Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.

Mutlaka okuyun. Trigon ve Zuhal Müzik.

  • egitaro • 30 Ekim 2009 04:02 • #559032
    Merhaba Arkadaşlar,
    Bundan kısa bir süre önce Prodüksiyon Stüdyomuza 3 adet E.gitar almak için İzmir'in en büyük müzik mağazalarından biri olan Trigon'a gittik. Önce bir tane İbanez beğendik. Sol elimde bir sakatlık olduğu için, detaylı bir şekilde gitarı test edemediğimden, oradaki genç görevlilerden birine gitarı biraz çalması için rica ettim. Sağ olsun kırmadı ve elinden geldiğince yardımcı oldu. Gitarı beğendik ve satın almak için mağazanın yetkili kişisi ile fiyat ve ödeme konusunda görüşmeye başladık.

    Ben - Gitarın üzeri boyalı olduğu için gövde ağacının ne olduğu görünmüyor. Nedir acaba bunun ağacı ?
    Yetkili - Tabi ki Maun.
    Ben - Eminmisin ?
    Yetkili - Tabi, eminim.
    Ben - Pekala, o zaman biz bu gitarı almak istiyoruz. Ödeme seçeneklerimiz nedir ?
    Yetkili - Peşin olursa böyle, vadeli olursa şöyle, vs.

    Kısa süren bir görüşmeden sonra anlaştık. İkinci başka bir gitara bakmak için mağaza içinde dolaşırken bir PRS gitar ilgimizi çekti. Bu gitar içinde sağ olsun orada çalışan genç arkadaşlar yine ellerinden gelen yardımları esirgemediler. Tekrar fiyat konusunda aynı yetkili ile görüşüp mutabakata vardıktan sonra, iş ödeme kısmına geldi. Fakat bizim paramız tam yetmedi ve ikinci gitar için bir miktar borçlanmak durumunda kaldık. Ertesi gün kalan borcumuzu getirip PRS gitarı sonra almak kaydı ile mağazadan ayrıldık.

    Stüdyoya döndüğümüzde, nette yaptığımız araştırmalarda ne görsek beğenirsiniz ? İbanez'in gövdesi bir petrol ürünü olan Lutite denen bir malzemeden. Tabi şok olduk... Çünki yetkilinin sözüne güvenip, Maun olduğuna inandığımız için almıştık. Fakat buna rağmen ortada bir yanlışlık olduğunu düşünerek, ertesi gün yine Trigon'a hem kalan borcumuzu ödemek, hem PRS gitarı almak, hemde bunu konuyu aydınlatmak maksadı ile tekrar gittik. Tabi bu arada İbanez gitarı da yanımıza almayı ihmal etmedik. O mağaza yetkilisi olan kişi dükkanın önünde duruyordu.

    Ben - Selamlar.
    Yetkili - Merhaba Abi.
    Ben - Bizim dün aldığımız şu İbanez gitarda bir yanlışlık var galiba !
    Yetkili - Nasıl bir yanlışlık Abi ?
    Ben - Dün gitarı almadan önce ısrarla gövde ağacını sormuştum. Sen de Maun demiştin.
    Yetkili - Evet, doğru, Maun.
    Ben - İyi söylüyorsun, hoş söylüyorsun da, İbanez'in kendi sitesi dahil bir çok başka satıcı firmalar ise bunun Lutite olduğunu söylüyorlar.
    Yetkili - Yok Abi, olurmu öyle şey, bunun gövdesi Maun. Maun üzerine çok ince bir tabaka Lutite olarak kaplanmış. Hatta belki inanmayacaksın ama, bizde bunu çok merak etmiştik. Bunun üzerine sırf bunu anlamak için, bir tanesinin gövdesini testere ile ortadan kestik. İçi gerçekten Maun idi. Dediğim gibi üzeri çok ince bir Lutite tabakası ile kaplıydı.
    Ben - O zaman demek ki, İbanez kendi sitesinde kendi gitarını kötülüyor. Çünki onlar gövde için tamamen Lutite diyorlar.
    Yetkili - Olurmu Abi öyle şey, bir yanlışlık vardır, ya da sen yanlış anlamışsındır.
    Ben - Neyi yanlış anlamışımdır ?
    Yetkili - Abi bir dakika ben şimdi içeri girip netten bir bakayım. Ama kesinlikle öyle bir şey olamaz.
    Ben - Sen yine içeri gidip bak, ama biz bu gitarı istemiyoruz. Bunun yerine başka bir gitar almak istiyoruz.
    Yetkili - Tamam Abi olur, değiştiririz.

