8 Aralık 1980 akşama doğru, New york. Akli dengesi bozuk hayran Mark David Chapman, John'la kayıt stüdyosuna gitmek için apartmandan çıkarken karşılaştı. Lennon'ın Double fantasy albümü yanındaydı ve imzasını istedi. O an, John un son imzası, bir fotoğrafçı tarafından görüntülendi. Chapman günün çoğunda Dakota çevresindeydi. Central Park'ın yakınındaki havai fişek gösterisi kapıcının ve oradan geçenlerin dikkatini dağıtmıştı.
Akşamın ilerleyen saatlerinde, John ve Yoko, bir sonraki albüm için Yoko'nun söylediği "Walking On Thin Ice"ın kaydından evlerine döndüler. Saat 10:15'de bir limuzin Dakota'nın girişine yanaştı. Arabadan önce Yoko çıktı. Ardından John. Ana girişin ilerisinde açık bir kapı vardı. Ve bir grup apartmana giren merdiven. Yoko apartmana girerken John arabadan çıktı ve Dakota binasına yöneldi, Chapman'ı gördü. John Chapman'ı geçti, binanın kemerli kapısını açmak için yeltenmişti ki, Chapman ardından seslendi: "Mr. Lennon!" John döndüğünde Chapman, bir görgü tanığının deyimiyle dövüş pozisyonu alarak çömeldi ve 5 el ateş etti. Biri ıskaladı. 4'ü John'un sırtına ve omuzuna isabet etti. Dört mermiden biri aort damarını ölümcül şekilde parçaladı. Buna rağmen 6 adım atmayı başardı. Yere yığıldığında güçlükle soluyarak "vuruldum, vuruldum" diyordu.
Jose Perdomo silahı elinden alana kadar Chapman 38'lik Charter Arms marka silahını tutarak orada öylece durdu. Sen ne yaptın, sen ne yaptın diye katile şaşkınlıkla sordu. Chapman cevap verdi: "John Lennon'ı vurdum". Chapman sonra sakince montunu çıkartı, yere bıraktı, J.D. Salinger'ın bir kitabını okumaya başladı. Polis olay yerine geldiğinde Chapman'ı dışarıda sessizce dururken ve kitap okurken buldu. İki polis memuru, John'un kötü yaralandığını ve durumunun ambulansı bekleyemeyecek kadar kötü olduğunu düşünerek kendi arabalarıyla Roosevelt hastanesine götürdü.
Memurlardan biri John'a "kim olduğunu hatırlıyor musun" diye sordu. Gözleri kapanmadan önce başını salladı ya da "yeah" diye cevap verdi. Yüzde 80 oranında kan kaybeden John, acil servisteki bütün çabalara rağmen 40 yaşında hayatını kaybetti. Haber kamuoyuna Dr. Stephen Lynn tarafından verildi. Lynn aynı zamanda harap haldeki Yoko'ya da kötü haberi veren kişi idi. Lennon'ın kısa tedavisi sırasında kullanılan malzemeler atıldı, doktor Lynn hastane malzemelerini hediye avcılarının elinden kurtarmak konusunda oldukça gergindi. John Lennon'ın tıbbı kayıtları Roosevelt hastanesinin kayıt odasına hiç girmedi. Üst düzey bir hastane yetkilisine verildi ve saklandı. Doktor Lynn'e göre kayıtlar hala orada.
Ortada hiçbir neden yokken, sadece bir akıl hastası yüzünden John Lennon ölmüştü. Üstelik bir aile babası ve artık aşırı uçlarda gezinmeyen, oldukça sakin ve değişmiş bir John Lennon. Verdiği demeçlerden yaptığı müziğe kadar hayatındaki her şey 40'ında düzene girmiş ve gelecek günler, yapacağı yeni, yararlı işleri bekliyordu, bu artık tecrübesiyle var olan dahiden. Ama böylesine anlamsız ve vahşice bir biçimde can verdi. Belki de kimilerinin işine gelmemişti akıllı bir John Lennon. Hırçın zamanlarında (1970) John Lennon zeki insanı acılarla dolu olarak betimlemişti. "Cehalet mutluluk aslında, yani eğer hiçbir şey bilmiyorsan acı da duymazsın. Üstün zeka acıdır. Acı verir insana".
Ölümünün ardından, ölümüne dair çok şey söylendi, komplo teorileri kuruldu. "Mark Chapman sadece bir maşaydı" dendi, ama elbette bu olmuşa çare değildi. Meşhur Time dergisinin kapağında yazan şeydi aslında olan. Müzik ölmüştü.
Binlerce hayranı katıldı cenazesine. Tam bir sevgi seliyle uğurlandı John Lennon. Ölümünün üzerinden yıllar geçmesine rağmen ismi ve yaptığı işlerin popülerliği hala eski kıvamındadır. Kah yüceltilir kah görmezden gelinir. Her yüzyılda birkaç dahi çıkarır dünya, John Lennon da 20. asrın içinde yaşayan birkaç dahiden biridir.
Volkan Fitoz