Kapat
..yükleniyor..
Kapat
İşi müzik olanlar, işlerini GaRaJ'da tanıtıp, müzisyene ulaşıyorlar. GaRaJ rehberini inceleyin.

Gayri Resmi İlmek yenilendi: Bas Üzerine

  • aykuth • 25 Mayıs 2004 09:13 • #538101
    Sanırım satır aralarında söylemiştim diğer ilmekte bir ara onu temize çekeceğimi. Bİraz daha okunabilir ve derli toplu olmasını umuyorum. Forum sadece basçılara ait olmadığından tek bir ilmeğe tüm yazıları sıkıştırmak zorunda olduğum için özür şimdiden. Çok kolay olmasa da braz kolaylaşacak sanırım okumak.

    Bir de buradan yola çıkarak petevenegondi'nin açtığı bir mail grubumuz var. henüz çok aktif değilse de eninde sonunda olacak.

    petevenegondi şöyle demiş bu konuda

    bu ve bunun gibi konuları konuşup üzerinde kafa yorabileceğimiz daha hızlı ve rahat bir ortamda mailleşmek isteyenler aşağıdaki mail adresine boş bir mail atabilirler. ve gelen maili reply ederek mail grubuna dahil olabilirler.Hayırlı uğurlu olsun.. bass_ilmek mail grubu:

    [email protected]




    Önce ilmeğimize şimdiye kadar katılan basçılar ve yazdıkları ile başlayayım. Sonrası gelir zaten. (eski ilmekten kopyalayacağım yazıları) yeni yazılara fırsatım oldukça buraya yazmaya çalışacağım.


    Katılanlar

    machine gewehr [378 kez okundu]
    30 Mart 2004 Salı / 22:20


    Tam istediğim gibi bi konu açılmış.Saatlerce bas üzerine sohbet edebilirim.Ben yeni bas gitar aldım.
    Senelerdir bas tutkum vardı zaten ama en büyük etken
    METALLICA'nın mükkemmel bas gitaristi Cliff BURTON'dır.Hayatımda duyduğum en müthiş bası çalar.
    Hiçbir elektro gitar solosu onun bas solosunun yaptığı etkiyi yapmadı bende.Gördüğüm en müthiş gitaristtir,çok severim;eğer ölmeseydi METALLICA çok farklı ve çok daha büyük bir grup olurdu bence.Bi de Steve HARRIS vardır benim için.Bu iki gitaristin çok etkisi olmuştur bende.


    aykuth [341 kez okundu]
    5 Nisan 2004 Pazartesi / 16:27


    Durun kendimi tanıtayım.

    Her şeyden önce bası kendi kendine öğrenmeye çalışan (bence) biraz daha şanssız basçılar grubuna dahil olduğumu belirterek başlayayım.

    Müzik serüvenine kiminize komik gelebilecek dönemimin en popüler iki grubuyla başlaıdğımı en baştan söyleyeyim böylece az sonra oto sansüre uğramazlar. Orta 1 sularında guns'n roses ve metallica girdi hayatıma (sene 1993 olsa gerek). Aslında bir birlerini çok örtmeyen iki grup olsalarda metallica yeni başlayanın yeni yetmenin en sertleri de dinlerimine karşılık gelirken, guns rock dinleyen, yapan tarafımın yakın duracağı yörüngelerden birine oturuyordu. Çoğu insan gibi ben de yeni yetmeydim (aslında hala öyleyim sanırım) ve bu müzikler bunca popüler ve onca güzelken beni çokca etkilediler.

    Orta 1'de bir resmimiz vardır hala beraber çalıştığım davulcumuzla ben hayali bir davulu o hayali bir gitarı çalarken. Dönüp geldiğimiz yer komik elbet.

    Orta ikinin sonunda evden koparabildiğim parayla ikinci el bir klasik gitar alarak sonradan yarıda bırakacağım gitarcılık serüvenime atıldım. Okulumuzdaki klasik gitar dersleriyle hala çokca vaktimi keyifle verdiğim klasik gitar illetine tutuldum. Bir taraftan bir grupta çalabilecek kadar gitar çalmayı öğrenmeye çalışıyordum. Ne yazık ki sadece 5 saat özel ders alabildim. (hala kokusunu hatırlayabildiğim bir evde, gözlerim doldu şimdi aynaya gidip beyazlarımı saymalıyım hemen :P)

    Herneyse arayı kısaca geçip lise 1'de gitarist fazlası kontenjanından bas gitara geçtiğimi söyleyeyim. Sonrası konserler ve bas öğrenmekle geçen 9 sene. 95'te kurduğumuz o grup hala devam etmekte (vokalistimiz kaçtı yalnız geçenlerde). Bİrkaç kere daha söylediğim gibi hala bas gitar ve klasik gitar öğrenmekle uğraşıyorum. Şu an itibarıyle üç grupta çalıyorum. kısa bar tecrübelerim oldu ama daha çok konserlerde ortaya çıktık. Yine de bundan sonraki senelerde ankarada sahne almak için elimden geleni yapacağımı söyleyebilirim.

    Bir Japon Fender P, İki no name bas gitar müsvettem. bir eko (italya yapımı olduğunu sanıyorum) perdesizim var.
    (müsvetteler para etmeyecek ve çalınmayacak durumda) Bir de klasik gitarım.

    Elektronik ekipmanım hepsinde ciddi sorunlar bulunan iki 15 watt, bir kafası tümüyle bozuk 100 watt anfi. Dod-fx-17 wah volume pedal, sansamp bass driver DI.

