeyi anlatan tek bir kelime olmuş: "Elektrik".


"Bugünün blues gitaristleriyle geçmiş dönemdeki blues gitaristleri arasındaki fark nedir?" Yanıt kısa ve her şeyi anlatan tek bir kelime olmuş: "Elektrik".

Elektrik



Hendrix'e sormuşlar;



"Bugünün blues gitaristleriyle geçmiş dönemdeki blues gitaristleri arasındaki fark nedir?" Yanıt kısa ve her şeyi anlatan tek bir kelime olmuş: "Elektrik". Kendi dönemine ve gelecek dönemlere damgasını vurmuş, rock gitar denildiğinde belki de sadece gitar denildiğinde bile ilk akla gelen, en bilinen, hatırlanan müzisyenin iki dönemi ayrıştıran kelimesi bu olmuştur: "Elektrik". Gerçekten de elektrik, günlük hayatımızı değiştirdiği kadar duygu dünyamızı da değiştirecek güçte bir buluştur. Teknoloji hayatın her alanını etkilediği, değiştirdiği gibi müziği de etkilemiş ve günden güne değişmesine yol açmıştır.Müzik ve gitar sound’unun değişim sürecinde aktif rol oynamış, hatta büyük keşiflere imza atmış olan Jimi Hendrix, gelecekte de birçok müzisyenin yolunu aydınlatmıştır.

Bu ayki yazımda, Jimi Hendrix'in soundunun bel kemiğini teşkil eden 3 pedalın klonu olan "Authentic Hendrix Series"i test edip sizlerle görüşlerimi paylaşacağım… Günümüzde müzik, 80'li ve 90'lı yıllardaki anlayıştan çok daha farklı noktalara gelmiştir. O zamanlar, şarkının melodisi kadar müziğin temeli olan armonik yapıya da çok önem veriliyordu. Şahsi fikrim, günümüz müziğinde armonik yapı sound'la yer değiştirmiştir. Günümüz rock müziğinde akılda kalıcı bir melodi bulunduktan sonra bunun vurucu bir ritim, enteresan analog synthesizer sesleri, lambalı amfi ve analog pedallara dayalı setup'lardan çıkan farklı gitar sound'larıyla desteklendiğini görüyoruz. Virtiözlüğe dayanan gitar sololarının yerini uzun seslerden oluşan ve belli belirsiz melodi içinde farklı sound'lara dayalı gitar soloları veya efektleri almıştır. Bu da bir zamanlar pek de revaçta olan gitar prosesör'lerinin artık gözden düşmesine, satılmasına ve 60-70'li yıllarda olduğu gibi lambalı amplifikatörlere ve analog pedallara dönülmesine yol açmıştır. Dolayısıyla yeni nesil gitaristler aslına rücu ederek amfi ve pedal arayışına girmişler, bunu kısa zamanda fark eden müzik firmaları da transistörlü amfiler yerine lambalı eski modellerin, prosesörler yerine analog pedalların üretimine ağırlık vermeye başlamışlardır. Takip ettiğim site ve forumlardan yaşı henüz çok genç sayılabilecek gitaristlerin amfi ve pedal konusundaki arayışlarını heyecan ve mutlulukla seyrediyorum. Hatta evinde kendi pedallarını yapanlar, butik pedallar bulup getirtenler olmasını da inanılmaz sevindirici buluyorum. Çünkü bir dönem bunlar unutulmuş, herkes koltuğunun altına birer efekt prosesör almış dolaşıyordu. Ayrıca herkesin sound'u birbirine benziyor, suni, yapmacık seslerle müzik boğuluyordu.Analog setup'ların yeniden gündeme gelmesini takiben eski gitaristler daha çok araştırılıp incelenmeye ve onların o gün yakaladıkları muhteşem ve etkileyici sound’a nasıl ulaşılabileceği araştırılmaya başlandı. Bu gelişmeden yola çıkılarak o zamanda kullanılan aletlerin klonlarının üretilmesi sonucuna varıldı.SRV hangi amfiyi, hangi lambayı, hangi marka hoparlörü kullanırdı? Drive pedalı neydi? Bunun içindeki elektronik devreler nasıl modifiye edilmişti? Jimi Hendrix bu dolgun clean tonları nasıl çıkartıyordu? Drive olarak ne kullanıyordu? Bu oktavlı tonları ve feedback'leri nasıl elde ediyordu? Wah pedalı nasıldı?

