gençtik, yaşlıydık.
beyaz yakalıydık, mavi yakalıydık.
müzmin bekardık, evliydik, çocukluyduk.
öğrenciydik, işsizdik.
aynı hisleri paylaşan, artık o hisleri içinde tutamayan, aynı yolda yürüyen insanlardık…
bir dolu sıfat yakıştırıldı, aralarından en çok “çapulcu”yu sevdik.
farklılaştırılmaktan, sürekli ayrıkotu muamelesi görmekten, değerlerimizin hiçe sayılmasından, bir çok konunun dikte edilmesinden sıkılmıştık. her şey fazla üst üste gelmişti, boğazımız düğümleniyordu artık.
kızgındık evet. bize her söylenene “eyvallah” demek istemiyorduk. ne yapacağımızı da pek bilemiyorduk.
bir tek damlada sel olduk, aktık dört bir yandan. kendimiz bile kendimize inanamadık.
bu bir sivil direnişti. bu bir haysiyet isyanıydı. gurur ve mutluluk o kadar ağır bastı ki, başka hiç bir şeyin önemi kalmadı aniden.
farklı sabahlara uyanıyoruz artık. bambaşka insanlar olduk biz. çok daha iyi, çok daha umutlu, çok daha gururlu.
birbirini daha çok seven. kendini daha çok seven.
tarihin yazıldığı anlara şahit olduk. daha ne olsun
Paylaşalım bunu: