Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.

Türkce'yi Dogru Kullanmak

  • saryellow • 25 Mayıs 2005 00:19 • #569557
    Türkce'yi Dogru Kullanmak bu zamana kadar böyle gelmis düzelmemis

    efet böyle gitmezzz
  • düşyılmaz • 25 Mayıs 2005 00:20 • #569558
    Türkce'yi Dogru Kullanmak bu zamana kadar böyle gelmis düzelmemis

    HALA NEDEN 'F' İLE YAZIYORSUN?
  • CloSeD_ • 25 Mayıs 2005 12:25 • #569569
    Türkce'yi Dogru Kullanmak bu zamana kadar böyle gelmis düzelmemis

    evet ti (efet) diye yazan lardan bitanesi sallandiracaksin taksim meydaninda bak bi daha yapiyolarmi :))))))))))))))))))))))) burdan kimse kavga konusu cikarmasin saka yaptim eger sakadan anlamiyosaniz özür dilerim finallerim var da kimseyle kawga edemem belirtiyim dedim.))))))
  • ASPRYN • 29 Mayıs 2005 19:21 • #569727
    Özel isimlere gelen cekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır; ama yapım ekleri ayrılmaz.
    Türkçe'ye dogru Türkçeye yanlıs
    ÖSS 2005 hazırlık burada yapılıyor
  • karete • 30 Mayıs 2005 08:50 • #569744
    Türkçeyi Tüketenler

    bu topikin altına bu makaleyi koymak istedim yazan iyi yazmış
    Türkçeyi tüketenler kimlerdir diye yaptığımız küçük araştırmanın sonuçları belli oldu. İşte içimizdeki tipler ve özellikleri.

    Dilbozlar : En az bir yabancı dil bilirler. Zaten tek önemli özellikleri yabancı dil bilmeleridir. Her yabancı dil bilen dilboz olamaz, bu iş için özel bir yetenek de gerekmektedir. Dil öğrenmek adına kendi ülkelerinde beğenmedikleri bazı meslekleri el memleketlerinde kutsal görev kabul ederler. Kişiliklerine uygun olmasa da hamurger satıcısı, çocuk bakıcısı ya da süpermarket görevlisi olmuşlardır. Konuşma sırasında Türkçeye kattıkları yabancı kelime sayısı vucutlarındaki kan basıncıyla doğru orantılıdır. Yabancı kelimeleri kısaltarak konuşmaktan hoşlanırlar. Türkçeye MT, CV, PC gibi kısaltmaları getirip yaygınlaştırılmasında önemli katkıları olmuşlardır.


    Yalancı Dilbozlar : İsmini yalancı dolmadan almaktadır. Yalancı dolmada kıyma yoktur. Yalancı dilbozda da yabancı dil yoktur fakat onlar bildikleri bir kaç kelime sayesinde var gibi gözükmeye çalışırlar. Hep gerçek bir dilboz olmaya özenirler. Fazla sıkıya gelemedikleri için çok istedikleri halde dil öğrenmeyi bir türlü başaramazlar. Felsefi konularda ve bilimsel konularda konuşurken katmaya çalıştıkları yabancı kelimeleri yanlış kullandıkları için düştükleri komik durumlarla kendilerini belli ederler. Gerçek dilbozlardan kolaylıkla ayırt edilebilirler.


    Ottomanlar : Genelikle şirket ya da ticarethane sahibidirler. Çok zengin olanları yabancı dil bilirler. Yabancı dildeki konuşmalarına yöresel şivelerini de katarlar (Türkçeyi şivesiz konuşsalar dahi). Firmalarına Ottoman, Anatolia, Pasha vs gibi adlar vererek sentezci kişiliklerini göstermeyi severler. Firmanın telesekreterinde yabancı şarkı dinletilmesini mecbur tutarlar. Hatta bunu şirketin itibarı olarak görürler, işyerindeki genel oturma ve toplantı yerlerinde Türkçe şarkı yayını kesinlikle yasaktır. "Came baby came baby came to me" türünden basit şarkıları kaliteli olanlarından ayırt edemezler.


    Anlam ve önemciler: Resmi bayramlarda ve özel günlerde Türkçenin nasıl iyi bir dil olduğundan, sahip çıkılması gerektiğinden bahseden politikacı ve idarecilerden oluşur. Gerçekte bu konuda sarfettikleri kendi sözlerini dahi önemsemezler. Türkçe hakkında güzel söz söylemek dışında fiili olarak yapılması gereken herhangi bir şey yapmazlar.


    Anlaşılmazlar: Anlaşılmamaktan yakınan fakat bundan gizli bir haz duyan kitap kurtlarından ve yazarlardan oluşur. Anlaşılmamak için hafızalarını bilinmeyen kelimelerle doldurma çabası içindedirler. Son 15-20 yıl içerisinde Türkçemize nostalji, pesimist, konsept gibi kelimeleri kazandıran yüce kişiler bunlardır.


    Göz boyayıcılar: Sattığı mal ile birlikte Türkçeyi de satanlardır. Müterisine önemli bir şey satıyormuş hissini uyandırmak için önce mal ile ilgili bir kaç yabancı kelime ezberler. Satış yöntemleri saf müşterilerde çok ise yaramaktadır. Müşteri, cahilliği ortaya çıkmasın diye "bu da ne demek?" diye sormadığı gibi o mal hakkında "anlamadım ama iyi bir şey galiba" şeklinde düşünmekten kendini alamaz.


    Kum tanecikleri: Dayatmalara fazla direnemeyen, günlük yaşayan, kısa vadeli hesaplar yapan tiplerdir. Kendilerini çölde bir kum tanesi olarak görürler. Kendilerini nasıl görüyorlarsa öyle yaşarlar. Toplum için faydalı olmak kaygıları yoktur. Önemli olmayı meşhur olmak sanırlar. Her meşhur olanı da önemli sanırlar. Toplumsal olaylara ve Türkçeye duyarlı yaklaşmazlar bu iş bize mi kaldı diye düşünürler. Konuştuğu kelimeleri özenle seçmezler. Eğitim seviyeleri yüksek olsa da okuma seviyesi düşüktürler. En ayırd edici özellikleri bazı kelimeleri takıntı derecesinde çok kullanmalarıdır. Paraya önem verirler çok kazanırlar çok harcarlar, göz boyayıcıların en sevdiği tipler arasında yer alırlar.
  • Al Di Meola • 30 Mayıs 2005 18:18 • #569756
    BEN DE TÜRKÇENİN YANINDAYIM VE BİR İŞE YARAMAZ DİYENLERİNKARŞISINDAYIM.MÜZİK FORMUNDA KONU AÇTIM ŞU ANA KADAR 44 MESAJ OLDU VE MESAJLARIN ARASINDA BİR İŞE YARAMAZ DİYENLER DE OLDU.

    HERKESİN HERŞEYİMİZ SAYILAN BAYRAK,VATAN TOPRAĞI,TÜRKÇE'Yİ KORUMAK İÇİN ÜSTÜNE DÜŞEN GÖREVLER VAR.

    BU ÜLKEDE SATILMIŞLAR ÇOK VAR. AMA VATANINI SEVENLER BU ÜLKEYİ OLUŞTURUYOR VE SATILMIŞLAR AMAÇLARINI GERÇEKLEŞTİREMEYECEKLER.
  • Affedilmeyen • 30 Mayıs 2005 23:13 • #569764
    helal sana be adamımsın
  • SuiCaSt • 2 Haziran 2005 21:31 • #569881
    zinciri sürdürek :)