Benim yıllarca gerçek sandığım bu rivayet kısmen yanlıştır. Çünkü o gitarı bir dilenci değil bir başka blues virtüozu devralmıştır; Gary Moore. Gary Moore "bu gitarı almam imkansız" dediğinde, "kendi gitarını sat, eline geçeni ver yeter" olmuştur yanıtı. "Still Got The Blues" işte bu efsanenin, efsane gitarıyla doğmuştur. Gary Moore da Nisan 1995 de öyle bir albüm yapmıştır ki; hem Greene, hem düş hekimi Yalçın Ergire borcunu, gecelik yüzde 1700 faizle ödemiştir: "Blues For Greeny".
Ne yalan söyleyeyim, bu yazıyı yazarken Mooredan "Need Your Love So Bad"i repeat modunda dinliyorum ve sanki bu yorum orijinalinden bile daha güzel geliyor bana. (sigaradan nefret eden bana sigara içirtip, gelen telefonlara "evet, çabuk söyle.." dedirtecek kadar)
Peter Green şimdi annesiyle Londrada oturmaktadır. Aynı Pink Floydun kurucusu Syd Barrettin hiç insanların içine çıkmadan annesiyle oturduğu gibi. Uğruna "Wish You Were Here" yazılan, şizofreninin Pink Floyddan alıp koparttığı Syd Barrett gibi. Bir farkla; Syd Barrette artık ulaşılamazken, "Is There Anybody Out There?" sorusu, iki akorlu bir senfoni gibi gökyüzüne karışırken, "The Lunatic" hasarlı beyniyle artık kapıyı kilitlemiş, anahtarı fırlatıp atmış, Ayın karanlık yüzüne de sonsuza dek yerleşmişken; Peter Green tünelde kaybolmamıştır.
1998 de New York - Waldorf Astoriada Carlos Santana ile birlikte aşağıdaki lirikleri haykırmışlardır; karşılarında büyülenmiş duran topluluğa:
"I got a Black Magic Woman.
I got a Black Magic Woman.
Yes, I got a Black Magic Woman,
She's got me so blind I can't see;
But she's a Black Magic Woman and
she's trying to make a devil out of me..."
Bekçinin notu
- Yalçın Ergir'e ruhu ve paylaşımcılığı için yeniden teşekkür ediyoruz. Artık GRJ'a üye olmasını ve kendi rumuzuyla yazılarını yazmasını da özlemle bekliyoruz.