    Hep birlikte içeri girdik. Yetkili netten araştırma yapmak için en dipteki masasına doğru yöneldi. Biz, yetkilinin karşımızda zor duruma düşmemesi için, ne yaptığı araştırmaya baktık, ne de yaptığı araştırmanın sonucu ile ilgili bir cevap beklediğimizin ortamını yarattık. Konuya hiç değinmedik ve başka bir gitar arayışına girdik. Gözümüze çok eskiden tanıdığım, ünlü bir Fransız Luthiye'nin çok güzel bir gitarı ilişti. Belki bir çoğunuz biliyordur Lag gitarları. Ben bu ustanın adını ilk kes bundan 20-25 yıl önce Almanya'da duymuştum. Fakat hiç bir gitarını elime alıp denemek nasip olmamıştı. O gün ilk defa Arkane modelini elime alıp inceledim ve gitara her yönüyle hayran kaldım. Yine genç satıcı arkadaşlardan çalması için rica ettik ve sesini de çok beğendik.

    Ben - Biz bu gitarı almak istiyoruz.
    Yetkili - Tamam, olur.
    Ben - Peki bunun için bir fark ödememiz gerekiyormu İbanez'e karşın ?
    Yetkili - Aralarında pek bir fark olmaması gerekir, ama yine bir bakayım.
    - ...................
    Yetkili - Aralarında 150 TL gibiküçük bir fark var.
    Ben - Peki, bunun gövdesinin ağacı nedir ?

    Yetkili masasından kalkar ve yanımıza gelerek gitarı elimizden alır ve arkasını çevirerek, " Zaten görülüyor üzerinde ki şeffaf ciladan dolayı, tabi ki Maun. Zaten bu fiyata da olması gereken budur. "

    Ben - Yani buna kesin Maun diyorsun ! ?
    Yetkili - Tabi ki.

    Bu gitarı ilk defa görmeme rağmen, ağaçlardan biraz anladığım için, her ne kadar üzeri renkli şeffaf cila ile kaplı olmasına rağmen, gövdenin Maun olmadığını hemen anlamıştım. Fakat gitarı çok beğendiğimiz için hiç sesimizi çıkartmadık.
    Daha sonra bir tane Boss marka Chorus ve Marshall Jack Hammer'ı da alarak listeyi tamamladık.
    Dünden kalan PRS gitar için olan borcumuzu ve Lag gitar için olan farkı da ödeyerek, dükkandan ayrıldık.
    Bu arada da yaptığımız alış veriş den dolayı pena, kılıf, askı, tel temizleyici gibi hediyeleri de kabul ettiğimizi söylememde bir sakınca olmadığını düşünüyorum. Bunlar için müesseseye de teşekkürü bir borç biliyoruz.

    Tekrar Stüdyoya geldiğimizde ilk iş olarak Lag gitarı denedik. Ben şahsen sesine ve işçiliğine hayran kaldım. Ardından da PRS gitarı biraz teste tabi tuttuk. O da mükemmeldi. Her iki gitara da gereken ayarları yaptıktan sonra, arkadaşlar bunları da netten bir araştırmak istediler. Ben hatta " çocuklar Allah aşkına bırakın şu net işini, yine moralimi ve keyfimi bozmak istemiyorum " dememe rağmen, onlar araştırmalara başlamışlardı bile. Kısa bir süre sonra Stüdyoda bir gergin hava esmeye başladı.