    Şu an için içinde bulunduğum gruplardan biri (9 senelik http://id50.garaj.org adresinde bilgiler bulabilirsiniz) thrashten alternatife, diğeri oldies, folk, blues tarzında müzik yapmaya çalışıyor.

    bilgim gevezeliğimin yanında oldukça küçük kalsa da paylaşmaktan, yanılmaktan ve düzeltilmekten çekinmem. Ki bunu daha önce de söyledim.

    donizzetti [336 kez okundu]
    6 Nisan 2004 Salı / 10:01


    Merhaba,
    35'inden sonra "aman tanrım, hayat gelip geçiyor ve benim hiçbir hobim yok" düşüncesiyle bas gitara başladım. Her ne kadar ilk gitarı almamın üzerinden 1 yıl geçmiş olsa da, ciddi anlamda sadece son 2-3 aydır ders almaktayım. Acaba becerebilir miyim, babında en ucuzundan bir Cort Action4 ile başlamıştım. Ders almaya başlayınca, biraz da motivasyonumu arttırmak için, yurtdışından bir Musicman Sterling getirttim, nefis bir alet.
    Ne dinlediğime gelince, ne bulursam dinlemeye çalışıyorum. Tabi bunda birlikte çalıştığımız öğretmenimin de katkısı büyük. Fakat kanımca bas gitar işte böyle çalınır dedirtecek ustalar (bazıları); Jaco Pastorius, Marcus Miller, Victor Wooten, Nathan East. Bir de bu aralar çeşitli kontra bas yorumları dinlemeye çalışıyorum.
    Umarım yazışmalar devam eder.
    Hoşçakalın

    donizzetti [246 kez okundu]
    19 Nisan 2004 Pazartesi / 16:58


    Ders almaya başlayalı yaklaşık 2-3 ay oldu. Bu süre içerisinde öncelikle değişik sağ ve sol el alıştırmaları üzerinde çalıştık. Özellikle oldukça zayıf olan sol elimin 4 numaralı (serçe) parmağını geliştirmeye çabaladım (hala da uğraşıyorum). Bunun yanında hocamın değişik metod ve workshoplardan derlediği partisyonlar üzerinden muhtelif "groove"lara bakıyoruz (shuffle, walking, funk vs), son olarak jaco tarzı üzerinde çalışıyoruz. Tabi bunlara bakarken, hammer on, slide gibi değişik teknikleri de karşımıza çıktıkça öğreniyorum, ancak daha slap'e girmedik. Henüz teori ağırlıklı çalışma yapmadık (gamlar, modlar vs).
    Derslerden daha önemli olan, onları tekrar etmek. Ne kadar vakit ayırabilirsem o kadar hızlı ilerliyorum. Ancak çalışan birisi olarak bu her zaman kolay olmuyor



    chutluck [332 kez okundu]
    6 Nisan 2004 Salı / 22:57


    Güzel bir şey düşünmüşsün aykuth fakat "bas ile ilgilenenler" = "bas terimlerini ya da gitar terimlerini bilenler" değil bence. Ben bilmiyorum. En azından bunlardan başlamak isterim. Yazdıkların bana başka bir dil gibi geldi desem yeridir. Nasıl bir çözüm önerebilirsin? Bir adres? Ya da kendi bilgin? Ya da...?

    Gayrı Resmi İlmek: Bas Üzerine
    FeelTheBass [170 kez okundu]
    26 Nisan 2004 Pazartesi / 13:48
    Selamlar herkese. Ben dinçer. 10 senedir çalıyorum bass. Hem iş hem müzik idare etmeye çalşıroum. biraz zor oluyo ama kendini gerşekleştirmek fiili benim için sade sahnede geçerli. herneyse :)........

    benim 1970 precis..n bass fenderim var. yanlız diğer turlerine göre oldukça farklı. birde ustune jazz bass manyetiği konmus benden önceki sahibi tarafından. bi kaç sound problemim olsada bazı uyduruk ses sistemlerinde bile flat ayarlar ile bile iyi sonuc alıyorum. yanlız bariz bir şekilde alet bana "oğlum compressor al ne bu böyle overkillin basscısın soundu gibi" diyor. ama precis..n bassın özelliği bu tabi.

    çok hoşuma giden bir yönu varki şu: normal slap tutuşu yapmadan slap tonlar alabilmek. tele hafif yuklenince resmen slap atıyormuşum gibi geliyor. benim gibi slap fakiri bir adam için buyuk avantaj. ayrıca bombeli kalvye gerçekten ayrı bir tat katıyo olaya.

    şimdilik bu kadar ama daha sonra benim kendi çalma tekniklerim hakkında bahsederim. malum iş yerinden anca bu kladar. basscılık ayrıcalıktık yanlız. grup içiersinde klark kent kılıgında supoerman gibisindir.

    görüşürüz



    kayıtçı [122 kez okundu]
    1 Mayıs 2004 Cumartesi / 18:46



    ben de yeniöğrenmeye başladım fakat mecburiyetten yanibana mecbur oldukları için ben ne yaparsam ona mecburlar. Ama ben öğrenmek istiyorum. yeni başlayan birisi için nasıl ne tavsiye edersin. belirteyim de 4 yıl batı müziği eğitimi aldım. nota armoni bilgim vardır. ayrıca amatör olarakta ud çalıtorum(3 yıldır.)


    ratamahatta [123 kez okundu]
    2 Mayıs 2004 Pazar / 01:12


    şimdi türkiyede basçı sıkıntısı olduğundan altın degerinde insanlarız.
    elimizi sallasak ellisi şeklinde iğrenç bir esprik de yazabiliriz.

    bu yüzden bu işe yeni başlayan basçılar bile acayip degerli mesela ben 3 yıldır çalıyorum tab olayına çok uzağım( bununla gurur duyduğumu zannetmeyin aksine utanıyorum finaller bitsin ders alacam-3 yıl) bu yüzden ne zaman böyle müziğe hevesli müzik grubu olayına girmek isteyen varsa bas çalmasını tavsiy ederim tabi klasik gitardan sonra he he he...

    bu arada gitar pro isteyen arkadaş mysongbook.com dan indirebilir...

