Hüsran ve de acınası bir müzik mağazası olarak Dore Music

İstanbul şehrinin, Beyoğlu ilçesine bağlı Tünel semtinde bulunan bir müzik mağazasından (DORE MUSIC); (fatura tarihi 10.03.2009) schecter tempest custom model bir elektro gitar aldım.
Bundan 1 ay kadar sonra gitarın manyetiklerini ne ile silmem gerektiğini sormak için mağazaya gittim. (gitarı aldığımda manyetiklerinin üzeri tozdan oluşan lekelere sahip idi ben de yanlış bir şeye sebebiyet vermemek adına en doğrusunun gitarı aldığım yere gidip danışmak olabileceğini düşünmüştüm.)
Oradaki çalışan yetkili (Emin Sürgit) bana daha sonra gelmemi, geldiğimde manyetikleri metal parlatıcısı ile sileceğini söyledi.
Ben de daha sonra gitmek üzere mağazadan ayrıldım ve gitar ile evime geldim.
(bu arada gitarı hiç kullanmadığımı ve bu sorun yüzünden kılıfından dahi çıkarmadığımı söylemeliyim.)
Daha sonra söylenildiği gibi gitarı alıp tekrar mağazaya gittim ve oradaki çalışan yetkili (Emin Sürgit) gitarın manyetiğine bahsettiği metal parlatıcısını sürdü. Fakat sürdüğü madde gitarın altın rengi olan manyetiğinin rengini açtı ve çirkin, gümüş rengi halini aldığı bir leke oluştu.
Bunun üzerine ona ne sürdüğünü, gitarın orjinal manyetiğinin rengini bozduğunu sordum. Bana verdiği cevap sen sigara içiyor musun? oldu.
Bu şok soru karşısında ona gitarın evden dahi çıkmadığını, sigaradan böyle bir sararmanın mümkün olamayacağını, bunu kendisinin de çok iyi bildiğini ve son olarakta zaten gitarı satın almamın sebebinin altın rengine hayran kaldığımdan dolayı olduğunu güzel bir dilde anlattım ve de açıkladım. Fakat bu sefer de bana sürdüğü maddeyi tekrar kullanarak manyetiklerin rengini aynı renk yapmayı teklif etti ve böyle ufak şeylere(!) takılmamam gerektiği söyledi.
Ona gitarı satın almamın sebebinin altın rengi olduğunu tekrar yineledim ve böyle bir şey istemediğimi açık bir dilde ifade ettim.
Bu sefer de bana verilen cevap ben ne yapayım? oldu.
Kendisine müşteri memnuniyetini son derece trajikomik olan bu tarz ile mi sağladıklarını sordum. Bana verdiği cevap yine ben ne yapayım, olmazsa bunu servise yollayalım manyetiklerin üzerine sıfırdan nikelaj atsınlar oldu. (nikelaj olarak bahsettiği şey orijinal manyetiklerin üzerlerini lekeyi kapatmak için sıfırdan boyanması)
Bunun üzerine eğer manyetikler yeniden boyanırsa manyetiklerin üzerindeki orijinal yazıların çıkacağını söyledim. Kaldı ki hiç kimse yeni (sıfır) aldığı bir gitarın, üstelik hiç kullanılmayan bir gitarın böyle bir işlemden geçmesini ve de gitarın teknik bir arıza dışında açılmasını istemez.
Fakat çaresizce gitarı orda bırakmaya razı oldum ve manyetiklerin orjinaline sadık bir şekilde düzeltilebileceği inancı ile kendimi avutarak bunu kabul ettim. Bana 1 hafta sonra çarşamba günü gelmemi söyledi ve mağazadan çıktım.
Çarşamba gününe birkaç gün kala çalışan yetkiliyi (Emin Sürgit) aradım ve bahsettiği işlemden sonra manyetiklerin üzerindeki yazıların silineceğini ve gitarın orjinalliğinin bozulacağını hatırlattım. Bana beni arayacağını söyledi ve telefonu kapattı. Bana dönmemesinden dolayı kendisini tekrar aradım ve bana söylediği şey 50 defa neden arıyorsun oldu. Ben de beni arayacağını fakat dönmediğini, dönmediği için de onu aradığımı sakin bir dilde ifade ettim. Telefonu kapattım.
Çarşamba günü olduğunda mağazaya gittim ve çalışan yetkiliye (Emin Sürgit) gitarın hazır olup olmadığını sordum. Bana bir sokak aşağıdaki servise (GUITAR&VIOLIN WORKSHOP) gitmemi gitarın orda olduğunu söyledi. Bunun üzerine tarif ettiği servise gittim ve gitarın hazır olup olmadığını sordum.