    Ben - Hayırdır çocuklar, neyiniz var ?
    Bizim oğlanlar - Abi, bu adamlar yine bize bir üç kağıt açtılar galiba !
    Ben - Nasıl yani, nerden çıkarttınız şimdi bunu ?
    Bizim oğlanlar - Gel bak Abi, bu terbiyesiz adamlar gitarın iki manyetiğini değiştirmişler. Bizim gitarın üzerinde olması gereken manyetikler bunlar değil.
    Ben - Yok canım, daha neler ! ?
    Bizim oğlanlar - Abi, lütfen gelip bir bakarmısın ? Kendi sitesi dahil hiç bir yerde bizim gitarın üzerindeki manyetikler gözükmüyor. Ayrıca da, EMG'nin sitesinde de böyle bir manyetik yok. Adamların yaptığı düpedüz sahtekarlık. Bence bunlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunalım. Bunların yaptığına resmen sahtekarlık ve düzanbazlık denir. Verelim mahkemeye çeksinler cezalarını.
    Ben - Bir dakika çocuklar, fevri davranmayalım lütfen. Yaptığınız suçlama ve itham gerçekten çok büyük. Bu konuyu önce iyice bir araştırın bakalım.

    Bizim oğlanların sözünü ettikleri gitar malesef çok beğendiğim Lag gitardı. Benim de hemen anladığım üzere gövde Maun değil, ıhlamur ağacındandı. Gitarın üzerinde 3 manyetik bulunuyordu ve üçünün de üzerinde EMG HZ yazıyordu. Neck Pickup üzeri açık bir Humbacker, ortada üzeri kapalı bir S3 Single Coil ve Bridge de de yine üzeri açık bir Humbacker vardı. Oysa ki, Lag Arkane 200 ile ilgili tüm Dünyada yaptığımız araştırmalarda hiç bir yerde Gitarın üzerinde açık Humbacker yoktu. Normalde EMG Pickup'ların üzeri daima kapalıdır. HZ serisi ise EMG'nin pasif manyetikleri olmasına rağmen bunların da üzerleri kapalıydı. Ortada sahtekarlık ile ilgili bir konunun olduğu nerdeyse aşikar gibi olmasına karşın, ben buna bir türlü inanamıyor, böyle bir şeye tenezzül edilebileceğine ihtimal veremiyordum. Mutlaka bizlerin yanıldığı bir nokta olmalıydı. İllaki gözden kaçırdığımız küçük bir detay bulunmalıydı. Bunun başka bir açılaması olamazdı.

    Tabi ki o gece sabaha kadar gözüm uyku tutmadı. Ertesi gün tekrar, bu kes tek başıma yine Trigon'a gittim. Bir sebepten öylesine uğramış gibi mağazanın içinde gezerken, yine o yetkili ile karşılaştım.

    Yetkili - Hoşgeldin Abi, nasılsın, gitarları beğendinizmi ?
    Ben - Evet, ikisinide çok beğendim. Yanlız benim yine anlamadığım bir konu var.
    Yetkili - Hayırdır Abi ! ?
    Ben - Sadece bilmek istiyorum, Lag gitarın üzerindeki manyetikler orijinalmi ?
    Yetkili - Tabi ki orijinal, sıfır gitar, nasıl orijinal olmaz ?
    Ben - Bizim oğlanlar Stüdyoda gitarı araştırmışlar. Üzerindeki manyetikler, daha doğrusu Humbacker olanlar bu gitara ait değilmiş !
    Yetkili - Abi, olurmu öyle şey, biz hiç bir zaman o işlere girmeyiz. Biz de her bir şey orijinaldir.
    Ben - Hangi işleri kastediyorsun ?
    Yetkili - Senin ima etmeye çalıştığın işleri Abi.
    Ben - Bak, ben son derece iyi niyetle buraya geldim ve her hangi bir şeyi ima etmeye çalışmıyorum. Ben sadece sordum, böyle bir şey mümkünmü diye.
    Yetkili - Hayır böyle bir şey asla olamaz. Diğerlerini bilmem ama bizde böyle bir şeyin mümkünü yok.
    Ben - Bende zaten bunu duymak istiyordum. Teşekkür ederim.
    Yetkili - Güle güle, yine bekleriz.

    Dükkandan ayrılıp Stüdyo'ya geldiğimde, bizim oğlanlar çok gergindi.