Nasıldı? İsterseniz birlikte göz atalım…

Fuz Face

Jimi Hendrix "Fuz Face" Jh-Fi


Hendrix'in efsaneleşmiş pedalı diyebilirim. Bu pedalın benim için iki farklı boyutu var.




Duygusal Boyutu:Jimi, drive tonları ve hafif kirli clean tonları(dirty) Fuzz Face ile elde ediyordu. Fuzz Face, Jimi Hendrix'in müziğine ilham vermiş, çaldığı farklı soloların şekillenmesinde önemli rol oynamış bir pedaldır. Jimi'nin kaleme alınmış notalarının bazı kısımları yıldızlarla belirtilmiştir. Notanın altındaki açıklamalarda ise "guitar noise, amp feedback, fret slide, microphone stand scratch and god only knows what else" şeklinde açıklanmıştır. Çıkan bu sesler, Fuzz Face'in ona imkan tanıdığı soundun etkileşiminden kaynaklanan bir sonuç. O yıllarda dünyada yaşanan savaşlara ve özellikle Vietnam işgaline karşı, kendisi de orduda paraşütçü olarak görev yapmış  olan Hendrix'in isyanınının yansımasıydı bu sound. Ona göre"yeteri kadar yüksek çalarsa kötü ruhları kovabilirdi" veya "insanları uyandırabilir ve harekete geçirebilirdi". Gitardan fırlayan feedback'ler başka boyutlara açılan kapıları, bas tellerden çıkan eski çağ yaratıklarının seslerini, savaşın uğultusunu, savaş makinelerinin homurtusunu andırıyordu. Acı çeken insanların çığlıkları ve barış için dünyaya son gücüyle atılmış bir çığlık ve haykırış. Bugün yaşananlara baktığımızda her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var sanırım Fuzz Face pedalına. Jimi'nin dediği gibi belki tekrar yeteri kadar yüksek volume'de çalınırsa gitar o günkü gibi bir barış çağrısı olur, sesimizi duyabilirler ve insanlar uyanabilirler. Ne dersiniz? İşte buydu bir pedaldan ve gitardan da öte onun müziği. Belki o sesleri pedalın içindeki elektronik devrelerden daha çok burada aramak gerekmektedir. Ama ben yine de size bu bilgileri vereceğim.


