Bu da benim kişisel izlenimlerim : Buyurun bakalım
Saat 16:45 civarında Anatolia’ya gelmiştim.Hiç de küçümsenmeyecek bir sıranın sonuna geçtiğimde kendimi çok şanssız hissediyordum.Kısa bir süre sonra kuyruğun sonu benden çok daha arkalara uzandı.Ankara’nın caydırıcı,dayak atarcasına acıtan ayazında üşümüş bedenimi ısıtacak tek nokta-i istinadım içerden dışarı taşan prova sesleriydi.Sonunda sevinç nidalarıyla ama gayet karışık bir kalabalık (sıra değil :) halinde içeri girdik.Salonda oturacak iyi bir yer bulduğuma sevindimse de bu sevinç çok uzun sürmeyecekti.Yani Kurban konserinde koltukların amaçları dışında kullanılacağı (bu üzerine çıkmak anlamına gelse bile:) çok belliydi başka ne bekliyordum ki ben oturmayı mı (hehehehe).Görevlilerin ‘salonda sigara içmeyin’ uyarılarından sonra ‘A bir’ eşliğinde sahneye çıkan Kurban elemanları hayranlarının gönlünden geçeni biliyormuş gibi ‘Yine’yi çaldılar ilk ‘Yalaka’ nın en can alıcı yerinde Deniz’in gitarını bırakıp gitmesi ve diğer üyelerin sahneyi terk etmesi ardı ardına oldu.Bunda sonuna kadar da haklıydılar.Zira konserin başından beri tıfıl(hehehehe) bir provakatör liderliğindeki bir grup sahneye su,şişe,pil gibi çeşitli maddeler attılar.Bu arkadaşların görevlilerce dışarı çıkarılmasının ardından aynı şarkıya kaldıkları yerden devam ettiler Kurban üyeleri ve tabii ki bizi çoşturmaya da…Deniz’in ‘Let’s have a break’:)ibaresiyle verilen aranın ardından ikinci bölümde hayranları Kurban’ı özlediklerini ve Kurban’ın da beklediği karşı performansı Deniz’in her sözcüğüne eşlik ederek ; Burak’ın her tuşesini , Kerem ve Özgür’ün gitar tellerine her dokunuşlarını içlerinde hissederek ve dışlarına da yansıtarak gösterdiler.Bu arada ‘Sakın Söyleme’ şarkısının ana teması ‘Savaşma Seviş’miş ; (hehehehehehe) Deniz öyle söyledi :).Ustalar da sırasıyla ‘Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’ ve ‘Namus Belasının’ başarılı yorumlarıyla anıldıktan sonra Kurban şarkıları birlikte söylendi.Ama en önemli,düşündürücü olanıysa herkesin ‘Ben’ indeki gerçeklerdi. Benliğimizi bu ceset altında ustalıkla bastırdığımızı,kendimizden,gerçeklerden can havliyle kaçtığımızı,gören bir körebe gibi onları fark edemediğimizi bir kez daha idrak ettik ya da ettiğimizi zannettik.Konser ‘Lambaya Püf De’ ile bitirildi.Bu şarkıyı da diğerlerinde olduğu gibi hep bir ağızdan söyledi salon.Deniz’in aralardaki ‘Ule Namıssız’ gibi vokalleri kırdı herkesi.Performans doyurucu; seyirci enerjik,coşkulu;iletişim iyiydi.Bütün olumsuzluklara, hatta kısık sesimin ve boyun ağrımın her an irrite etmesine rağmen ‘Son Söz’üm şu: İyi ki tekrar bir aradasınız! İyi ki gitmişim konsere.