    Ben - Günaydın çocuklar
    Bizim oğlanlar - Abi neden geciktin, yoksa Trigon'a mı gittin ?
    Ben - Evet oraya gittim ve dünkü yetkili ile görüştüm. Hepiniz boşuna ortalığı ayağa kaldırmışınız. Böyle bir şeyin asla olamayacağını söyledi.
    Bizim oğlanlar - Abi, yapma ya, inanamıyoruz sana. Neden bu herifleri korumak istiyorsun ? Bırak bu işi biz halledelim. Ben dün akşam benim Pederle konuştum ve olduğu gibi anlattım durumu ona. Biliyorsun bizim karşı dairedeki komşu R..... amca Cumhuriyet savcısı. Peder direk durumu ona havale edelim diyor. Sen ise o sahtekar heriflerin avukatlığına soyundun ! ! ! Abi, Allah aşkına bir tek geçerli neden söyle ya, bizi hepimizi burda meraktan çatlatma. Neden arka çıkıyorsun o adamlara ?
    Ben - Bilmiyorum gençler, ama kimseye de arka falan çıkmıyorum. Belki her şeye rağmen o gitarı çok beğendiğim için. Belki de müessese sahiplerinin ailelerine, çocuklarına acıdığım için. Ne bileyim ben, belki de orda çalışan gençleri düşündüğüm için. Hepsi sizler gibi pırıl pırıl delikanlılar. Sabah sabah bana bu kadar zor sorular sormak zorundamısınız ? Ne yapmamı bekliyorsunuz ? Hemen gidip savcılığa suç duyurusundamı bulunmamı istiyorsunuz ? Eğer onların içinde gerçekten sahtekarlık varsa, ya da karekterleri böyleyse, bu neyi değiştirecek ? Belki bir cahillik yapıp şeytana uydular. Onların bu hatasının faturasını suçsuz ailelerine mi çıkaralım ?
    Bizim oğlanlar - ...............................
    Ben - Biraz daha araştıralım bu konuyu. Hatta Fransa'ya Lag Firmasına telefon edip soralım. Ben inanıyorum ki, mutlaka bir yerde bir şeyi atlıyoruz, belki basit bir detayı ıskalıyoruz.
    Bizim oğlanlar - Tamam Abi, biz bu konuyu iyice kapsamlı bir şekilde araştıracağız.

    Bu konuşmaların üzerinden iki hafta geçti. Hatta Fransa ile telefonla ve internet üzerinden de görüştük. Ama malesef bizim oğlanlar haklı çıktı. Bu arada yine Trigon'a gidip ordan Schecter marka bir gitar daha aldım. Bunu neden yaptığımı bende bilmiyorum. Belki oradakileri utandırmak istedim. Belki de bir yanışlık olduğunu ve benden bir özür dilemelerini bekledim. Tam olarak sebebini bende bilmiyorum. Sanki iç güdülerim beni buna zorladı. Evet onlara çok kızmalıydım ve oradan da bir daha asla alışveriş yapmamalıydım. Kim bilir, belki bu aptallığın başka bir formuydu. Belki de yozlaşmış ve kokuşmuş bir ticari anlayışa karşı durmaktı. Sebebi her ne idiyse, bu garip davranışıma bu gün bile bir anlam veremiyorum...

    Takriben on gün kadar önce Gazi Bulvarından geçerken, sağ tarafta oldukça büyük bir müzik mağazası gördük ve az ilerde önünde durduk. İstanbul'da ki Zuhal Müzik İzmir'de de bir şube açmış. İçeri girip Gitarlara bakmaya başladık. Hemen bizi ( İzmir'de hiç alışık olmadığımız bir tarz ile ) son derece güler yüzlü, cana yakın, samimi, genç satıcılar karşıladı. Konuşma tarzları oldukça kibar, saygılı ve seviyeli idi.

    - Buyurun, hoş geldiniz. Nasıl yardımcı olabiliriz ?
    - Hayırlı olsun, yeni açmışınız galiba. Biz sadece gitarlara bakmak istemiştik biraz.
    - Evet, yeni açtık.