Teknik Boyutu:Tüm "Authentic Hendrix Series" pedalları kendi setup'ımda da yer alıyor. Çıktığı zaman bunların üçünü de aldım ve sadece müzik mağazasında test etmeyip TV programında ve sahnede defalarca çaldım. Yani bu her anlamıyla tam bir test oldu. Aynı zamanda David Gilmour, Syd Barrett, Eric Johnson, Eric Clapton gibi efsaneleşmiş gitaristlerin de kullandığı Fuzz Face, çeşitli firmalar tarafından değişik zaman dilimlerinde klonlandı. Ben bunların bir kısmını denedim ve hiçbirinden "Jim Dunlup" firmasının ürettiği bu pedal kadar Jimi'nin sounduna yakın bir sound almadım. "Authentic Hendrix Series" aslına uygun birebir kopyalanmış. Hem dış görümünüyle, hemde lehim kalıpsız el yapımı kahverengi elektronik devresiyle tam bir klon ve soundu da öyle. Orijinal Fuzz Face 60'lı yılların sonlarında "Dallas Arbiter" firması tarafından üretilmiştir (bu tarih 1966 olarak  geçmektedir) ve ilk çıkışından itibaren sürekli evrime uğramış, upgrade edilmiştir. Pedal hala gizemini sürdüren bir efsane. Peki neydi bu gülen surat şeklindeki pedalı efsane yapan gizem? Kuşkusuz ki pedalı bu kadar meşhur edip dünyaya tanıtan Jimi Hendrix olmuştur. Aslında bakıldığında-ve araştırıldığında- Fuzz Face'in gelişiminde ve evriminde Jimi'nin aktif bir rolü olduğu görülür çünkü o sounduna çok önem veren bir gitaristti ve kesinlikle bu konuda pedal üreticileriyle temas halinde ve fikir alışverişi içindeydi… İlk çıkan Fuzz Face, 2 adet Germanium AC 128 PNP transistör, 4 direnç, 3 kondansatör ve 2 kontrol düğmesinden oluşuyordu. Hendrix'in ilk albümünde bu pedal kullanıldı. Bunu takiben AC 128'in muadili olan NKT275 germanium transistörlü versiyonu piyasaya sürüldü. Bu iki transistör benzerlik içeriyordu fakat NKT 275'in daha uyumlu olduğu gözlemlenmişti. Daha sonraları germanium transistörler ısınma problemi yarattıkları için üçüncü versiyonda silikon transistöre geçiş yapılmıştır. Bu devrede BC 108C NPN silikon transistör kullanıldı. (Authentic Hendrix Fuzz Face BC108 silikon transistörle üretilmiştir.) Silikon transistör kullanılması sonucunda germanium'a göre daha stabil, ton olarak daha parlak, daha az dip gürültüsü veren ve daha yüksek drive alınabilen bir Fuzz Face üretildi. Fakat o dönem birçok gitarist bu tonu soğuk ve suni buldu. Daha geri bir teknoloji olmasının yanında daha boğuk bir ton veren germanium transistörlü Fuzz Face daha çok seviliyordu. Tıpkı gitarlarda olduğu gibi her pedal ayrı karakter içeriyor ve müzik dükkanlarında denenip, seçilerek satın alınıyordu. Pedal hakkında yorum yapan Hendrix, pilin doluluk oranına göre pedalın farklı tonlar verdiğini söylüyordu, çünkü pilin verdiği voltaj, transistorün farklı ısınmasını sağlıyor ve bu da tona yansıyordu. Sanırım o gün söyledikleri kimse tarafından anlaşılamadı. Jimi Hendrix iki versiyon Fuzz Face'i de kullanmıştır. Böylelikle germanium transistör kullanılan pedal, silikon transistör kullanılan pedaldan daha iyi sonuç verir diyemiyoruz. Ben de diyemiyorum, bence Hendrix de diyememiş.Ama şunu diyebiliyorum ki; Fuzz Face'in ilk hali germanium transistörlü halidir. Anladığım kadarı ile teknoloji açısından daha eski olsa da, ben dahil birçok gitarist bu halini daha sıcak buluyor. Tercih sizin sound anlayışınıza ve zevkinize kalmış. Çalım olarak ele alırsak Fuzz düğmesi sonuna kadar, volume'ü de yüzde 70 civarında açarsanız (tabi güzel bir amfide) "Hendrix miyim neyim" ya da "Jimi hortladı" dedirttiriyor. Fuzz seviyesini azaltmak için fuzz ayarını kısmanızı tavsiye etmem, gitarın volume düğmesini kısarsanız sesteki fuzz'ı temizleyebilir, "Little Wing" veya "Red House"'daki çok güzel, hafif drive'lı clean tonları yakalayabilirsiniz. Eğer tellere yumuşak vurursanız clean arpej yapabilir, penayla biraz yüklendiğinizde drive'a sokabilirsiniz. Size sınırsız bir sound alanı sağlıyor Fuzz Face.


(Bu arada bir küçük hatırlatma bir fuzz pedalı çalmamış arkadaşlar için. Fuzz Face bugün bildiğimiz distortion pedallları gibi değildir. Daha cızırtılı ve eski tarz bir sound verir)

Pedal Bilgileri

Jh-Fi



Jimi Hendrix "Fuzz Face" de BC108 silikon transistör kullanılmış. 
İki adet ayar düğmesi var; volume ve fuzz. Fuzz potansı logaritmik, volume potansı ise lineer. True-Bypass. Fiyatı 259 Dolar. Dairesel şekli, mavi vintage rengi ve orjinaliyle aynı ayar düğmeleriyle ve çıkarttığı sound açısından bu fuzz pedalı benden 10 da 10 alıyor. 
Tabi bunda Jimi'ye duyduğum sevgi de büyük etken. 
Bu arada "fuzz" kelimesinin İngilizce'de(Argo olarak) "polis" anlamına gelmesi de ironik ve ilginç. Kusur olarak adaptör girişi ve led olmamasını sayabilirim; pedal açık mı, kapalı mı, sesine bakıp anlayabiliyoruz.