    Cenk | E-posta [88 kez okundu]
    8 Mayıs 2004 Cumartesi / 01:07


    Ben 3 senedir bas gitar calan birisiyim bu yazın sonunda bir takım almayı dusunuyorum tavsiyeleriniz ne olur bununla ilgili efekt pedalı+Anfi+yeni bir gitar ve yurt dışından getirtsem ne kadar a patlar tahmini sizinlede paylaşmak istedim bu dusuncelerimi fikirlerinizi bekliyorum

    Not: Her turlu yardımım için (elimden geldiğince) Bilgilerim:
    Msn: [email protected]
    Mail: [email protected]


    Gayrı Resmi İlmek: Bas Üzerine
    baranthalas [83 kez okundu]
    8 Mayıs 2004 Cumartesi / 20:35
    ciddi olarak 1 senedir bas çalıyorum (gerçi doğduğum günden beri gitar üstünde yaşıyorum ama ilk kez bir şarkıyı tam olarak 1 sene önce çaldım)En çok etkilendiğim isim Cliff Burton (aslında özendiğim başarısız bir biçimde taklit ettiğim) Ben bassın geri plandan groove veren değil ön planda bangır bangır duyulduğu,ana temanın bass üstüne kurulduğu tarz şarkılardan hoşlanıyorum..Çoğu şarkının sololarını bassta atıyorum ya da sololara benzer sololar yazıyorum..En sevdiğim basçılar; Cliff,Steve,Les Claypool,Jaco,Duff,Laura Love..Aria pro II marka bir basım var ve amfim yok :) boss marka distortion ve üzerinde "death metal tuner" yazan bir wah pedalım var..hiç ders almadım ama ders almak istiyorum..
    Çalmaktan en zevk aldığım parçalar:
    MetallicA - Cliff in solosu ve for whom the bell tolz u birlikte çalmak
    Iron Maiden - Dream of Mirrors
    Primus - Never saw a cow fliying under the sky
    MetallicA - Fade to black (soloları basta çalıyorum)
    Over Kill - Thanx for nothing
    Suicidal Ten.. - Hippy Killer
    MetallicA - Battery
    MetallicA - No Leaf Clover (gene sololarını basta atıyorum)
    bu kadar..



    Şİmdilik katılımcılarımız bu kadar. Forumu okuyup basla ilgilenen herkesin bir merhaba demeşi hoş olur diye düşünüyorum. (evet bu açık bir davettir, elbette katılmak zorunda değilsiniz)

    Şimdi daha önce yazdıklarımıza geçelim. ...
  • aykuth • 25 Mayıs 2004 09:53 • #538102
    Çatlak :) arkadaşımızdan forumun kullanılışını kolaylaştırabilecek bir öneri

    Gayrı Resmi İlmek: Bas Üzerine
    chutluck [239 kez okundu]
    19 Nisan 2004 Pazartesi / 23:21
    Bilgileri paylaştığımız (ben sadece sorup okuyorum ama neyse), "sağ taraf"ı genişletebiliriz donizetti. Sol alt köşede "okuma alanı" diyen bir ikon var. Onu kullanarak genişletebilirsin. Ama tabi bunu denedin mi daha önce bilmiyorum. Yine de söylemiş olayım ben.
  • aykuth • 25 Mayıs 2004 10:59 • #538105
    Gayri Resmi İlmek yenilendi: Bas Üzerine J. Cohenden teori dersi

    Gayrı Resmi İlmek: Bas Üzerine
    aykuth [343 kez okundu]
    5 Nisan 2004 Pazartesi / 15:29
    Ahanda ilk mesaj,
    önce orjinal yazı, ki internet üzerindeki bir forumdan alındı. (yazarının kendi isteğiyle kamu malı yapması içimi rahat ettiriyor)
    Yazan: Jeremy Cohen (bilgili, yardımsever, iyi bir basçı)

