Laid

Bölümler
Yazan: Bayan Ariza
Tarih: 20 Ekim 2003

Laid



Eleman değişikliğinden bahsetmiştik. Bir dönem James’te yer alanlar arasında Larry Gott (gitar, klayve, flüt, geri vokal), Andy Diagram (trompet, geri vokal), Gavan Whelan (davul, piyano, vokal), Paul Gilbertson (gitar)’ı sayabiliriz.


Efsanevi albüm Seven’ın, grubun resmi sitesinde albüm tarihinin 1992 olduğu belirtiliyor. Ancak CD’ye bakıldığında 1991 tarihi göze çarpıyor. Kaldı ki ilk single’ın 1991’de çıktığı düşünülürse single çıkışı 91, resmi çıkış ise 92 diyebiliriz. Bu albümde Tim Booth yine vokalde, Andy Diagram trompet ve geri vokallerde, David Baynton Power davul ve perküsyonda, James Glennie bas gitarda, Saul Davies gitar, perküsyonda, Mark Hunter klavyede ve James Gott da gitarlarda yer almış.

İlk çıkan single’lar Born of Frustration ve Sound dışında diğer çarpıcı parçalar, yine albümle aynı adı taşıyan Seven, Ring the Bells ve Mother’ı sayabilirim.

Seven’dan sonra en sevdiğim James albümü olan "Laid" 1993 yılında piyasaya çıktı. Bu albümde, kötü şarkı bir yana defolu şarkı bile yok. Muhteşem lirikler, muhteşem melodiler. Şu kesin ki bu adamlar inanılmaz güzel söz yazıyorlar. Kimi gruplar salt müzikal teknikleriyle ön plana çıkarlar. Bazı grupları dinlersiniz ve melodi size muhteşem gelir. Ancak liriklere baktığınız zaman hayal kırıklığı yaşarsınız. Çünkü çok sıradandır. James’in her iki tarafı da iyi kotardığı bir gerçek.

"Laid" albümünde toplam 13 şarkı mevcut. Seçim yapmak gerçekten zor. Albüm "Out to Get You" ile başlıyor. Daha ne oldum demeden en sevdiğim James parçası "Sometimes" sizi kucaklıyor. Dream Thrum, One of the Three, Say Something, Five-O, P.S. derken albüm sizi sarıp sarmalıyor. Böylesi samimi bir müzikle ilk kez karşılaşıyorsunuz belki de... Fire yok bu albümde hiç. James gerçekten çok samimi, zaten mühim olan da bu. Aslında tüm olay samimiyet. İstersen en pahalı prodüksyonu yap, istersen işinin ehli bilmem kaç tane müzisyeni bul getir, götür stüdyoya... Ruh yoksa olmaz! Eğreti durur, bilirsiniz. James, Radiohead, Suede veya Pulp gibi gruplar ruhun derinliklerine hitap ediyor, bizi darmaduman ediyor. Belki de bu adamların en büyük meziyetleri ‘müzikten önce’ samimiyetleri.


Konu fazla dağılmadan James’e dönelim. 1993’te Laid’in çıkışı ile James, Britanya’nın en ünlü indie guplarından biri haline geldi. 1994’te Wah Wah piyasaya çıktı. Wah Wah güzel bir albümdü elbette ama Laid’in etkisi öyle güçlüydü ki James severler o sıcaklığı bulmaya çalıştılar.

1997’te Whiplash çıktı ki özlenene biraz daha yaklaşıldı sanki. Albümün açılış şarkısı "Tomorrow" bir nevi milli marş gibi sardı bizi. She’s a Star, Waltzing Along albümdeki diğer iyi parçalardandır.

1998’de bence bugüne dek yapılmış en güzel "Best of" albümü çıkar. Albümde tam 18 tane James şarkısı vardır. Come Home’dan, Sometimes’a, Say Something’ten, Seven’a, Born of Frustration’dan, Laid’e... Daha önce James’le tanışma fırsatı yakalayamamış olanlar için biçilmiş kaftandır bu albüm.

Önceki bölüm
« Seven
Sonraki bölüm
Ayrılık »

Yorum yazın

Yorum yazmak için üye girişi yapmak gerekiyor.
Üyeyseniz giriş yapın, değilseniz üye olun.
  • ya Tim Booth dünyadaki en seksi adamlardan birisi bence.