Jimi Hendrix Octavia Jh-Oci

Orijinali Roger Mayer Octavia olan pedal, patent hakları yüzünden "Jim Dunlop" firması tarafından Octavio ismi ile üretilmiştir. Roger Mayer'in ürettiği Octavia, ilk olarak 1967 yılında "Purple Haze"in solosunda dünyanın tanıdığı ve gelişimini Hendrix'in de aktif rolüyle tamamlayan, aynı zamanda onun müziğine ilham da vermiş olan oktav-fuzz pedalıdır. İlk versiyonu uzay mekiğini andıran bir tasarımla üretilmiştir. Jimi bu pedalı önceleri Fuzz Face'in önüne koyarak kullanıyordu. Bu, kayıtta Octavia'nın daha iyi duyulmasını, belirginleşmesini sağlıyordu. Purple Haze ve Fire'ın stüdyo aşamasında bu şekilde kullanılmış ve bir daha bu form asla kullanılmamıştır. Sonraları bu pedal bir fuzz devresi ile birleştirilerek bugünkü halini almıştır ve bu haliyle de uzay mekiği şeklindeki kutusuna sığmamıştır. Jimi'nin isteği ile "takoz" diye tabir edilen ve takozu andıran kutuya konmuştur. 1967'den sonra "Axis: Bold as Love" albümünde bu formu ile kullanılmış ve bu forma gelinceye kadar 15 ayrı prototip üretilmiştir.

Octavia'nın ilk versiyonu EVO 1 germanium transistör ve ferrit alaşımlı bir ses trafosundan (audio transformer) oluşuyordu ve sınırlı bir drive kapasitesi vardı. Son şeklini aldığında ise daha dayanıklı demir yapılı trafo (çünkü "ferrit" denilen ilk madde kolay hasara uğrayabiliyordu) ve Fuzz Face'de olduğu gibi düşük gürültü ve ısı istikrarını sağlayabilmek için silikon transistore dönülmüştür. Zira daha önce de bahsettiğim gibi germanium transistörler daha tercih edilen bir sese sahip olmasına rağmen ısınma problemi yaratıyordu. Octavia, çalınan notayı bir oktav üstten fuzz efekti ile karıştırarak çok farklı bir ses elde etmenizi sağlıyor. Tam olarak bugün bildiğimiz oktav pedalları gibi algılamayın. Aynı zamanda "ring modulator" tadında, farklı bir tını. Hendrix'in alamet-i farikası olan bu pedal, 1967 yıllarında setup'ında yerini bulmuştur. Adından da sadece oktav pedalı gibi anlaşılsa da aslında bir octa-fuzz pedalıdır. Bu pedalla akor basmayı denemenizi pek tavsiye etmem(sesler çok karışıyor) fakat volume, hatta ton düğmesini kısıp, ince perdelerden tek notalar çalmanızı şiddetle tavsiye ederim. Single manyetiklerde ve neck pozisyonunda daha iyi sonuç verdiğini eklemeliyim. Kullanımına göre çok duygusal veya inanılmaz vahşi, gürültülü sesler, efektler, akla hayale gelmeyen, hiçbir drive pedalı ile alamayacağınız feedbackler alabilirsiniz. Renk pedalı olarak daha enteresan bir pedal olamaz. Benim setup'ımda bulunan bu pedal bir diğer pedalım Electro Harmonix P.O.G. ile kapışır: İkisi de ismen oktav pedalı ama işlevleri çok farklı. Ben bu pedala da(serinin en çirkin görünüşlü pedalı olmasına rağmen) 10 üzerinden 10 veriyorum.

JH-OC1
Giriş ve çıkış
Level ve Fuzz ayar düğmesi ve on/off switch.True-Bypass
9 Volt pille çalışıyor ve adaptör girişi yok. Fiyatı 259 Dolar