    Theory lesson
    First of all you need to know chords, chords and more chords:
    I’ve made a list of as many chords as I could think of at the moment and made a few notes about each one.
    Major 1-3-5
    Minor 1-b3-5
    7 1-3-5-b7
    9 1-3-5-b7-9
    11 1-3-5-b7-9-11 don’t ever play the 3rd
    13 1-3-5-b7-9-11-13 don’t ever play the 11th
    Ma7 1-3-5-7
    Ma9 1-3-5-7-9
    Ma11 1-3-5-7-9-11 you probably won’t ever see this one.
    Ma13 1-3-5-7-9-11-13 you probably won’t ever see this one.
    m7 1-b3-5-b7
    m9 1-b3-5-b7-9
    m11 1-b3-5-b7-9-11
    m13 1-b3-5-b7-9-11-13
    6/9 1-3-5-6-9
    6 1-3-5-6
    m6 1-b3-5-6
    m(Ma7) 1-b3-5-7
    sus4 1-4-5
    7sus4 1-4-5-b7
    9sus4 1-4-5-b7-9
    7b9 1-3-5-b7-b9
    7#9 1-3-5-b7-#9
    7b13 1-3-5-b7-9-b13
    7b9b13 1-3-5-b7-b9-b13
    7b5 1-3-b5-b7
    + 1-3-#5 also known as aug. or augmented
    +7 1-3-#5-b7 augmented seventh chord
    o 1-b3-b5 diminished: looks like the sign for degrees
    o7 1-b3-b5-bb7 double flat seven is of course the same note as 6
    1-b3-b5-b7 same symbol with a diagonal line through it. This is known as a half-diminished chord. (sorry I can’t put this symbol into my post)
    m7b5 1-b3-b5-b7 same chord as half-diminished.
    add 9 1-3-5-9
    sus2 1-2-5 (I know we already had a debate about this name, but I see it often)
    5 1-5 or 1-5-8 the famous power chord. 1 and 5 only. Technically not a chord because it only has two notes.
    There may be more, there are always more.
    First of all, if you expect to play jazz, you must know all of these. You must know them instantly, if you have to stop and think, you don’t know them well enough. You should know fingerings for all these chords, at least one fingering, but two would be nice and three would be nicer. You should know fingerings that have no open strings (moveable fingerings) and fingerings that do include open strings. You should be able to play the notes in any order or any octave.
    The Simandl bass method has a nice exercise about 2/3 way through the book which takes major triads and mixes them up in various orders using the whole range of the bass. You could create similar exercises for other types of chords. And of course explore various possibilities on how to finger all this stuff.
    Of course we know that 9=2, 11=4, 13=6. Remember you never have to play the notes in order.
    It would be nice if you knew the names of all the notes in the chords, but it’s a little more important to be able to find them on your bass first. You should now what the various intervals sound like.
    Now we want to get to the other notes that you can play beside chord notes. In general, you can “fill in” the spaces between chord notes with scale notes. You can also “fill in” the spaces between chord notes with chromatic notes.
    All this works in rock as well as jazz. In jazz walking lines you want to connect one chord to another. You can use a chord note, a scale note, or one or more chromatic notes to do this.
    That’s the next lesson. I’ll give various examples then.
    Now we get to scales. If you are playing blues scales, you are not playing jazz. Use these for making up rock riffs or soloing over the blues, please.
    There are many types of scales and modes. Jamey Aebersold’s teaching materials feature a “this scale goes with this chord” method. This is a method for soloists. Many older jazz players hate this approach and insist that your style must start with chords. I’m in the middle somewhere.
    As we start filling in the spaces between the chord notes with scale notes, the normal major notes 2,4, and 6 don’t always work. For instance on a diminished or half-diminished chord they won’t work at all. On a half-diminished chord the appropriate scale is usually a locrian scale, 1-b2-b3-4-b5-b6-b7.
    Dave’s descriptionn of a whole tone scale for a 7b5 or a +7 chord was right on, but other note choices will work as well. The diminished scale is a very hip scale, Michael Brecker plays it all the time (and he got it from John Coltrane). I can’t say that I really use it in bass lines, but it’s a great soloing scale.
    Now normally I get paid to teach this stuff in lessons, you just got it all for free. How about leaving your bass at my house to rewire as well?
    Next lesson, I’ll talk more extensively about modes, scales, and connecting notes. But learn your chords first!

    --------------------
    http://home.jps.net/~jeremy/basspage.html

    kişisel sayfasını yukarıda görüyorsunuz

    Yukarıdaki mesajın (benim yorumlarımla bulandırılmış) çevirisini ise aşağıda



    Teori Dersi:
    Her şeyden önce akorları, akorları ve daha fazla akoru bilmeniz gerekli.
    Şu anda düşünebildiğim tüm akorların bir listesini yaptım ve her biri hakkında ufak notlar ekledim. [benim notlarım parantez içinde olacak Ç.N]

    Majör 1-3-5 [temel triad/üçlü bunu bilmeden gideceğiniz bir yer yok zaten]

    Minör 1-b3-5 [ikinci temel üçlü]


    7 1-3-5-b7 [bunu değişik isimlerle göreceksiniz, yedili, dominant yedili gibi, bu majör aralık üzerine kurulu olan ve dominant 7'liyi içeren akor örnek: A7: La Yedili A C# E G La Dodiyez Mi Sol]


    9 1-3-5-b7-9 [cazla az da olsa uğraşanların kaçınamayacağı akorlardan biri]


    11 1-3-5-b7-9-11 hiçbir zaman 3ü çalmayın

    13 1-3-5-b7-9-11-13 hiçbir zaman 11i çalmayın

    Ma7 1-3-5-7 [Maj7 işte akorların gösteriminin çetrefilleştiği yer, buradaki majör (büyük aralık) 1-7 sesler arasını belirtir, akorun asıl minör/majörlüğünü belirleyen 1-3 sesler arasıyla ilgisi yoktur]

    Ma9 1-3-5-7-9 [yukarıdaki gibi 1-7 arası büyük aralık]

    Ma11 1-3-5-7-9-11 bunu belki de hiçbir zaman görmeyeceksiniz. [neden mi 3-11 arası kötü tınlayan bir aralıktır ve bu yüzden iki ses pek sık bir arada çalınmaz, bir örnek verelim, iki gitarla smells like teen spirit çalınıyor bir gitar akorları sus4 vururken diğeri normal majörleri vuruyor. Sonuç: Pek iyi değil, artı akorların kullanım amacından da bir güzel sapıyorsunuz.]


