Seven
70lerin sonunda punk ve new wave akımı patlamıştı. Genç James üyelerinin buna kayıtsız kalması olanaksızdı. Bu akım ile bünyelerindeki potansiyel müzik aşkı ortaya çıktı ve nihayetinde James, 1982de İngiltere Manchesterda kuruldu. Patti Smith (özellikle Horses), Joy Division ve The Fall gibi grup ve müzisyenlerden etkilendiler. Kurulduktan bir sene sonra Kasım 1983te "Jimone" adındaki debut singleları Factory Recordstan çıktı. Ufak çapta da olsa "James" ismi duyulmaya başlandı. Bir sonraki sene İrlandada The Smiths ile beraber ilk turnelerine çıktılar. İlk kadroda Tim Booth (vokal), Jim Glennie (bass), Gavan Whelan (davul, piyano, vokal) ve Paul Gilbertson gibi ustalar yer alıyordu.

1986 yazında Stutter çıktı. 1988deki Strip-Mineın çıkışı biraz askıya alınmıştı. 1989 yılında konser albümü "One Man Clapping" çıktı. Ancak finansal sorunlar yüzünden bu albümü çıkarabilmek için bankadan borç aldılar. Bir sene sonra 1990da "Gold Mother" ile sıkı bir dönüş yaptılar. "Come Home" ve "How is it For You" gibi hitlerle uzun süre Modern Rock camiasını meşgul ettiler.
1991 yılında çıkan "Seven" a kadar bir çok çalışmaya imza attılar, indie barlarında çaldılar, bir çok grupla sahne aldılar ama "Seven" onlar için dönüm noktası oldu ve artık indie dünyasında "tanınanlar" kervanına katıldılar.
90ların başında Stone Roses, Charlatans, Happy Mondays gibi gruplar gözdeydi. James, onlarla bir kefeye konulmak istemiyor ve Manchester hareketinden olmadıklarını iddia ediyordu. Bana kalırsa iddialarında haksız değillerdi.
1992 sonbaharında Neil Young ile turneye çıktılar. Tam bu dönemlerde Brian Eno ile işbirliği başladı. (İlerde çıkacak olan "Millionaries" albümünün prodüktörü Brian Eno olacaktı.)

Eleman sayısı fazla olduğu için gruba giren çıkan da çok oldu. Kronolojik olarak grup elemanlara göz atacak olursak; şu anki kadro ile: (gerçi Tim Booth ayrıldı ancak Tim Booth yazısı değil bu. O yüzden Jamesin son kadrosundan bahsetmekte fayda var) Tim Booth kurulduğundan beri vokallerde yer aldı, David Baynton davul ve perküsyonda, Jim Glennie bas gitar ve geri vokalde, Saul Davies gitar ve geri vokalde, Mark Hunter klavyede, Adrian Oxxal gitarda ve Michael Kulas geri vokal, gitar ve perküsyonda yer alıyorlar.
-
ya Tim Booth dünyadaki en seksi adamlardan birisi bence.
yok damien, shallow filan olmamış anladım ben seni. SÜPERSİN!! ;)
-
JAMES GELİYOOOOOOOOOOOR
-
kısa ama güzel bir yazı olmuş bence de.
Zaten İngilizler’in bildiğimiz mizacı bu. The Who da olsa, Radiohead te olsa veya Portishead de olsa Ada mefhumunu bir şekilde hissediyorsunuz
cok da dogru bir tespit.
-
Bayan Ariza, eline sağlık arkadaşım çok iyi bir yazı olmuş. şimdi bu güzel yazının ve bunca James hakkında söylenen müzikal lafın arkasından biraz, deyim yerindeyse, shallow bir laf olacak ama, ya Tim Booth dünyadaki en seksi adamlardan birisi bence.
neyse ben de James i sevdim ve seveceğim deyip sahneden çekileyim bari...
-
ne kadar şanslı bir sample değil mi?
keşke ben de dünyaya o sample olarak gelebilseydim... ;p
-
97 yılında, tamamen tesadüf eseri, hiçbir parçasını bilmeden Whiplash albümünü almıştım. Satın alma noktasına kadar geçen olaylar, adeta James'in beni kendine çekmesiymiş sanırım, çünkü hiç bir mantıklı açıklaması yok. Ben bir şekilde James'in yeni albümünün çıktığını ve o albümün o zamanlar yaşadığım il olan Balıkesir'de satılıyor olduğunu öğrendim. Hayatımda ilk defa hakkında hiç bir şey bilmediğim bir albümü edinmiştim.
Yaklaşık bir sene boyunca bu adamların kim olduğunu öğrenmeye çalıştım. Neye benzediklerini bile bilmiyordum. Ne zaman ki internetle aram düzeldi, o zaman kimdirler nedirler öğrenmeye başladım.
Kliplerini ilk seyrettiğim akşamı hatırlıyorum da, Tim Booth'un hareket ettiğini görmek bayağı ilginç olmuştu benim için. Onun ve diğer grup elemanlarının sadece resimlerini biliyordum çünkü. Sesini duyarak aşık olduğun birini televizyonda hareket halindeyken görüyorsun. Herkesin benzer bir tecrübeyi yaşamasını dilerdim.
Ben hala Tim Booth'a ve James'e aşığım, her ne kadar ayrı olsalar da.
14 Kasım doğumgünümdü ve bu sayfalarda Tim Booth'un 14 Kasım'da İstanbul'a geleceği yazılıydı. Gerçek olmasını çok isterdim, doğumgünümde sahnede Tim Booth karşımda olacaktı. Müthiş (yetiyor mu anlatmaya acaba?) bir görüntü canlanıyor gözümde.
Fakat ben hala ümitliyim. Tim Booth Türkiye'de asparagas olarak kullanılacak bir isim değil. Bir takım şeyler ters gitti ve iptal oldu diye avutuyorum kendimi. En kısa sürede gerçek olmasını diliyorum ve bir dahaki doğumgünümde filan gelmesini değil, öncesinde buralarda olmasını diliyorum.
Ve evet katılıyorum: Ne yazık ki, James denince akla ilk gelen, " james hetfield be hoca" da adı geçen isim. Sonra da James Brown. İzmir 'de James ararken 'Hayır sadece James' demekten dilimde tüy bitmişti.
James ve Tim booth sevenler, ben sesinizi duymak istiyorum. Kaç kişiyiz biz? Radiohead, Jeff Buckley, Massive Attack deyince insanlar birşeyler söylüyorlar. James deyince o da kim deniliyor, VE- SONRA- BEN böyle yazılar okuyunca ne varsa içimde döküyorum.
Sabredip de okuyan herkese teşekkür ederim.
Son bir şey daha var: Tim Boothun ve Massive Attack'in beyni 3D'nin sesleri arasındaki benzerlik dikkatinizi çekmiyor mu?
-
yok mirim ondan ziyade, bence olay sudur, kanimca önayargi iyi bir sey degil. Azcik bakmak lazim. Sen anladin aslinda wogon'um üstadim ne demek istedigimi, saygilar.
-
Texas vs Britanya, kültür farkı bariz...
Üye
wogonTarih
6 Kasım 2003 00:00
-
yazik sana:)