![]()
Ama bu çok fena. Yani, gerçekten ciddiysen, yani, meselenin kenarlardaki o iki nokta değil de şu kıvrımlı gri organımızdaki nöron akışı olduğunu gösterdiğim için bana uyuz olan "akdeniz karadeniz önümüze geleni tekmeleriz" ekibinden ayrı olarak böyle düşünüyorsan, yani tahammülsüzlük ve toyluğundan değil de gerçekten objektif olarak bana bu soruyu yöneltiyorsan, üzgünüm ama eğitim hayatına çarpım tablosu çalışarak yeniden başlamalısın.
Ha tabii, şimdi benim hatam. Baştan ayrıma gitmeliydik, "aklın var mı senin" sorusundaki akıl sözcüğünü konuşmalıydık. Eğer zekamı sorguluyorsan, ilk paragrafım yeterli olacaktır, kendini geliştirmelisin. Ama akıldan kastın toplum içinde nasıl oturup kalkacağını bilmek, kolayca uyum sağlamak, gelene gidene "başım üstüne paşam" çekmek, efendi olmak, her işin gereğini yerine getirmek vs. vs. ise, haklı olabilirsin, pek akıllı değilimdir. Zira böylesi bir hayat çok sıkıcı geliyor bana. Şurada oturup küfrü tartışan kırk tane adamdan farklı bir şey yapmayacaksam, bu nefret edilme pahasına dahi olsa; kendime yönelik hiçbir övgüm ve tesellim olamaz.
Sahi, siz neyle teselli ediyorsunuz kendinizi? Müzik forumundaki kahkalarıma "kanırarak gülme ihtiyacı hissetmedim" diye kendince ayar vermeye kalkan Single_Factor mesela, hayatında övünecek bir şey bulabiliyor mu?
Ya da sen, daha yaratıcı, daha özgün, daha mizahi bir şey bulup yazacağına "aklın var mı senin" gibi saçma ve sığ bir şekilde polemiğe girmeye çalışarak, hangi güdünü tatmin etmiş oluyorsun?
Sevilmediğimi biliyorum, bana benden nefret ettiğini oldukça incelikli ve dahice bir üslupla belirten adamlara da bayılıyorum. Ama sırf tahammülsüzlüğünden ötürü langır lungur "aklın var mı senin, pişt, hooo, delikanlı, zeki misin sen, aklını alırım, alooov" şeklinde kıraathane ağzıyla benimle uğraşmaya kalkan insanlara da dayanamıyorum.