Serviste bulunan eleman gitarın hazır olmadığını ve ustanın (Rıfat Türen) birkaç gündür hastası olduğundan dolayı işyerine gelmediğini söyledi. Ben de bana gitarın 1 hafta sonra hazır olacağını çarşamba günü gelip alabileceğimi söylendiğini söyledim. Ve gitarı görmek istedim.
Servisin yapım/onarım yapıldığı üst katına çıktım ve gitarı tüm manyetiklerinin ve de eşiğinin üzerinden çıkartılmış halde, tozlar içerisinde perişan bir vaziyette gördüm.
Karşılaştığım bu durum beni psikolojik açıdan etkiledi. Servisteki çalışana gitarın gününde yapılmadığı gibi yepyeni bir gitarın neden bu vaziyette bekletildiğini sordum. Aldığım cevap usta yok bana söylenen buydu oldu. Bunun üzerine gitarı satın aldığım mağazaya (DORE MUSIC) gittim. Orada bu sefer çalışan yetkili (Emin Sürgit) yerine mağaza müdürü ile (İrfan Topsakal) görüşmek istedim. Kendisine tüm olan biteni başından sonuna kadar anlattım. Kendi çalışanlarının bir hatasından dolayı yepyeni bir gitarın başına gelenleri, yapılan diyalogları ve son olarak da serviste karşılaştığım durumu ve üzüntümü dile getirdim. Mağaza müdürü (İrfan Topsakal) bana sonuna kadar hak verdiğini, yapılan bu diyalogların son derece komik olduğunu ve de elinden geleni yapacağı sözünü verdi. Ayrıca benden ne istediğimi sorduğunda kendisine gitarın yenisi ile değiştirilmesini talep ettim ve bana olumlu konuştu. Birkaç gün sonra beni arayacağını söyledi ve mağazadan biraz olsun huzurlu ayrıldım.
Birkaç gün geçtikten sonra mağaza müdürünün de bana dönmemesinden dolayı kendisini aradım. Bana çok yoğun olduklarını mağazaya gelip orada konuşmak istediklerini söyledi. Telefondan hemen sonra mağazaya gittim ve mağaza müdürü derdimi bir de mağazanın asıl sahibine (Derya Özyürek) anlatmam gerektiğini söyledi.
Ayaküstü mağazanın sahibine (Derya Özyürek) derdimi anlatmaya çalıştım fakat kendisi beni son derece ilgisiz bir vaziyette dinlediği gibi olayın asıl yüzünü öğrenmek için çalışanı ile (Emin Sürgit) konuşmasını gerektiğini söyledi. Ben de bekleyebileceğimi söyledim. Biraz zaman geçtikten sonra mağaza sahibi beni mağazanın içerisinde kendisini beklediğimi fark etti(?) ve senin beklemene gerek yok önce neler olduğunu öğrenmem gerek dedi. Ben de kendisine çalışanınız burada buyrun konuşun ben de buradayım dedim. Bunun üzerine çalışanını (Emin Sürgit) çağırdı ve olayın ne olduğunu sordu.
Yetkili çalışan (Emin Sürgit) patronuna (Derya Özyürek) mağazalarından bir gitar satın aldığımı daha sonra gitarın manyetiklerini ne ile silmem gerektiğini sormam için mağazaya geldiğimi ve de manyetiğin üzerine sürdüğü maddenin manyetiğin orijinal rengini açtığını ve gitarın servise gittiğini söyledi.
Bunun üzerine mağaza sahibi (Derya Özyürek) bana dönerek biz gitar satıyoruz, temizlenmesinden bizene! gibi bir cevap verdi.
Kendisine mağaza müdürüne anlattığım gibi her şeyi baştan sonuna kadar anlatmaya çalışsam da beni dinlemedi ve hatayı yüzde yüz bende buldu. Kendisine müşteri memnuniyetini müşterileri başlarından savarak mı sağladıklarını sordum ve bana işi yokuşa sürmemem gerektiğini söyledi.
Kendisine çalışanlarının bir hatasından dolayı yepyeni bir gitarın başına gelenleri uygun bir dilde bir kez daha anlatmaya çalıştım ve çalışanının hatasını sigara kullanıyor musun? gibi bir soru ile örtbas etmeye çalıştığını, tüm bunların trajikomik olduğunu, gitarın bir yenisi ile değiştirilmesini istediğimi söyledim. Kendisi ilgisiz ve de daha da kötüsü alaycı tavırlar ile hatta gülerek gitarı yenisi ile değiştirmeyeceğini söyledi.
Onlara tüm bu olanların, gerek davranışlarının gerek ise ilgisizliklerinin büyük bir saygısızlık olduğunu söyledim.
Fakat mağaza sahibi (Derya Özyürek) bunun üzerine bana Tüketici Hakları Mahkemesi'nin telefon numarasını verebileceğini fakat mahkemeye başvurduğum takdirde bu olayın kullanıcı hatası olduğunu kanıtlayacaklarını(!) söyledi.
Kendisine yeni ve de hiçbir sorunu olmayan bir gitarın ne ile silineceğini sormak için mağazaya geldiğimde başıma bunların geldiğini ve de sonuç olarak nasıl olur da beni suçlu ilan edebildiğini sordum. Ve karşılığında yeter işim var gibi bir kapanış cümlesi ile karşılaştım. Ve mağazadan çıktım.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra gitarın bulunduğu servise gittim ve gitarın manyetiklerinin üzerine sıfırdan boya ve de cila atıldığını gördüm. Fakat manyetiklerinin üzerindeki yazılar çıktığı gibi manyetiğin tekinin üzerinin çizik çizik olduğunu ayrıca gitarın üzerinde de çok ince çizikler olduğunu fark ettim. Servisteki ustaya (Rıfat Türen) manyetiğin üzerinin neden çizik çizik olduğunu sordum. Bana cevap olarak yeni boya atılınca ve de üzerine cila sürülünce bu hali aldığını söyledi. Ben ise çaresiz gitarı aldım ve evime geldim.
Sonuç itibari ile gitarı değiştirmediler ve tüm bu olaylar, yapılan haksızlıklar beni psikolojik olarak etkilediği gibi gitardan da soğuttu.
Gitarı şu an evimde kılıfının içerisinde muhafaza etmekteyim.

