Bu arada, konserin sonuna doğru Hole'un 94 tarihli "Live through This" albümünün (ki ben çok severim) açılış şarkısı "Violet"i çaldılar ki o noktada ben kendimden geçmiştim. MTV gibi bir takım gereksiz müzik kanalları pohpohlamıyor olsa da ben hala grunge dinliyorum. O ruhu hiçbir türde bulamadığımı da belirteyim. 91'de Pearl Jam'in "Ten"ini dinlerken nasıl mutlu oluyorsam, hala dinliyorum ve nerdeyse aynı hissi yakalayabiliyorum. White Stripes'i da seviyorum, iki kişiden mütevellit ve bence Jack ve Meg şahaneler. The Vines'da iyi. Ama Hole, evet evet Hole ve özellikle "Violet" benim için biçilmiş kaftan oldu. Bu anlamda Deniz'e ve tüm Vega elemanlarına sevgilerimi sunuyorum. Ayrıca çok sevimli basçının performansı da süperdi.
Mikserin başında Dorian'ın gitaristi Mehmet'i görünce de şaşırdım. Kendisi çok sevdiğim bir arkadaşımdır. Hemen yanına gidip hal hatır sorduktan sonra Dorian'ın Roxy'de finale kaldığını öğrendim, çok sevindim.
GaRaJ.Org'dan Garaj Bekçisi ve Nem ile de tanışma şansı yakaladım. Bir ara Garaj Bekçisi beni çağırdı, "Önemli bir şey var gel" dedi. Sahnenin en önünde olduğum için "Gerçekten önemli mi?" dedim yerimi kaybetmek istemediğimden. Ama ısrar edince peşine takıldım. "Demirhan Baylan seninle tanışmak istiyor" dedi. Acayip heyecanlandım. Neticede Demirhan Baylan bizim gibi 30'lara merdiven dayamışlar için daha da önem arzeden bir şahsiyettir. Kendisini yıllardan beri dinlerim, albümlerini, tarzını, duruşunu seviyorum. Equinox'un sahibiyle tanıştırıldım önce. Sonra da Demirhan'la. Daha önce GaRaJ. Org'da Kesmeşeker konseri sonrasında yazdığım "Gitar olsaydım da Demirhan beni çalsaydı" başlıklı kritiğimi okuduğunu söyledi. Benim için konserin ötesinde belki de gecenin en güzel sürprizi buydu. Hem konser davetiyeleri hem de bu güzel sürpriz için GaRaJ.org'a teşekkür ederim.
"Grunge forever!" diyerek yazımı noktalıyor ve Vega'nın "TatlıSert"i ile güne devam ediyorum.