Malmsteen hem çok iyi bir müzisyendir, hem de çok iyi bir gitaristtir. Ruhsuz falan değildir, çünkü ruhsuz adam Bach stili çalmaz.
Bazı arkadaşlar hız ile ruhun ters orantılı olduğunu düşünüyor; hız dediğin hem genetiktir, hem de çalışarak ve ter dökerek elde edilir. Nasıl mı? Vai'de hız için yeterli genetik olmadığı için ne kadar çabalarsa çabalasın, hızlı çalmaya çalışsa bile Malmsteen kadar temiz çalamaz. Ruh denilen olay ile Vai'nin efekt yapmasını bağdaştıran arkadaşlar çok büyük hata ederler. Çünkü ruh, bir şarkıda en uygun zamanda en uygun notayı en uygun temizlikte ve en uygun hızda ya da yavaşlıkta çalmaktır. Ruh sadece gitar sündürüp woouuuw diye efekt vermek değildir. Vai'nin efektleri haddinden fazla. Benim kişisel görüşüm de efekt yapıp ha bire tel sündürmek ruhluluk ile alakası olmayan bir olaydır.
Malmsteen'deki ruhu anlayabilmek için Fire And Ice parçasının solosunu dinlemek yeter. O geçişler Malmsteen ruhuna has bir özelliktir.
Sözün özü, olay ruhla hızı birbirine zıt olarak görmek mi, yoksa gerçek bir gitar virtüözünün ruhunun melodisinde ve hızında da gizli olabilirliği mi? Ben 2.sini tercih ediyorum.
Gitaristin hem profesyonelliğine, hem gitar ve stüdyo tekniğine, hem canlı performansına, hem de ruhuna ve müzik bilgisine bakarak konuşmak lazım bu kıyaslamayı yaparken.
Zaten hız tek başına bir ölçüt değildir ki? Hızlı, temiz, şarkıdan kopmayan, gerektiği yerde yavaşlayan, melodik, detone olmayan, mümkün olduğunca az hata yapan gitarist her zaman üst sırada yer alır. Çok hızlı çalayım derken çok kirli basan ve müzisyenliği arka plana atan gitarist zaten biryerlere gelemez ki?
Malmsteen'de sadece hız var demek yanlış ve cahilcedir. Gerektiği yerde yavaşlar, efekt de yapar, tel de sündürür. Hızı da sadece pickleri ile sınırlı değildir. Tapping ve sweep de yapar. Malmsteen'i iyi dinleyen ve özellikle 80'lerin ortalarından sonraki kayıtlarını dinleyen arkadaşlar bunu anlayacaklardır. Malmsteen'in sololarında barok ağırlıktadır doğru ama "barokla sınırlı" ifadesi yanlış olur. Çünkü barok zaten başlı başına neredeyse sınırsız bir türdür. Artı en önemli noktalardan birisi, Malmsteen, şarkılarının yarısına yakınını AOR (adult oriented rock) tarzı ile sentezlemiştir. Hatta "bu şarkı tam bir AOR klasiği" denilecek birçok parçası mevcuttur (Özellikle Eclipse albümünde). 80'lerin Melodik Hard Rock ruhunu birçok bestesinde yansıtır, bunu da barok tarzı soloları ile süsler.
Vai'ye kesinlikle kötü demiyorum, o da iyi bir gitarist fakat reklamını çok iyi yapan, ünlenmek için uygun zamanda en uygun adımları atmış, sonuçta da hakettiğinden fazla yerlere gelmiş bir gitarist. Vai'nin gitarının, processorunun, manyetiğinin vs. çok üstün olması Vai'nin üstünlüğü değildir. Bir Petrucci ile kapışamaz Vai. Bir Michael Angelo ile Vai kıyaslanamaz bile. Vai hatasız sweep yapamaz arkadaşlar. Çok temiz picking yapamaz. Ezber legatolarla ve yavaş sololarla (hani yavaşa ruhlu diyenler var ya) sınırlı kalır. Sıkıştığında efekt yapar. Bana göre tek şarkısı olan "for the love of God" ile de nasıl bu kadar üne sahip olmuştur, nasıl bu kadar torpillidir, sadece o konuda takdir ederim kendisini. Ben 1988'den beri bu işin içindeyim, daha Vai'nin gerçekten "üstün" bir numarasını görmedim. İyi çalar o kadar. Muhteşem değildir. İnsanüstü değildir.
Ne gitaristler var Vai'den her yönüyle üstün olan ama Vai kadar torpilli olmayan...
Guthrie Govan, Dann Huff, Vinnie Moore, Kee Marcello, Enver İzmailov, Michael Romeo, Michael Angelo, Jason Becker, John Petrucci, Rusty Cooley, Chris Broderick, Aldi Meola, Robert Marcello, Timo Tolkki, David Valdes, Frank Gambale, Greg Howe, Michael Schenker, Joe Satriani, Michael Lee Firkins, Reb Beach, Vito Bratta, Gary Moore, Marty Friedman, Paul Gilbert, Steve Lukather, John Sykes...