    Son derece ilgili

    - Eğer yardım edebileceğimiz bir şey olursa söyleyin lütfen.
    - Siz yanılmıyorsam Lag gitarların Türkiye Distrübütörüsünüz. Sizin siteniz de ben ve arkadaşlarım bu gitarları epey bir incelemiştik.
    - Evet doğru, Lag gitarları biz getirtiyoruz. ( Şaşkın ama saygılı bir ifade ile ) Bir sorunmu vardı ?
    - Evet, her ne kadar sizinle ilgili olmasa da bir sorun var.
    - Hemen yardımcı olalım.
    - Anlatayım.....

    Bütün olup bitenleri bizi karşılayan o genç görevliye anlattıktan sonra, o da buna bir türlü inanamadı. Bana,

    - Lütfen bu söylediklerinizi ( karşıda müşterilerle ilgilenen genç bir beyi göstererek ) Mehmet beye de anlatırmısınız ? O bizim mağazalarımızın yetkilisidir. Mutlaka sizin probleminize çözüm bulacaktır.

    - Neden olmasın

    Diyerek Mehmet beye yöneldim.

    Başımızdan geçenleri olduğu gibi ilettim. Tabi o da inanamadı ve gitarı görmek istedi. Bizde gitarı alıp getirdik. İncelediler, resimlerini çektiler, biraz internetten araştırdılar ve

    Mehmet bey - İnanmak mümkün değil, nasıl böyle bir şey olabilir ?
    Ben - Biz de inanamadık, ama bütün bunlar bizim başımıza geldi.
    Mehmet bey - Benim bir saate kadar uçağım kalkıyor, ama muhakkak bu işin takipçisi olacağım. Bana lütfen biraz zaman tanıyın, araştırma yapıp size Pazartesi geri döneceğim.

    Yanılmıyorsam o gün Cuma idi. Aynen dediği gibi hiç üzerine vazife olmamasına rağmen, Mehmet bey Pazartesi öğleden sonra bizi telefon ile aradı. İşin takipçisi olduğunu ve meseleyi bir şekilde çözeceğini ifade etti. Bu Batılı yaklaşımı ve ilgisinden dolayı biz çok memnun olmuştuk da, bu işe nasıl bir çözüm getirebileceğini bir türlü anlayamadık. Neticede gitarı oradan almadığımız gibi, muhattap bile olmamıştık.

    Bu telefon görüşmesinden sonra, aradan tahminen bir hafta gibi bir zaman geçti. Bu gün öğleden sonra bir telefon geldi Stüdyo'ya. Ben açmıştım,

    - İyi günler, ben Zuhal Müzik'ten arıyorum. İstanbul'dan Mehmet bey, bu yaşadığınız çirkin olayı telafi etmek maksadıyla, size iki tane EMG pickup yollamış, şu anda bizde elimizde. Biri 81 diğeri de 85. Gelip alabilirsiniz.

    Duyduklarıma önce inanamadım. Galiba da konuşurken saçmaladım. Yine gözlerime olan hakimiyetimi kaybettim, yine duygusallığıma yenik düştüm. Dürüstlük denen meziyetin hala var olduğuna, aynı kulvarda olmasa bile, müzisyenin müzisyene desteğine şahit oldum. Şu en güzel günümüzde, en büyük bayramımızda, namuslu, efendi ticaret erbablarının, dünyaya inat hala ölmediklerini gördüm.
    Çok mutlu oldum, çok bahtiyar oldum. Başta Zuhal Müzik mağazalarının yetkilisi Mehmet Bey olmak üzere, tüm İzmir Zuhal Müzik mağazası çalışanlarına, ilgilerinden, yakınlıklarından ve yardımlarından dolayı yürekten teşekkür ederim.

    Hoş geldiniz İzmir'e
    İyi ki geldiniz, iyi ki varsınız.
    Her daim Tanrı yolunuzu açık etsin.



    Lafla değil, ancak ve ancak yaptıklarımızla ve yapacaklarımızla Atamızın yolundan gidebiliriz.
    Başta Müzik Camiası olmak üzere, tüm güzel Yurdumun insanlarının Cumhuriyet Bayramını candan kutlarım...