    Ma13 1-3-5-7-9-11-13 bunu belki de hiçbir zaman görmeyeceksiniz


    m7 1-b3-5-b7 [söylemiştim çetrefilleşeceğini burada küçük m harfi "m" 1-3 sesler arasının minör olduğunu belirtiyor. 1-7 arası ise beklediğimiz gibi dominant 7li = b7)


    m9 1-b3-5-b7-9 [9ludaki 1-3 yerine 1-b3 geliyor]


    m11 1-b3-5-b7-9-11 [dikkat ederseniz bunda b3 çalınmaması diye bir gereklilik yok]

    m13 1-b3-5-b7-9-11-13 [dikkat ederseniz bunda b3 çalınmaması diye bir gereklilik yok]


    6/9 1-3-5-6-9 [ahanda caz dışında pek rastlamayacağınız bir akor. Yürüyüşünüzü keyifli hale getirir üzerindekli seslerle yine de, çalan gitaristi az bulursunuz (hepimizin bildiği gibi gitaristlerin asıl görevi minör pentatonik üzerinde gezinmektir, armoni falan da neymiş :P ) ]


    6 1-3-5-6 [bu akoru iyi incelerseniz ilgili minörün seslerini de içinde barındırdığını görebilirsiniz]


    m6 1-b3-5-6 [minör altılı 1-b3]


    m(Ma7) 1-b3-5-7 [minörle majör yan yana ama artık anlıyorsunuz ne demek istendiğini, umarım]


    sus4 1-4-5 [smellsin ritm gitarını bilmeyen var mı?]


    7sus4 1-4-5-b7 [bundan sonrakiler üzerine geyik beni de biraz aşar, elimde gitar da yok]

    9sus4 1-4-5-b7-9
    7b9 1-3-5-b7-b9
    7#9 1-3-5-b7-#9
    7b13 1-3-5-b7-9-b13
    7b9b13 1-3-5-b7-b9-b13
    7b5 1-3-b5-b7

    + 1-3-#5 aynı zamanda aug. ve artık olarak da bilinir

    +7 1-3-#5-b7 artık yedili akor [bundan sonra kafanız iyice karışmış olmalı]

    o 1-b3-b5 eksilmiş: derece işareti gibi görünür
    o7 1-b3-b5-bb7 çift bemol 7'li elbette 6lıyla aynı notadır. [akordaki tüm nota aralıklarının eksiltilmiş olduğuna dikkat edin b3 b5 hatta b7 kesmeyince bb7, neden eksilmiş dediklerini fazla düşünmezsiniz böylece]

    1-b3-b5-b7 yukarıdaki işaret gibi ama ortasından bir slash geçer. Yarı eksilmiş akor olarak adlandırılır (üzgünüm bu sembolü mesajıma ekleyemiyorum) ○ (ya da ekleyebiliyorum soldaki simgeyi görüyorsanız)


    m7b5 1-b3-b5-b7 yarı eksilmişle aynı akor [bu akorun türk halk müziğini çok sesli hale getirken bir hile olarak kullanışlı olduğunu düşünüyorum ]
    .
    add 9 1-3-5-9

    sus2 1-2-5 (bu konuda yeni bir tartışma olduğunu biliyorum ama bu isimle gördüm ??? çeviriyi salladım burda)


    5 1-5 or 1-5-8 ünlü power chord . sadece birinci ve 5 ses. Aslında teknik olarak akor sayılmaz çünklü sadece iki notası vardır. [klasik armonide bunların bizim rockda yaptığımız gibi sürekli paralel hareket ettirilmesi pek yaygın sayılmazdı (hatta yasak gibiydi)]


    Daha fazlası olabilir, her zaman daha fazlası vardır. herşeyden önce caz çalmayı bekliyorsanız bunların hepsini bilmelisiniz. Bunları hiç düşünmeden bilmelisiniz, durup düşünmeniz gerekiyorsa onları yeterince iyi bilmiyorsunuz demektir. Tüm bu akorların parmaklamalarını bilmelisiniz, en azından bir parmaklama fakat iki daha iyi olacaktır [parmaklamalar hakkındaki geyiklere açığım, aykut]. Hiçbir açık tel içermeyen parmaklamaları (hareket edebilen parmaklamaları) bilmelizisiniz ve açık tel içeren parmaklamaları bilmelisiniz. Notaları herhangi bir sırada ve herhangi bir oktavda çalabilmelisiniz.

    Simandl bas metodu kitabın 2/3ü boyunca majör üçlüleri alıp bunları farklı sıralarda basın tüm erimini kullanarak karıştıran güzel bir alıştırma bulunduruyordu. Siz de diğer akor çeşitleri için benzer alıştırmalar üretmelisiniz. Ve tabi tüm bu şeyleri parmaklamak için farklı olanakları araştırmalısınız. Tabi ki şunları biliyoruz. 9=2, 11=4, 13=6. Unutmayın notaları asla sıra içinde çalmak zorunda değilsiniz.


    Akorlardaki tüm notaların isimlerini bilmeniz hoş olur, fakat onları önce basınız üzerinde bulabilmeniz biraz daha önemlidir. Farklı aralıkların nasıl sesler verdiğini bilmelisiniz.

    Şimdi akor notalarının dışında çalabileceğimiz diğer notalara geçelim. Genel olarak akor notaları arasındaki boşlukları scale/gam notaları ile "doldurabilirsiniz". akor notaları arasındaki boşlukları kromatik notalarla da doldurabilirsiniz. Tüm bunlar caz da olduğu kadar rock müzikte de çalışır [hatta pop/funk vesair de daha çok]. Caz yürüyen baslarında bir akoru diğerine bağlamayı amaçlarsınız. Bunu yapmak için bir akor notası, gam notası veya bir veya daha fazla kromatik nota kullanabilirsiniz. .
    Bu bir sonraki ders olacak. Orada farklı örnekler de vereceğim.
    Şimdi gamlara geldik. Blues gamları çalıyorsanız caz çalmıyorsunuz. Bunları rock riffleri oluşturmakta veya blues üzerine solo atmakta kullanın lütfen.
    Gamlar ve modların bir çok türü vardır. Jamey Aebersold'un eğitim materyalleri şu gam şu akorla gider yöntemi ihtiva ederler. Bu solistler için uygun bir yöntemdir. Bİrçok yaşlı caz müzisyeni bu yaklaşımdan nefret eder ve üslubunuzun akorlarla başlaması gerektiğinde ısrar eder. Ben arada bir yerlerdeyim.


