Türkiye de Jimi Hendrix... Ya da daha iyisi mi dersiniz...
Ne derseniz deyin; ben yeryüzünün gelmiş geçmiş en büyük kayıbı
diyorum onun için. O bir müzik Tanrısıydı, çok insanın tapınma şansını
yakalayamadığı bir tanrı, Allah'ın bize bağışladığı sayılı
insanlardan biriydi; bir melekti o! Virtüöz, gitarist; bir insandı o
müziği çok iyi bilen ancak kıymeti bilinmeyen bir insan...
Yaşamak istemem diye haykırması ölümü arzuladığından değil,
bunca cehalet, haksızlık, sefaletten uzaklaşmayı istediğindendi.
İnsanların bu açlığı,değersiz ve anlamsız olan herşeyi yüceltmeleri,
ve "hiç"lere tapmaları... Bu düzen, bu oyunbozanlık... Böylesine koca
bir dağı yerlebir etti işte! O ağustos gecesine binler, yüzbinlerce
kere lanet olsun ki o bile Yavuz Çetin'i bizden daha çok sahiplendi!
Boğazın soğuk suları Yavuz'u bizden daha çok ısıttı. Ve biz
bir virtüözü kaybettik!...
İşte böyle koca bir çınarın yıkılışı. Çalınmamış bir beste,
söylenmemiş bir şarkı ve bir efsanedir YAVUZ ÇETİN! Müzik varoldukça
o da hep varolacak tıpkı ışık varoldukça aydınlığın varoluşu gibi...