Sene 1992.. çok aşığım.. ne yapacağımı bilemiyorum.. elim ayağım birbirine karışmış.. daha da çok küçük sayılırım.. işte o anda imdadıma yetişiyor: love is blindness.. aşık olmayı öğreniyorum.. etrafıma geceyi sarsa keşke diyorum, daha da kör olsam, yok olsam, derinlere gitsem.. dali'yi gördüğümü zannetsem bir süpermarkette..
![](https://www.garaj.org/r/makale/u22010/1_1.jpg)
Sene 1996.. yine aşığım.. daha temkinliyim.. "the first time" ninni gibi sakinleştiriyor ilklerin fırtınalarını.. o zamanlar 7 eleven'lar hala açık İstanbul'da.. stay -faraway, so close- diyorum her gördüğümde onları, korkuyorum uzaklıklardan çok yakınlıklardan
bazı günler diğerlerinden daha iyi oluyor -some days are better than others-, rahatlıyorum.. inişler çıkışlar, yörüngede dönüp duruyorum.. mor ötesiyim daha o zamanlar.. -light my way-
Sene 2001.. aşk mı? emin değilim.. tutku mu? zannetmem.. alışkanlıklar diyelim.. "all that you cant leave behind".. bazı şeyleri bırakamıyorum.. elimde yine şarkılar, notalar, sözler.. gökyüzündeki uçurtmaları izliyorum -kite-, kendimi anlara sıkıştırmadan akışa bırakıyorum.. evet bal rengidir gözlerim benim -wild honey-.. dünyaya bakıyorum onlarla.. dünyanın sonunu bekliyorum.. -until the end of the world-
Sene 2004.. bir kadın ve bir erkek.. bir adım daha yakınlaşıp kendi başlarına kalmamaya karar veriyorlar.. -sometimes you can't make it on your own-
Sene 2009.. oğluma müzik cdsi bakarken gözüme ilişiyor "u2 for babies".. ve 1 yaşındaki güzelim with or without you'da gülümsüyor bana..