-
evet,bir işi hakkını vererek yapmak lazım. müzik sektörü gibi sanat ve ticari kaygılar arasında bocalayan müzisyenlerin faal olduğu bir ortamda hakkını vererek üretmek,üretilmişi hakkını vererek yorumlamak çok önemli. müzik piyasasıda ekonomik koşullara göre sistem değişikliğine gidebiliyor ve küreselleşmeye paralel büyüyen popülerite merakı sanatsal müziği silip ticari müziği piyasaya egemen kılıyor. daha öncede söylediğim gibi,iyi veya kötü bir evrim yaşanmakta ve mutlaka özüne dönülecek.
-
Durumu çok güzel özetlemissin ve umar1m birgün(en az1ndan biz hala hayattayken) özüne döner benim pek umudum yok ama...
-
her dönemin popüler bir kültürü,çekici bir öğesi mutlaka oluyor abi,bunu yadsıyamayız.
Belli bir süre zarfında büyük bir kitleye seslenecekler. Zaten eskisi gibi değil artık;popçusu da,rapçisi de,funkçısı da,punkçısı da bu alternatif rock-hip hop karmaşası endüstriyel müziği dinliyor. Hal böyleyken piyasa bunların tekeline geçiyor çünkü bırakın rock'ı,her tarz alternatif öğeler işliyor ve bu genellikle hip-hop barındıran 3 dakkalık parçalar oluyor.
İşin kötüsü bir takım ideolojileri de bünyesine katan bu karmaşık imajlar işi Che'yi reklam yapmaya,Converse'i Nike firmasına dahil etmeye ve anarşist felsefeyi gençlik oyuncağı yapmaya ve bundan rant sağlamaya kadar götürüyor. Siyasi görüş esas almıyorum,yanlış anlaşılmasın. Olay sadece müzik değil,komplike bir ticaret anlayışı ve şeytanı ayrıntılarda bile inanılmaz bir biçimde kamufle eden çoğunluk bazlı bir düşünce.
-
Bu bölümü arkadasa gösteriyordum muhabbet esnas1nda konu bu konuya kayd1g1 için duyguland1m yaa su an Kiss hard times'1 dinliyoruz ahh ulan ahh...Ç1kar m1 bu devirde böyle grup Baran senin anlatt1klar1n dogru ve iste böyle duygulan dur!Ben bu piyasan1n a... k...!!
-
:) sağol abicim. Nazım'dan alıp rahatlıkla söyleyebilirim ki "güzel günler göreceğiz" bak benim de keyfim kaçtı şimdi. nerede o savaşlara sayıp söven,her düzenbazlığa ustaca giydiren müzik adamları,güzel insanlar. Şimdi öylesine duyarsız,aç gözlü insanların müziklerini dinliyoruz ki... tek istedikleri cebimizde ki para.
-
benim en iyi icrayi sarkinin gercek sahibi yapar demem biraz yanlis anlasilmis sanirim. yoksa icra memurlari ne gune duruyor dimi ? :)
nasilki bizler ayni sarkiyi dinlerken farkli seyler hissedebiliyorsak, bir sarkiyi dinleyip onun coverini yapan adamin da dolayisiyla sarkiyi yapanin duygularina birebir ortusemeyecegini ve sarkiyi yapaninkinin sarkida anlatmak istedigi seyin ve/veya yasadigi duygularin , benim icin coverlayandan daha fazla anlam ifade ettigini belirtmek istemistim. bu kadar uzun bir yazi yazmamak icin de kisaca soylemistim :)
mesela ben bir sarki yaparim, o sarkiyi dinleyen orda baska birsey cikarirken ben bambaska birsey yasiyorumdur, hissediyorumdur, anlatiyorumdur. ve baskasi alip o sarkiyi soylese benim hissettigimi birebir asla hissedemez. cunku yapan benim.
belki ve bazen de muzigin guzel taraflarindan biri bu aslinda. enstrumantel muzik olarak da dusunebiliriz, herkes farkli duygulari nasil cikariyorsa, bir scream seni azdirabilir bazen kaygiyi anlattigini hissettirebilir vs. ya da hareketli parca veya slow parca falan filan
anlattikca dallanip budaklaniyor
-
biraz :)
-
bugun frekans programinda jojo denen subyani gordum.
yaziklar olsun bu kafaya.
ulan bu daha neki buna kaset maset yaptiriyorlar, ben anlamam yetenek metenek, bu kiz karsimda sanki bi bok yasamis ve o soyledigi sarkilari hissediyormus gibi soyleyecek ben de yutacam :)
bu baslik cok faydali, aha 13 yasindaki jojo gibilerin bu anlattigimiz piyasa tarafindan bize nasil gecirilmeye calisildigini falan goruyoruz mesela.
bu kiz yarin oburgun 14une bastiginda ona ogretilen , biraz felsefik seyleri de zirvalamaya baslar olur biter. e daha ne istiyoruz :))
kucuk jojo diyelim artik. kucuk ibo gibi bisey oldu bu da :))
-
jojo kim??
-
ne bileyim, kari baya bi tutmus diye soylediler, listelerde zirvedeymis falan, pop soyluyor herhalde, yani en azindan tvde gosterdigi sarki poptu.