Arada Derede

Bölümler
Yazan: GaRaJ Bekçisi
Tarih: 25 Şubat 2009


"Akın Eldes'in gitarının sesini birçok kez duydunuz. Daha dinlemeyeniniz varsa solo albümlerini özellikle öneririm. Kendisini fazla konuşurken göremeyeceğimiz için içindekileri ve dışındakileri öğrenmek ve sizlere bu ay ulaştırmak üzere buluştuk. Sohbet bol kahkahalı geçti. İkimiz de Kadıköy'lü olduğumuz için Stüdyo PopArt'da buluştuk, Yaşar Teyze'nin elleri dert görmesin, sıcak çayları eşliğinde sohbete daldık."





Herkes seni Bulutsuzluk Özlemi ile geçirdiğin yıllardan tanır. Daha önce neler yapıyordun?


Bulutsuzluk Özlemi'ne 1986'da girdim. Başlangıcı sanırım 1984 veya 1985 olmalı. Daha önce 1-2 grupta çaldım. E-5 diye bir grubumuz vardı, 80'de başladı.
Bir ara tam 18 yaşımda pavyonda çalmışlığım vardır para kazanayım diye. O zaman rock bar olsaydı orada çalardım (gülüyor). E-5 ile birkaç sene çaldık. Türkçe sözlü, çok sert olmayan bir rock grubuydu. Hatta ilk Eurovizyon yarışmasında finale kalan Küçük Kız Ayça ile birlikte bir pop rock projemiz vardı, 1981 yılında. Daha sonra dağıldık da nasıl ve neden, hatırlamıyorum. 80 yılında Gümüşsuyu'nda Baha Boduroğlu'nun Karınca Yapım adlı bir stüdyosu vardı. Gümüşsuyu'ndaki İTÜ'ye başladığım seneydi. Orada sabahlara kadar çalışır, kayıtlar yapardık. Arkadaşlarımı görürdüm, sabah okula gidiyorlar. İlginç bir deneyimdi. Daha sonra liseden arkadaşlarımla yabancı rock gruplarının parçalarını çalmaya çalıştığımız Painted Bird diye bir grubumuz oluştu. China Band'den Ömer Ahunbay vardı solist olarak. Ahmet Hün bascı, Nedim Tanyolaç davuldaydı. Daha sonra Asım Can Gündüz ile kısa süreli, Çapkınlar adında bir grup deneyimimiz oldu. Çok komikti.



Adınızın hakkını veriyor muydunuz?


(Gülüyor) 2 kere çaldık, sonra dağıldık. Küpeler takıp, janjanlı kıyafetler giyiyorduk. Röportaja gidiyorduk ama tabi bu bir müzik dergisi değil, Hafta Sonu adlı dedikodu dergisi oluyordu. Okulda arkadaşlarım "Ya orada biri var, sana da benziyor ama küpeli, adı da başka. Herhalde sen değilsindir" demişlerdi. "Yok, ben değilim" demiştim. Adlar da değişikti. Asım Can'ın Can Yakar, benimki Tarık Tavlar'dı (kahkahalar). Bunlar Asım'ın fikirleriydi. Çapkınlar'da Bulutsuzluk Özlemi davulcusu Filip Sümbülkaya da çaldığı için Nejat seyretmeye geliyor ve beni orada çalarken görüp kafasına not ediyor bu gitarist iyi gitarist diye. Onları Taksim Sanat Evi'nde seyretmiştim ve hatta Nejat'a "Okulda konser vereceğim, çalmak istiyorum, çok hoşuma gitti" diye 2-3 parçanın sözlerini, akorlarını yazmasını rica etmiştim. Ama bir yandan da "bu adamla çalınmaz yaa, felaket adam" diye düşündüğümü hatırlıyorum. Bundan 7-8 ay sonra korktuğum başıma geldi ve 14 yıl boyunca çaldım (gülüyor). Aslında benim için çok iyi bir deneyim oldu. Çok konser verdik, sahne deneyimi çok önemli bir müzisyen için. Çeşitli kayıtlarda çaldım. Mehmet Güreli'nin albümünün kayıtlarında bulundum, Bülent Ortaçgil'in ve birkaç albüm daha.

Sonraki bölüm
Miks Ve Mastering »

Yorum yazın

Yorum yazmak için üye girişi yapmak gerekiyor.
Üyeyseniz giriş yapın, değilseniz üye olun.
  • Hastasıyız, Cango'daki yakaladığı tonun da ayrıca müptelasıyım.
    Üye
    Brouwer_tr
    Tarih
    29 Mayıs 2009 00:00
  • Güzel bir röpörtaj teşekkürler. Akın abi bu topraklardan çıkan en önemli gitarcılardan biri. Solo albümleri devrim niteliğinde Türkiye şartlarında ve zamanının ilerisinde albümler. Bu şartlarda ortaya çıkıp kafi gibi bir albüm çıkartmak her baba yiğidin harcı değil.

    İlham verici bir don kişotsun abi :) Ama hayal kahramanıda değilsin etten kemikten ve gerçeksin.
    Üye
    burgu
    Tarih
    10 Mart 2009 00:00

Anket

HellYea sorar:
Electric Light Orchestra'nın hangi parçası?
  • Nightrider
  • Don't Bring Me Down
  • I'm Alive
  • Livin' Thing
  • Sweet Talking Woman
  • Blinded By the Light
  • Diğer
//www.garaj.org