Kargaşa Zamanı!
kargART'ın geleneksel sezon kapanış sergisi Kargaşa 10 Haziran Çarşamba günü saat 19:30'dan itibaren kapılarını açıyor. 15 yıl önce, ilk kez "Kargaşa" sergisiyle kapılarını açan kargART'ın da 15. yaşını kutluyoruz aslında. O zamanlar kargART'ın sadece Anadolu Yakası'nın değil, İstanbul'un kültür sanat yaşamında bir etki yaratacağını çok da düşünmeden, yukarıdaki boş salonu plastik sanatçıların ve özellikle sergi salonu bulamayan genç sanatçıların işlerini sergilemek üzere kullanıma açmak gibi müevazı bir amaçla kapılarını açan kargART'tın, sanatın tüm disiplinlerinden binin üzerinde sanatçının eserlerine, performanslarına, etkinliklerine, atölyelerine ev sahipliği yaptığını bilmek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor açıkçası.
Geleneksel Kargaşa sergimizin 15. yılında bir farklılık olmasını diledik. Önceki senelerde bir kavramsal çerçeve belirleyip açık çağrı ya da iş seçimi ile açtığımız karma sergilerden farklı olarak bu yıl Karga ailesinden çıkmış bir ismin fikirlerine ve ellerine teslim ettik Kargaşa'yı. kargART'ın açıldığı günlerde akademik eğitimine devam ederken bir yandan da Karga'da çalışan ve son yıllarda üst üste atığı sergilerle genç sanatçılarımız arasında ismini her geçen gün daha fazla sanatsevere duyuran Ali Elmacı'nın "Bu yıl Kargaşa'yı sen tasarla" önerimizi kabul etmesi bizim için çok anlamlı. Aşağıda Ali Elmacı'nın bu yılın Kargaşa'sı "Bu Benim de Aklıma Gelmişti" için oluşturduğu kavramsal çerçeve ve düşünceleri yer alıyor.
Son günlerde sıklıkla basında çıkan haberlerde sanatta sahtecilik haberleri ile karşılaşıyoruz. Herhangi bir eserin sahte olduğu anlaşılıncaya kadar ondan alınan haz, gerçek bilindiğinde kendini tartışılmaz bir hayal kırıklığına bırakıyor. Öyleyse bir esere atfedilen değer, onun müzayedelerde alınıp satılır olması ya da müze ve galerilerin şık duvarlarında asılı olmasından mı kaynaklanır? Kopya olduğunu anlayana kadar karşısında hayranlıkla durup izlediğimiz yapıtın sahte olduğu anlaşıldığında hislerimiz nasıl bu kadar kolaylıkla yer değiştirir? Bir resmi izlediğimizde maddi bir karşılığına göre bize hissettirdikleri değişir mi?
Peki söz konusu pastiş olduğunda izleyici nasıl tepki verir? 19. yüzyıla kadar muteber sanatçılar olarak değerlendirilen kopyacılar / pastişciler, günümüzde nasıl oldu da tahtlarından edildi? Yoksa onlara atfedilen değer yer değiştirdi ve bir yerlerde çalışmaya devam ediyorlar mı? Bir eserin pastiş olup olmadığını anlamak görece kolayken, kopya ya da intihal bir umman deniz. Peki sevdiğimiz ya da beğendiğimiz sanatçıların eserlerini kendi yorumumuzla kopyalamak neden tehlikeli olsun? Kopya ile pastişi, esin ile taklit arasındaki ince çizgiyi nasıl ayırt edeceğiz?
Kargaşa'da bu yıl "Bu Benim de Aklıma Gelmişti" başlığı altında, Ali Elmacı'nın küratörlüğünde biraraya gelecek sanatçılar, Türk çağdaş sanatından diledikleri bir eseri kendi anlatım teknikleri ile yorumlayacaklar. Bize kopya / esin / taklit kavramlarını düşünmeye itecek, yukarıda sorduğumuz sorulara yanıt arayacak, provakatif bir sergi niteliğinde kurgulanacak oluşumda ortaya çıkan yapıtların birbiriyle temaslarında "kargaşa" oluşup oluşmayacağını hep beraber göreceğiz.
"Kargaşa 15: Bu Benim de Aklıma Gelmişti"
10-28 Haziran 2015
Açılış: 10 Haziran 19:30 kargART
Sanatçılar:
Burak Ata
Başak Bugay
Guido Casaretto
Başak Çalışır
Ali Elmacı
Can Ertaş
Sadi Güran
Huo Rf
Ali İbrahim Öcal
Yağız Özgen
Toygun Özdemir
Burcu Perçin
Sabo
Meltem Sarıkaya
Şevket Sönmez
Tunca
www.karga.com.tr
info@kargart.net
#bubenimdeaklimagelmisti
#kargasa15