    yok damien, shallow filan olmamış anladım ben seni. SÜPERSİN!! ;)
    Üye
    radyokafa
    Tarih
    17 Nisan 2007 00:00
  • JAMES GELİYOOOOOOOOOOOR
    Üye
    orta radyokafa
    Tarih
    10 Nisan 2007 00:00
  • kısa ama güzel bir yazı olmuş bence de.
    Zaten İngilizler’in bildiğimiz mizacı bu. The Who da olsa, Radiohead te olsa veya Portishead de olsa Ada mefhumunu bir şekilde hissediyorsunuz
    cok da dogru bir tespit.
    Üye
    bdisaster
    Tarih
    2 Şubat 2007 00:00
  • Bayan Ariza, eline sağlık arkadaşım çok iyi bir yazı olmuş. şimdi bu güzel yazının ve bunca James hakkında söylenen müzikal lafın arkasından biraz, deyim yerindeyse, shallow bir laf olacak ama, ya Tim Booth dünyadaki en seksi adamlardan birisi bence.
    neyse ben de James i sevdim ve seveceğim deyip sahneden çekileyim bari...
    Üye
    -Damien-
    Tarih
    7 Aralık 2006 00:00
  • ne kadar şanslı bir sample değil mi?
    keşke ben de dünyaya o sample olarak gelebilseydim... ;p
    Üye
    radyokafa
    Tarih
    20 Şubat 2006 00:00
  • 97 yılında, tamamen tesadüf eseri, hiçbir parçasını bilmeden Whiplash albümünü almıştım. Satın alma noktasına kadar geçen olaylar, adeta James'in beni kendine çekmesiymiş sanırım, çünkü hiç bir mantıklı açıklaması yok. Ben bir şekilde James'in yeni albümünün çıktığını ve o albümün o zamanlar yaşadığım il olan Balıkesir'de satılıyor olduğunu öğrendim. Hayatımda ilk defa hakkında hiç bir şey bilmediğim bir albümü edinmiştim.

    Yaklaşık bir sene boyunca bu adamların kim olduğunu öğrenmeye çalıştım. Neye benzediklerini bile bilmiyordum. Ne zaman ki internetle aram düzeldi, o zaman kimdirler nedirler öğrenmeye başladım.

    Kliplerini ilk seyrettiğim akşamı hatırlıyorum da, Tim Booth'un hareket ettiğini görmek bayağı ilginç olmuştu benim için. Onun ve diğer grup elemanlarının sadece resimlerini biliyordum çünkü. Sesini duyarak aşık olduğun birini televizyonda hareket halindeyken görüyorsun. Herkesin benzer bir tecrübeyi yaşamasını dilerdim.

    Ben hala Tim Booth'a ve James'e aşığım, her ne kadar ayrı olsalar da.
    14 Kasım doğumgünümdü ve bu sayfalarda Tim Booth'un 14 Kasım'da İstanbul'a geleceği yazılıydı. Gerçek olmasını çok isterdim, doğumgünümde sahnede Tim Booth karşımda olacaktı. Müthiş (yetiyor mu anlatmaya acaba?) bir görüntü canlanıyor gözümde.
    Fakat ben hala ümitliyim. Tim Booth Türkiye'de asparagas olarak kullanılacak bir isim değil. Bir takım şeyler ters gitti ve iptal oldu diye avutuyorum kendimi. En kısa sürede gerçek olmasını diliyorum ve bir dahaki doğumgünümde filan gelmesini değil, öncesinde buralarda olmasını diliyorum.

    Ve evet katılıyorum: Ne yazık ki, James denince akla ilk gelen, " james hetfield be hoca" da adı geçen isim. Sonra da James Brown. İzmir 'de James ararken 'Hayır sadece James' demekten dilimde tüy bitmişti.

    James ve Tim booth sevenler, ben sesinizi duymak istiyorum. Kaç kişiyiz biz? Radiohead, Jeff Buckley, Massive Attack deyince insanlar birşeyler söylüyorlar. James deyince o da kim deniliyor, VE- SONRA- BEN böyle yazılar okuyunca ne varsa içimde döküyorum.

    Sabredip de okuyan herkese teşekkür ederim.

    Son bir şey daha var: Tim Booth’un ve Massive Attack'in beyni 3D'nin sesleri arasındaki benzerlik dikkatinizi çekmiyor mu?
    Üye
    radyokafa
    Tarih
    29 Aralık 2004 00:00
  • yok mirim ondan ziyade, bence olay sudur, kanimca önayargi iyi bir sey degil. Azcik bakmak lazim. Sen anladin aslinda wogon'um üstadim ne demek istedigimi, saygilar.
    Üye
    Bayan Ariza
    Tarih
    7 Kasım 2003 00:00
  • Texas vs Britanya, kültür farkı bariz...
    Üye
    wogon
    Tarih
    6 Kasım 2003 00:00
  • yazik sana:)
    Üye
    Bayan Ariza
    Tarih
    6 Kasım 2003 00:00

Anket

Linkinparkci sorar:
Katatonia'nın en beğendiğiniz albümü ?
  • Viva emptiness
  • Brave murder days
  • Discouraged ones
  • Last fair deal gone down
  • Dance of december souls
  • Tonight's Decision
  • The great cold distance
  • Night ıs the new day
//www.garaj.org