Wah Pedalı

Jimi Hendrix Signature Wah Jh-Ib



Hendrix sound'unun en sevilen kısmını oluşturan, birçok şarkısında ve solosunda vazgeçilmezi olan, hala aranan ama bir türlü yakalanamayan efsanevi wah pedalı. Jimi Hendrix, wah pedalını en aktif ve en güzel şekilde kullanan gitaristti. Birçok firma tarafından Jimi'nin wah pedalının klonları yapıldı ama ben bu pedallar arasında onun wah sound’una yakın bir pedal duymadım. (Tabi bu sadece pedala bağlı bir sonuç değildir.) Ta ki "Jim Dunlop"  Authentic Hendrix Wah'ı deneyene kadar.Orijinali VOX firmasına ait olan pedal daha sonra VOX tarafından tekrar üretilse de eskisi gibi olmamıştır. Wah pedalları aslında son derece basit bir devreye sahiptir. 100K'lık bir potansın belli bir frekans aralığını taramasından oluşan bir efekttir. Gitarın ton potansı ile oynayarak wah efektinin nasıl oluştuğunu basitçe anlayabiliriz. Wah pedallarının çok boğuk frekanslara inmesi ve sesi çatlatacak kadar tiz frekanslar çıkması bir avantaj değil kanımca. Ben Crybaby klasik wah ve 535Q sahibiyim aynı zamanda. Bu iki model de (535Q modeli içinde "Fasel endüktör" olmasına ve ton seçeneğinin çok geniş olmasına rağmen) Hendrix wah kadar yumuşak sese sahip değiller.Teknik verilere göre bazı wah modelleri "Hendrix Wah"tan daha geniş bir ton aralığına sahip gibi görünse de, bu pedaldan daha doyurucu bir sese sahip değiller. Pedal aralığı olarak klasik wah'la aynı gibi görünse de taradığı frekanslar açısından farklı ve daha geniş aralıklı hissi vermekte. Hendrix Wah çok tiz frekanslara çıkmıyor, bas frekanslar ise çok yumuşak ve hacimli. Ayrıca drive'la  beraber nefis sonuç alıyorsunuz. Ton asla çamurlaşmıyor ve notaları ses boğulmadan tane tane duyabiliyorsunuz (özellikle solo çalındığı zaman). Hendrix Wah'ın ara tonları da nefis; sesler tane tane duyuluyor. Pedalı ortaya yakın seviyelerde sabit tutarsanız çok güzel tonlar yakalıyorsunuz. Bu, üzerinde on/off switch olmayan, hafifçe bastığınızda otomatik olarak devreye giren wah'larda (yaylı ve optik sisteme sahip pedallarda) asla yapamayacağınız bir hareket. Funky ritimlerde ise vücudunuzun bir parçası gibi hissediyorsunuz pedalı (bunu çalanlar daha iyi anlayacaklardır). İster istemez mimiklerinize yansıyor.100K'lık bir pot var klasik wah'ta olduğu gibi. Diğer wah'lardaki gibi devre tahtası (PCB) yerine el yapımı, vintage görünümlü bir devre var. Pedalın çevresi kırışık siyah bir kumaş görünümünde, üstü krom, ayakla basılan yüzeyi klasik wah pedalında olduğu gibi, alt tabanında beyaz bir şerit var. Bence bu serininin en yakışıklı pedalı ve Hendrix'in kıyafet tarzıyla bütünleşen bir havası var. Bazı gitaristler, artistler adına üretilmiş bu tarz serilerin ses olarak bir farklılık içermediğini, klasik serileri allayıp pullayıp 2 kat fiyata sattıklarını düşünüyorlar. Belki birçok marka için haklılar ama bu serinin öyle olmadığı bir kez çalınırsa anlaşılacaktır. Ben bu serinin tüm pedallarını 1 yıl önce (bazı pedalları aylarca bekleyerek) aldım ve hala kullanıyorum, çok da memnunum, kolleksiyon değiller.

JH-1B
9 volt pille çalışıyor ve adaptör girişi nihayet bu pedalda mevcut. True-Bypass değil.
Fiyatı 206 Dolar

Sonuç:Tabii ki kendi sound'umuzu bulmalıyız ve türlü markalar deneyip, gerekirse kendimiz bile yaparak, modifiye ederek tonumuzu bulmalıyız. 
Hendrix için bir yazı yazabilmek benim için büyük bir onur ve ayrıca çok zor bir sorumluluk. İyi ki var olmuş, gitarın ne boyutta bir enstrüman olduğunu bizlere işaret etmiş. Bugün gitar sound'u, hatta müzik bu noktaya geldiyse, onun rock müziğe tuttuğu ışık sayesindedir. 4 yıllık kısacık müzik kariyerinde  böylesine çığır açan bir büyük müzisyenin önünde saygıyla eğiliyor, sevgiyle anıyorum.

Yorumlar

Taze haberler