Eskiden çok gitarım vardı ama çoğunu sattım. Senede 2 kere çalıyorum ama ev doldu, 20 gitarı geçmişti. Fender'ler vardı, Strat'lar. Gibson; çeşitli Les Pauller; Standart, Custom. Eskice, biri 80 model, biri 70 model. Hepsini sattım. Bir siyah Fender Strat'ım duruyor, 79 yanlış hatırlamıyorsam. Onun dışında Murat Sezen'in yaptığı 4 tane elektrik gitarım var, çeşitli kasa kalınlıklarında veya sap ölçülerinde. Hepsinin içi boş. Hoşuma gidiyor onların tonları, daha dolu geliyor. Çok volume açmadığım sürece boş kasanın neden olduğu feedback sıkıntısını yaşamıyorum. Pinhani ve Bülent Ortaçgil'de yaşamadım. Fazla da Heavy Metal çalmadığım için yaşamam herhalde (gülüyor).
Alet edevatla ilgili söylenecek çok şey de yok. Bence güzel ses çıkartmak artık bir marifet değil. Belki ulaşılmış kötü bir ses
o daha bir marifet olabilir. Arayacağın, tarayacağın, erişebileceğin daha kötüce bir ses
Bütün drive pedallarını alıyorum deniyorum, hepsi de güzel. Kötü ses çıkartmak mümkün değil gibi. Ama bundan 20-30 yıl önce iyi bir drive pedalı bulmak sorundu. Şimdi öyle değil.
Ben biraz tutucuyum. Gitarda Fender ve Gibson, amfide yine Fender ve Marshall olarak ikişer karakter biliyorum. Arada çok güzel amfiler ve gitarlar var ama bunlardan pek şaşmak istemiyorum. Kullandığım gitarlar Murat Sezen gitarları. Tasarımları Fender ile Gibson arasında. Gövdesi Fender'e benzer, manyetikleri Gibson. Tel uzunluğu genelde Gibson ayarında, birinde Fenderden de uzun, 67cm. herhalde. Ama çok arada deredeyim. Gibson ile Fender arası
Zaten müzikal olarak da öyleyim, arada derede bir insanım. Tam bir rock müzisyeni değilim; rock jargonunu tam bilmem, caz jargonunu da. Hepsinden birazcık
Kimlerden etkilenirsin, takip edersin? Şu müzikler ve kişiler gitar çalışımda şekillendirdi beni ama şimdi de şunlar ilgimi çekiyor dediğin isimler var mı?
Birçok kişiyi dinledim. Hendrix'inden tut Clapton'ına. Clapton ile Yunan bir adam blues çalıyorlar, onun kayıtlarını dinlemiştim. Cream dönemini keşfedememiştim, elime geçmemişti daha doğrusu. Sonradan çok hoşuma gitti. Ama o Cream dönemi şarkıları, ezgileri bir ara Mojo'da rahmetli Kerim Çaplı'dan ,aynen söylüyor, çalıyorken dinledim. Herkese kulağımı açık tutmaya, herkesi dinlemeye, çeşit ayırmamaya çalışıyorum. Nispeten yenice keşfettiğim gitaristler arasında Andy Timmons'ı sayabilirim, daha olgun çalan, ilgiyle izlediğim. Doğaçlamanın ağırlıkta olduğu müzikleri daha çok seviyorum. Geçenlerde bir gece evde uyku tutmadı. Ornette Coleman'ın Change of the Century (1959) albümünü koydum dinledim. Çok hoşuma gitti. Doğaçlama müzik yapıyor. Onun kapağında okuduğum "Müziği tanımlayamıyorsunuz ama bir şekilde de hoşunuza gidiyorsa o zaman benimle aynı kamptasınız demektir."diye çok hoş bir cümlesi vardı. Çeşitli etnik müzikler dinliyorum; Yunan, Balkan müzikleri. Özellikle artık birinden direk olarak etkilendiğimi sanmıyorum. Ama tabii ki dinleyerek besleniyorum. Bu da güzel bir şey, böyle de olması lazım.