    Akor notaları ,şe gam notaları arasındaki boşlukları doldurmaya başlarken normal majör notalar 2,4, ve 6 her zaman çalışmazlar. örneğin bir eksiltilmiş veya yarı eksiltilmiş akor üzerinde hiçbir şekilde çalışmazlar. Yarı eksilmiş akor üzerinde uygun gam genellikle bir locrian gamıdır, 1-b2-b3-4-b5-b6-b7.


    Dave'in [bu yazyı aldığiım yerden biri] bir 7b5 veya +7 akoru için tam ton gamı anlatımı doğru idi, fakat başka nota seçimleri de çalışabilecektir. Eksiltilmiş gam (diminished) çok hip[ karşılıoını bulamadım şimdi]bir gamdır. Michael Brecker hep bunu çalar (ve bunu John Coltrane'den almıştır). Bu gamı gerçekten bas partilerinde kullandığımı söyleyemem ama çok iyi bir solo gamıdır.

    şimdi normalde bunları derslerde öğretttiğimde bana para ödeniyor [ben de çeviri için para alıyorum bazen :P], bunları tamamen bedava olarak alıyorsunuz. Peki gitarınızı benim evimde yeniden kablolanmak için bırakmak nasıl olurdu? [esprileri çevirmek ölümcül ben de beceremiyorum zaten]
    Sonraki derste, modlar, gamlar ve bağlantı notaları üzerine daha kapsamlı olarak konuşacağım. Fakat önce akorlarınızı öğrenin!


    [yazım hataları için üzgünüm, ileride eski mesajları düzeltme hakkı verilirse düzeltmeye çalışırım,. Kabul etmem gerekir ki biraz orta düzey bir ders yukarıdaki, daha temel bilgileri bildiğimce ve dilim döndüğünce anlatmaya aşağıda devam etmeye çalışacağım].
  • aykuth • 26 Mayıs 2004 09:47 • #538108
    Gayri Resmi İlmek yenilendi: Bas Üzerine Terimler 1

    Madem soru hemen gelmedi en baştan başlayalım hemen kaynak vereyim bas için www.studyo24net in müzik sözlüğünden faydalandım

    Bas: : en kalın erkek sesi.

    Bas: kontrbasın (double bass/ upright bass) diğer adı, bas gitar için de kullanılır


    Bas: Gönderen: Murat 07.02.2004 04:10:55

    Mesajı: Grup müziğinin temel taşı, davuldan sonra ritm ve tempoyu götüren, davuldan bağımsız olarak melodik altyapıya katkı sağlayabilen, dört, beş ve altı telli versiyonları piyasada bulunabilen bir gitar çeşidi. "Falanca gruba eleman aranıyor" ilanlarının değişmez öznesi, ülkemizde ne işi yaradığı tam olarak idrak edilemeyen, bahtsız bir enstrüman

    Benim tanımlarım
    Bas: müziğin duvarları sarsan kısmı
    Bas: Ancak ritmi kaçırdığında veya ton dışı çaldığında fark edilen grup elemanı
    Bas: Solo attığında ninniden daha etkili olabilen nadide enstrüman
  • aykuth • 26 Mayıs 2004 09:59 • #538109
    Gayri Resmi İlmek yenilendi: Bas Gitar Üzerine Yazı Taslağı

    [alttaki yazı çok eksik, düzeltilmesi gereken yanlışlar ve hiç sevmediğim iddialı genellemeler içeriyor, daha sonra düzeltmek üzere yapıştırıyorum şimdilik, yazıda yapacağım düzenlemeleri de buraya yazmaya çalışırım.
    örneğim geezer butler, geddy lee, vs. eksik olabilir şimdilik, derslerimi çalışmaya başladım ama çok yavaş gidiyor, gördüğünüz çift nnler yazım denetiminde precisionn, entonasyonn gibi terimleri kaçırmak için kasıtlı yapılmıştır forumun ayarlarıyla oynamayın]

    Giriş
    Yazacak öyle çok şey var ki toparlamakta zorlanabilirim. yazdıklarımı okuyanlar bunu biliyorlardır zaten (toparlamakta zorlandığımı). Kendisi benim ana enstrümanım (pek iyi çalamasam da).

    Hemen yazıya başlarken bir konuyu belirteyim; kendimi bu konuda bir usta olarak görmediğimi daha önce birçok yerde söyledim. Bu ve takip eden yazılar hemen alıp defterinize yazacağınız doğruları değil bas hakkındaki bilgi denizinden benim öznel bir şekilde süzdüğüm bir kova tuzlu su yalnız. Bu suyun içindeki çakıl taşlarını ayıklamanız hoşuma gider ve hatam varsa onlardan kaçmaktansa düzeltmek işime gelir.


    4 Telli olarak ortaya çıkmış, şimdi 12 tellisine kadar gördüğüm bir enstrüman bas gitar. En önemli çıkış amacı, belki de taşınması ve sesinin yükseltilmesi çok güç olan dik basa (kontrbas pek sevmediğim bir terim) alternatif olmak olabilir.


    Kaynaklar
    http://www.rodgoelz.com/electricbasshistory.htm (geçmiş kısmı için buradan faydalandım, ingilizceniz yeterliyse bu kaynağı okumanızı şiddetle öneririm)
    Kafamdaki eklektik ayrıntı yumağı


    Geçmişi
    1936 civarında ilk örnekleri ortaya çıktıysa da, ticari olarak başarılı olmuş ve müzisyenler tarafından kabul görmüş ilk bas leo fender tarafından (1951) ortaya çıkarılmış Fender Precisionn. 2004’te olduğumuz düşünülürse burada birkaç satırla bas tarihini anlatamayacağım kolaylıkla anlaşılabilir. Ama kimi satırbaşları, bazı önemli isimler için tam da sırası.

