Kiss tekrar eski muhteşem tarzına hakimdi.Tam bu sırada ise grubun lead gitaristi "Ace Frehly" grubu bıraktı ve lead gitara "Vinnie Vincent" geçti. Grubun imajının kaybolmaması için Vinnie de kendine bir karakter seçmeliydi ve kendine Mısır Tanrısı diye muhteşem bir makyaj benimsedi. Fanlarca artık bu kadro git gide benimseniyordu. Grup artık yeni albüm çalışmalarına başladı. Herkes yeni albüm beklerken Kiss tarihinde bir dönüm noktası oldu ve grup makyajlarını MTV'de canlı yayında, milyonların önünde sildi. Yıllarca gerçek yüzlerini ustalıkla saklayan grup, Simmons'un tabiriyle "ortaya çıkan yeni akımlarla mücadele edebilmek için, yeni döneme yeni yüzlerle giriyordu". Amerika'da milyonlarca fan biz sizi böyle seviyorduk dermişçesine Kiss plaklarını kırdı.
Maskelerin düşmesi Kiss'in tarzını değiştirecek görüşleri birden bütün basında yayımlanmaya başladı sanki eski kiss bitmişti ama tam o sıralar "Lick it up" adında çıkan o glam rock albümü endişelerin yersiz olduğunu kanıtlar nitelikdeydi. Bu arada Vinnie Vincent'in gruptaki yeri hemen boşaldı bu arada gruba Mark St. John katıldı. Fakat aynı sene içerisinde Mark da grubu bırakınca yerini hemen benim de çok sevdiğim gitarist Bruce Kullick aldı. Bu kadro ile ard arada çıkan başarılı albümler artık grubu bir efsane haline getirmişti. Animalize, Asylum,
Crazy Nights, Smashes... ve Hot in the Shade albümleri hem gruba yeni fanlar katıyor hem de eski fanların gruba olan bağını kuvvetlendiriyordu. 1991 yılı kiss için kara bir yıl oldu çünkü Kiss'e en kötü zamanında taze kan gibi yetişen Eric Carr yakalandığı kansere yenik düştü :(
Endişeler yeniden dığmuştu Kiss in hayatını kurtaran Carr'ın ölümü grubun dağılmasına mı yol açacaktı? Korkulan olmadı ve Eric Carr'ın yerini yine Carr ile aynı ismi taşıyan adaşı Eric Singer aldı. 1992 yılında çıkardıkları Revenge ve 1993'teki AliveIII'ün ardından, 1994'te dönemin ünlü sanatçıları Kiss'e saygı niteliğinde "Kiss my Ass" albümünü çıkardılar. Tam bu sıralar Kiss eski kadrosuna geri dönecek mi soruları sorulmaya başladı. 1997 yılında mtv stüdyolarında basın toplantısına Criss ve Frehly ile katılan grup konseri normal kadrosuyla veriyordu ve son 4 parçada 2 davul 4 gitar ve hepsinin vocale eşlik ettigi muhteşem bir unplugged meydana gelmişti konser grubun dönüm noktasına ait "Nothin To Lose" parçasıyla bitti. Acaba bir anlamı var mıydı? Bu parçayı çalmalarının 70 lerdeki Kiss mi olacağız diyolarlardı yoksa? ve galiba benim düşündüklerim çıktı.
Kiss artık Peter Criss, Ace Frehly, Gene Simmons ve Paul Stanley ile eski kadrosuna devam ediyordu bu arada Kiss'i zor günlerinde yalnız bırakmayan Bruce Kullic ve Eric Singer'e ise grup Singer ve Kullick'in de yer aldıgı "Carnival Of Souls" adında bir saygı albümü çıkardı. 1998 yılına geldiğimizde ise Kiss tarihinin en sert albümü olan "Psycho Circus" albümünü çıkarmış, yaşları 50 ye dayanmış ve biz hala buradayız dercesine klip çekimleri konserler vermeye başlamıştı. 1997 yılında ise Detroit Rock City filmi çekildi ve bir kaç yıl önce vizyonda uzun süre kaldı. 2000'li yıllara girdiğimizde ise Psycho Circus ardın muhteşem bir konser turu olan farewell turları düzenlendi. 2002 yılında ise topluluk "The Very Best Of Kiss" adından bir best of çıkardı bunun ardından ise tam Kiss in kuruluşunun 30. yılına gelince Kiss Symphony adı altında ki ALIVE IV DVD albümü piyasaya sürüldü..