Selamlar Belediyelerde kurulan tüketici hakları hakem heyetine gidip konuyla ilgili bir dilekçe veriyorsun.
Zaten ürünle ilgili faturan da mevcut, 2 yl süresince üretim ile ilgili vb sorunlar için satıcı firma sorumludur.
merak etme mahkeme %90 tüketici lehine karar verir.Paranı iade labilirsin ya da yenisini 15 gün içinde sana vermek zorundalar

Müşteri memnuniyetinin ne olduğundan haberi olmayan, hatta müşteriyi insan yerine koymayan işletmelerin daha ne kadar varlıklarını sürdürebileceklerini merak ediyorum.

Hocam bırakma bu işin peşini derim. Gitardan soğuma. Hakkını ara Tüketici haklarına git, gitarın firmasına mail yaz anlat durumu inan o kadının karşısına geçip güleceğin günü bekliyor olacağım.

Amaç müşteri memnuniyeti ise ;Ben olsam şunu yapardım.

Gitarı geri alır yenisi ile değiştirdim olmdı para iadesi yapardım. Gitarın da orjinalliği bozulduğu için biraz daha düşük bir fiyata satardım. Aradaki farkı çalışan elemanın maaşından keserdim ki bir daha bilmediği işlere burnunu sokmasın.

Bunlar gibi haysiyetten,empatiden daha da acısı insanlıktan nasibini almamış kişiler yüzünden insanlar tünelden birşeyler almaya korkuyorlar. Esnaflığın ne olduğunu unutmuş bu insanlar karşısında hakkını sonuna kadar aramanı tavsiye ederim dostum. Ayrıca böyle sevimsiz konular seni müzikten soğutmasın.

gitara senin rızan ile müdahale ettikleri için hiçbir yasal yükümlülük altına girmeyeceklerdir.ayrıca gitara legal bir müdahale yaptıklarını (yani kullandıkları temizleyicinin kullanımı) beyan etmeleri halinde de hiçbir yükümlülükleri kalmayacaktır.ayrıca 1000 dolar verip gitarı almışsın,beş dolara humbucker kapağı getirtebilirsin.üzülecek birşey yok canını sıkma.

bu arkadaş dore'de çalışıyor anlaşılan, mantığa bak...

yazık ya ınsanı aldıgına pişman edıyolar yanı yuh ama

sana yazdığım cevap canını çok sıkmış olmalı belli ki..