    Kullanan önemli isimlerden belki de ilki Monk Montgomery. Çalım tarzı günümüzdekinden oldukça farklıymış. Baş parmağıyla ve sürekli aşağı yönlü vuruşlarla çalmış ve dik basta çaldığı tarza benzer çalmış. Caz sahnesinde bas gitarın yayılmasının sorumlularından.

    Lakin caz tarihi gibi tehlikeli bir konuya girmekten kaçınıp devam etmeliyim. Adını hemen belirtmemiz gerekenlerden biri de james jamerson. 1961'den sonra çalmaya başladığı bas gitarla sanırım şimdiki basçıların tamamının önünü açmış. Motown şirketini (aslında bir akım adı da olmuş sonradan) duymuş olabilirsiniz, duymadıysanız not etmenizde yarar var. Bu dönemden alınacak bilgiler öyle çok ve yoğun ki dokunup geçmek bile benim gibi bir gevezenin bir iki sayfasını alır. Funk Brothersla kayıtlarına ulaşmaya çalışın ve bas gitarın bir enstrüman olarak saygınlık kazanmasında nasıl rol oynadığını izleyin.

    Yılları devirirken bası ve günümüz ‘garaj” gruplarını tetikleyen patlamayı gözleyelim. Rock tarihinin vazgeçilmezi Beatles’a. Sayısız hitleri, müzik yaşantıları boyunca değişen, gelişen müzikleriyle müzik tarihini sallayıp yuvarlayan İngilizlere. Paul McCartney’in basa popülerlik ve müzikalite olarak ekledikleri anlamanın en iyi birkaç parçalarını çalmak aslında. Çeşitli dönemlerinden parçalar çalarak (çalarken düşünmeyi unutmayın ama, eğlenmeyi ve groove’uda) öğreneceğiniz çoğu şeyi ben burada kelimelerle anlatamam zaten. Kendi deneyimlerimden ufak notlar. Davulla uyum, birlikte çalınan beşlilerle armoniyi desteklemek, basınızla grubun boş bıraktığı yerlere gelen melodiler, minimal ve böylelikle müzikal çalım. Beatles plaklarını baslarına dikkat ederek bir daha dinlemek neredeyse kaçamayacağım bir ödev gibi benim için. Hem unutmayın bunları yaparak yıldız oluyorsunuz. :P Basın sadece parmakla çalınması gerektiğini düşünenlere (varsa) ufak bir not, Paul’da birçok başka iyi basçı gibi pena kullanıyordu o leziz viyola basını çalarken.

    Carol Kaye’dense alıntıyla bahsedeyim.
    “Şöyle düşünün: 50’lerin sonlarından 70lerin başına kadar Carol kayıt işindeydi. Günde 16-20 şarkı, yaklaşık 40.000 şarkı, sayısız 1 numara hiti ve halen çalınan parçalar üretmiş 10.000 kayıt tarihinin parçasıydı. The Doors, The Turtles, The Mamas & The Papas, The Byrds, Crosby Stills & Nash, Buffalo Springfield, Harry Nilsson, The Monkees ve Frank Zappa gibi kurulu ve başarılı birçok müzik grubu kariyerlerini oluşturacak parçalar için Carol Kaye vb. yetenekli müzisyenlerin temiz kayıtlarına yaslandılar. Carol ve birçok diğer stüdyo müzisyeni Amerikan müziğinin şekillenmesinde çok önemli bir paya sahip oldular...” (yoksa ismail soyberk’i mi hatırladınız)

    Elbette bu dönemlerde bahsedilecek bir çok basçı daha var, günümüzdeki çalım biçimini şekillendiren. Ama bas gitar tarihinin her köşesini anlatmayacağım. Meraklılar için internet tükenmez bir kaynak. Bİz devam edelim.

    Sonra sıra funk’ta. Ama bilmediğim çoğu şeyden kaçındığım gibi bundan da kaçınıyorum burada. Yine de basçı olmak istiyorsanız sizin kaçınamayacağınız bir tür funk. Ben de basçı olmaya çalışma serüvenimin bu noktalarındayım sanırım, kim bilir belki 2005’te bu konuda bir şeyler yazabileceğime inanır şişiririm kafanızı.Üç grup ismi: Tower of power, James Brown, Sly & the Family Stones. Hmm. Belki de bir sene yetmeyecek yeterince çalışmaya. (küçük bilgi: Sly & the Family Stones grubunun basçıdır slap çalım tarzını oluşturan: Larry Graham. )


    70lerle beraber müzik biraz daha değişir. Gelinen nokta benim de dönüp dolaşıp takıldığım yer aslında. Gruplar ve müzikleri kendi adlarına konuşur zaten . Cream, Santana, The Byrds, The Doors, The Grateful Dead, Led Zeppelin and Black Sabbath. İlk aktif basla (alembic, stanley clarke’ı harika basıyla kesin görmüşsünüzdür bir yerlerde) bu dönemde karşılaşırız, fusionn ortaya çıkar, roundwound teller yaygınlaşır, artık rock müziğinde de emprovizasyonn görülür. Ama bas gitarda asıl devrim kapıdadır, Jaco Pastorius. Basın artık solo bir müzik aleti olarak da diğerlerinden eksik kalmadığını cümle aleme gösterir Jaco. Kısacık yaşamıyla bas gitar çalımını eni konu değiştirmeyi başarır. Ama sadece bir virtuoz değil iyi bir ritm çalıcısıdır da Jaco. Bu yüzden sanırım kayıtları, çoğu basçının başucunda yer alır.

