![]()
"Sürü" kelimesini topluluk olarak değiştirebiliriz o halde :)
Diğer taraftan, sizin son yazdığınızı okurken birkaç yıl öncesine gittim... Şöyle ki:
Eskiden ben de çok esnektim, yani "bitene kadar hiçbirşey bitmez, sonuna kadar kas" veya "imkansız dediğin tavsiyesizlikten ibarettir" modunda gezen bir tiptim. Sonra iş hayatı başladı, imkansızlık kavramı kendisine bahane olarak vakitsizliği bulmaya başladı. Görüyorum ki biraz da gelekçilik başlamış :) düzeltilmesi gereken bir konu daha :)
Aynı kafadayız aslında sizinle, sorun biraz benim kafa yapımın eskisinden azıcık farklı olması :)
Neyse, konuya geri dönelim.
Mutlak kulak yeteneği sonradan kazanılabiliyor ama bu tam da beklenen mutlak kulak olmuyor. Yani santimi santimine 440 Khz e değil de 435-445 gibi ufak bir aralıkta değişen değerlere akortluyorsun. Ama eğitim şart! :)
Diğer taraftan ben de öğrencilerime iki haftada bir armoni bilgisi verirdim. Çok sıkılırlardı ama "topluluktan" ayrı olacaklarını da bilirlerdi. Aslında bu biraz bizim yapımızda da var. İnsan genelde direkt sonuç almaya çalışır, ama destek bilgi olmadan yürümesi (sadece müzik değil) çok zordur. Yukarıda belirtilen kişiler de istisna sadece, doğuştan yetenekli denebilir. Bilmiyorum belki böyle bir bilimsel kavram vardır. :)
Nota bilgisi işi sadece kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda müzisyen sohbeti yaparken 3-5-5 yerine sol 5 li deyip, karşınızdaki gitar çalmayan adamın da dediğinizden birşeyler anlamasını sağlıyorsunuz :)
Kolay gelsin :)
