MİZAH'ı BİLİR MİSİNİZ?
kusura bakmayın duyguların anca şöyle dile geliyor:
bekçinin üslubuna laf edenin, bekir coşkun kadar aklı yoktur. farklı bir dile, milletin bunu nasıl gördüğünün, gazetelerde nasıl yazıldığının hoş bir parodisini çizmiş bence. ilk olarak; "bir takım korkunç insanlar" "iğrenç" diyor. bunlar yanlış da değil. genel görüşe göre bunlar korkunç ve igrenctirler de. bunu da bile isteye, çarpıcılık adına yapmışlardır. çünkü bişeyler demek istiyosanız, önce kafaları kendinize çevirmeniz gerekir.
bekir çoşkuna gelince; sayısız önemli sanat eseri vardır ki, film olsun, kitap olsun; bunların bir yerinde bir cinayet, bir şiddet olayı tasvir edilir. bu eserin sevilmesi de, milletin şiddet görmeye meraklı olduğu anlamına gelmez. fakat bu insan dünyasında olan birşeydir, ve bir şekilde sanatla belli bir çerçevede ortaya konur. bu lordinin de hayatında bi tavuk boğazladığını sanmıyorum.
sonra gelelim, "yaşasın devir değişti" diyenlere. devirde neyin değiştiğini söyleyeyim size; örovizyon oylaması kısa mesaja geçti. cep telefonuna sahip bütün bir avrupa nufüsündan bahsediyoruz. burada nasıl bir para döndüğünü tazavvur edebiliyor musunuz? şimdi eurovizyonu, anneannem, teyzem falan oturur hep birlikte izlerlerdi. bunlar: "bu telefona mesaj mı gelmiş, al evladım bi yapıver şunu" diyen insanlar. mesaj atma ihtimali daha çok olanlar ise, elinde telefonla doğmuş çok daha genç bir kitle, büyük bir çoğunluğu ergenlik döneminde. tabii ki de kendini aşırı farklı hisseden bu yaş grubu, bu gruba oy vericek.. hesaplayın, 1 mesaj yüzbin liradan, avrupanın ergen nüfusunu... siz zannediyor musunuz ki bu oylama gerçek haliyle yansıtılıyor? BBG'nin perde arkasını hatırlamıyor musunuz? melih'le eray hepimizin evlerine girmişken. mesajlar yeterli gelmeseydi de, erayın bbg evinden atılma durumu olsaydı, atarlar mıydı sizce? o zaman herkese kim sataşcaktı? programın reytingini kim tavana vurduracaktı?
bu sene eurovizyonu 100 milyon kişi izlediyse, seneye 200 milyon izleyecek. bu sene 50 milyon mesaj atıldıysa, seneye 100 milyon. bunun karı da o oranda artacak.
grubun müziğine şovuna birşey demenin fazla anlamı yok herhalde bu kadar konuştuktan sonra ama bu şarkı: distortion tonlarıyla gitarla yapılmış bir pop şarkısı basbayağı. armoni, ritm, düzenleme aynı basitlikte. hatta eurovisyona kadar gelmiş bi gitaristin klavyeye baka baka çalması hoş değil. popu özensiz diye aşağılamak da basbayağı cahillik. açın serdar ortaç'ın herhangi bir şarkısının arkasındaki düzenlemeye bakın. (tercihen "ben adam olmam" ehu) ve eğer gerçekten önyargısız olursanız göreceksiniz ki, dediğiniz sıkı rakçılardan çok daha muhteşem müzisyenler çalıyor orda.
pop'un dandikliği klişelerinden kaynaklanıyor denebilir. ama rok gibi de, artık klişelerin dibine vurmuş bir tür, bunun karşısına alternatif diye konulamaz bence. buyrun bonjovi! 20 senedir serdar ortaçtan beter, aynı sözleri yazıp duruyo herif.
(bu arada ağzından çıkanı duymadan konuşan bu kadar adam varken garaj arızamotoru ağzımdan çıkıvermiş bir "fln" lafının geçmesine izin vermedi. haydi elitist görüşün hayırlısı)