Bu sözler, vakti zamanında tarafımdan Suede için uyarlanmış güzide bir şarkımızın sözleridir, hepimiz bestesi ve güftesi Yesârî Asım Arsoy'a ait olan bu şarkıyı biliriz zaten. Bilmediğimiz bir nokta var ki, o da Brett Anderson'un şarkı sözü yazarken nasıl bir ruh hali içerisinde olduğu. Bilenler zaten bilir, bilmeyenler de Suede'in Suede adlı inanılmaz debut albümündeki şarkıların sözlerine bir göz atabilir.
Baştaki sözlerde geçen "Aman allah..." kısmı sadece Brett Anderson'ın yazdığı sözlere verilen tepkinin bir efekti olmakla kalmıyor tabii. Çünkü, brit-severler arasında çoğunlukla "tüm zamanların en iyi grubu" sıfatı isminin önüne konularak konuşulmaya başlanan Suede'de sadece yazdığı sözlerle ve inanılmaz vokaliyle Brett Anderson bulunmamakta, en az onun kadar muhteşem diğer bir müzisyen, bir gitarist (ve hatta aranjör ve hatta vokalist ve hatta söz yazarı ve hatta... ) Bernard Butler da bulunmaktadır. Suede bu kadarla kalmamakta, aynı zamanda müthiş basçı Mat Osman'ı ve intro'suyla dahi dinleyeni mahveden The Drowners' gibi şarkılardaki muhteşem performansıyla adamı bulunduğu yere yapıştıran baterist Simon Gilbert'ı da muhteviyatında bulundurmaktadır. Hatta, Brett Anderson ile birlikte iken Blur'ün solisti Damon Albarn'a "kaçarak", Suede ve Blur (örneğin Charmless Man) arasında şarkılarla atışmalara sebebiyet veren ve en sonunda Elastica'yı kurarak çok hayırlı bir iş yapmış olan Justine Frischmann da ilk kurulduğu zamanlarda Suede bünyesinde ikinci gitarist olarak yer almaktaydı. Bu hanımefendinin gruptan ayrılmasından sonra Suede'in şansının açıldığı, Brett Anderson'ın her (!) cinsiyete ait fanatikleri tarafından iddia edilmektedir. Justine Frischmann'ın daha sonra saçını başını yolmuşluğu var mıdır, tabii o kısmı bilinmez.
Dedikodumuzu da yaptıktan sonra Suede'in şansı açıldığında ne olmuştur, bir de ona bakalım.
O dönemlerde İngiltere'nin en baba dergilerindeki yazarlar daha sonra şöyle itiraflarda bulunmuşlardır: "O kadar etkilenmiştik ki, Suede'i yüceltmek için Radiohead'i bile pas geçiyorduk".
Ortalık, NME dergisinin daha piyasada single bile yokken, Suede'i "En İyi İngiliz Grup" olarak lanse etmesiyle ateşlenir. En iyi single, en iyi 45'lik, en iyi debut... gibi bir çok "en iyi" sıfatını cebine dolduran Suede, haliyle fena halde merak edilmeye başlanan bir grup olur. Sonra Brett Anderson, merak duygusunun yerini şaşırma duygusuna bıraktıracak olaylar silsilesinin ilk adımını atar ve der ki; "hiç homoseksüel deneyim yaşamamış bir biseksüelim". Ardından gelir single ve albüm kapakları!