    Sevgi ve Saygılarımla.

    rolly










    font="arial black"][/font]
  • kutay__ • 2 Kasım 2009 16:42 • #559034
    konuyu flash tv de gerçek kesit izler gibi gözümün önünde canlandırdım resmen. anlatım ve ifadeniz çok içten.
    bu arada zuhal müziğin hayrını gören ilk insan sizsiniz. gerçekten o kadar çok talihsizlik yaşamışsınız ki en sonunda ilahi adalet zuhal müziğe bile iyi bir rol verip karşınıza çıkarmış :)
  • egitaro • 12 Kasım 2009 21:58 • #559039
    Yazdığım bu olayda ki Zuhal Müziğin yekilisi Mehmet Bey değil, Ali Sungurlu Bey dir. Bu yanlışımdan ötürü kendisinden özür dilerim.

    Saygılarımla

    rolly
  • Single_FACTOR • 12 Kasım 2009 23:57 • #559040
    anllatılanları okuduğumda insanları kazıklamayı alışkanlık edinmiş esnaflık görüyorum. zuhal müziğin olayla bağlantısı tadarik aşaması ise; Burada aslında taktir edeilecek hiçbirşey yok. aksine, herkez sizin gibi araştırmıyor ve ekipman bilgisine de sahip değil. biraz dişli olabileceğinizi ve başlarına hadiseler açabileceğinizi hissettiklerinden yusuflamışlar...
  • pelingrsy • 17 Kasım 2009 15:32 • #559043
    kesınlıkle katılıyorum cok dogru
  • tusubasa73 • 7 Ocak 2010 23:21 • #559073
    ah arkadaslar ah...şunu birkez daha gördüm ki istanbul her konuda izmirden daha profosyonel...
    izmire geleli 6 ay oldu ortakoy den...ve burda ilk dikkatimi çeken şey esnafta ki vurdum duymazlık lakayitlik bilmeden konuşmaları...
    üstelik denetim denen mekanizma da yok izmirde...haliyle ortalıkda boş...
    ben bir şey almak istersem online gene istanbuldan getirtiyorum işim olmaz burdan :)
    madem zuhal yer açmış artık alırım ordan...
    izmir neden hiç ilerlemez neden hep aynı yerde sayar?işte bu mantık yüzünde...
    izmirde yaşayanların dünyası türkiye ile bir değildir...kendilerine ait bir dünya yaratmışlar bir de inanıyorlar bu dünyalarına :)
    neyse geçmiş olsun arkadasım...
  • mertcnbuktel • 27 Mart 2010 19:49 • #559184
    buna benzer bişey benimde başıma geldi 3 ay kadar önce gitar almak için trigona gittiğimde fiyat limitimden ve merak ettğim prslerden bahsettim. prsleri denediğimde keyif almadığım için başka gitar önerip öneremeyeceklerini sordum. bana sapının erkan sızarlar yapımı olan american strat bir gitar verdiler üzerinde herhangi bir fender yazısı olmadığı halde sözde seymour duncan manyetikler vardı üzerinde hepsi bi yana gitarın fiyatı 1000liraydı. gitarı denedikten sonra yalan olduğunu anladım. ordan almamaya karar verdim. daha sonra zuhale gittiğimdeyse düşündüğüm gitardan 300 lira daha düşük bi fiyata parker p30 diye bir gitar önerdi orda çalışan süper bi insan. çaldığım tarza daha uygun olacağını düşündüğünü söyledi gerçektende öyleydi.. inanılmaz bi gitarı inanılmaz bir fiyata aldım.. daha sonra kendisiyle yolda karşılaştk bana gigbag vermeyi unuttuklarını söyledi bu kadar iyi bir esnaflık bu sektörde görülmüş bişey değil benim için bursa ve izmir piyasası için söylüyorum çünkü elbette amatör müzisyenler olarak bir çok bilmediğimiz nokta var ve kandırılmaya müsait. trigonu kınamaktan ziyade zuhal müziği tebrik ediyorum. ve daha yüksek fiyat olsa bile bundan sonra alışveriş yapacağım yer orasıdır.