![]()
Haber kanalında türban, film kanalında türban, trt'de türban, sokaktaki reklamda türban, müzik sitesinde türban...
EEEEEEEEEAAAAAAAAĞĞĞĞĞHHHHHHHHHH!!! YETER AMA!
Yakında bilgisayar oyunlarına da sokucaklar saçma sapan tartışmaları. Oyun da şöyle olucak;
Ortam: Haber stüdyosu
Masa başında: Haber spikeri (kazık gibi duran, duygusuz, amacı orda oturmak olan işlevsiz insan)
Konuk1: Cildi nefes almayı unutmuş bunak bi amcam. (30 yıl önce profesördür kendisi, yazık ki öğlen yemeğinde ne yediğini bile unutmaya bşlamıştır artık, ama programa gelip ülkeyi kurtarmaktadır. Belki de 30 yıl sonra birilerinin kendine değer verdiğini falan düşünür...)
Konuk2: 20li yaşlarında bilmemne derneği başkanı (-nası yani?? -evet.. mahalle derneklerinden biri), takım elbise giyince kendini 40lı yaşlarında hisseden, önemli bir iş yapıyormuş havasına giren sıradan bir insandır, makine mühendisliği okurken vize dönemlerinden önce bir tek erzak almak için bakkala çıkarken görülmüştür kendisi, geri kalan zamanında bikaç kere de tv açıp haber izlemiştir, ya da haberlerin jeneriklerini.
Konuk3: Telefonla bağlanır bu kişi. ğ gazetesinde köşe yazarıdır. Hani arada yazacak birşey bulamayıp fıkra yazan cinslerden. Hayır Hıncal Uluç falan değil, zira bu tip programlarla o bile uğraşmaz. Benim gibi görünce zaping yapar zannımca. Der ki şu şu medyacı dostumuzun oluşturduğu bu oluşuma gazetemiz olarak destek veriyoruz, kendisini çok severim (nolur beni de işe alsana be abi diyemez tabi), İstanbul mitinginde 23 milyon kişi bekliyoruz der :)
Konuk4: Yok artık o kadar salağı bir araaya toplamak bu kanalın bile işi değildir.
Programın konusu: Tabii ki türban.
Programın odak noktası: Türbanın adı türban mıdır başörtüsü müdür, ya da türban siyasi simge olarak mı kullanılıyor.
Ama hiç şaşırmıyorum, kutu kutu pense oyunu bile küçük çocuklara birşeyler öğretirken, insanların "bu kutudan mavi mi çıkıcak kırmızı mı" şeklinde programlar izlediği ve hayli prim yaptırdığı ülkemizde zaping esnasında ya içinde "olmayan" paralar olan kutuların açıldığı programları görürsünüz, ya da "doğru, dürüst, tarafsız" habercilik.
Olsa nolur olmasa nolur türü tartışmalar, vatanı milleti bölmeye çalışıyo deyip kendileri türbanlı türbansız ayrımı yapanlar, tvlerde reklam aralarında bile beyin yıkamaya çalışanlar...(yahut bakın bizim programımız şu kadar reyting aldı, demek ki bizi şu kadar kişi destekliyo diyebilicek kadar dallama insancıklar..)
Yeter yahu! Huzur istiyorum birazcık! Evlerde kavga, dışarda kavga, tvde kavga, e bi de garajda olsun...
Harika düşünceler.