    Bu yazının bitmeyeceğinden korkmanın zamanı geldi sanırım. Çoğu şeyi eksik bırakarak bir iki şeye dokunayım yalnız . Basın geçmişine bakarken Punk es geçilmemeli. Clashin o çatırtılı baslarını nasıl olsa bir yerlerde yine duyacaksınız. Punk bası çalmayı (çoğunun naif basitliğine rağmen) keyifli bulduğumu da söylemeliyim.

    80’ler rock müziğin biraz kuluçkada sayılabileceği bir dönem. Hard Rockta basçıların ne denli büyük bir rol aldıkları tartışmaya açık bir konu. Ama yine de bir kuşağın iyi müzisyen yetiştirmemiş olması az rastlanır bir şey olurdu şu listeye bir baksanıza.
    Geddy Lee (Rush, gerçi 70lerden de sayılabilir);
    Billy Sheehan (Talas, David Lee Roth, Mr. Big; son dönemde canavarından çıkardığı sesler hiç hoşuma gitmese de, becerisi, yeteneği kendiniş gösteren)
    Steve Harris (Iron Maiden, fender precisionıyla metalin ustalarından);
    Cliff Burton ( Metallica, mustaine’le birlikte (tamam bu tartışılabilir) metallica’nın bir üst seviye yeteneklerinden (ama bunu tartışmam) metalin yüksek sesli gitarlarının arasından kendi basıyla ortaysa çıkabilen adam )

    80lerde kariyerlerine başlayan bir iki önemli isim daha bulalım mı? Örneğin: Bas virtüozleri Victor Wooten, Michael Manring and John Patitucci, ve daha poüler müzikten Les Claypoool (Primus), ve hatta Flea(RHCP).

    Kişi isimlerine son ek olarak Marcus Miller demeliyim aslında ama nerede demem gerekirdi unuttum. Bastaki ustalığıyla (ve gerçekten özel slap çalışıyla) buralarda bir yerde bahsedilmeli.

    Geçmişi bir alıntıyla noktalayalım (gerçi şu anki haliyle neredeyse tüm bölüm alıntı ya)

    “Burada vurguladığım tüm bu basçılar elektro basta kendi müzikal dillerini oluşturmuşlardır – hepsi şu anda elektro bass çalımında yaygın olan fikirlere öncülük etmişlerdir. Monk Montgomery’nin bas yürüyüşlerinden, James Jamerson’ın melodik ustalığına; Paul McCartney ve Carol Kaye pop üslüplarından; Larry Grahamın slap keşiflerine ve Jaco Pastorius’un bas virtüozluğuna. Her biri basçının müzikal dilinin önemli bir parçasıdır”


    Son sözü ben söylemeye çalışayım bir de. Yukarıdaki eksik liste ve bilgiler size bir rehberlik bile etmekten uzak olsalar da güzel bir yolu işaret ediyorlar. Çaldığınız enstrümanın geçmişini bilmek size çok şey katacak. Dinlediğiniz her ustadan bir şeyler öğreneceksiniz. Bas çalmaya başlamanın en önemli öğlerinden biri yukarıdaki ve benzer basçıların yaptığı şeyleri özümsemektir. Davulla yekpare olmaya, bas partisinde melodikliğe ve lirizme, gerektiğinde funky çalmaya ve insanları dans ettirmeye, müziğinizi bir adım daha ilerletmeye, gerektiğinde bir solist de olabilmeye, kısacası grubun müziğinin tam ve doğru bir parçası olmaya giden yol sıkılsanız da sevseniz de buradan ‘da’ geçiyor.

    Dip: Bu kadar uzun yazmayı düşünmüyordum kesinlikle. Okuyanlara sabır.
    Dip 2: Yukarıda hatalar mı buldunuz (eksikler zaten var) yorumlarla düzeltebilirsiniz.


    Akort Sistemleri ve Bas Gitar Türleri

    Bas gitar 4 ila 12 telli olabilir. Fakat genellikle 4-5-6 telli olarak görürüz. Bunların geleneksel akortlanma şekli.

    4: E-A-D-G (Mi-la-Re-sol) (daha sonraki bir yazıda bu notalama sistemini anlatayım)
    5: E A D G C veya B E A D G (ikincisi daha yaygındır, birincisi daha çok bas gitarıyla akor da çalan veya solo çalanların tercih ettiği bir tel/akor seçimi). Aynı tellerle farklı akorttan bahsetmiyoruz. İki akort için farklı takım teller kullanılır.

    6: B E A D G C (Si Mi la re sol do)

    A (La) telinin 5 perdesinden itibaren (re notası/d teli de boşken bu sesi verir) normal akortlu bir gitarın ulaşamayacağı kadar bas seslere çıkar. Böylece dik basın doldurduğu sesleri, onun kadar ağır ve hantal olmadan doldurmayı başarır. Fakat yine de bu sesleri güzel biçimde çıkarabilmek için elektro gitardan daha uzun bir sapa ve daha ağır gövdeye sahip olması gerekmiştir. Tellerinin kalınlığı hakkında yorum yapmama sanırım gerek yok.

    Manyetikleri normal gitar manyetikleriyle aynı sisteme göre fakat bas frekanslara yanıtları daha iyi olacak şekilde tasarlanır. Tabi tel sayısına göre kutupları veya genişlikleri değişebilir.

    Perdeli, Perdesiz

    Bas gitarlar bir de manyetik ve üzerindeki kontroller yoluyla ikiye ayrılır. Aktif ve pasif olarak.

    Pasif: Manyetiklerden çıkan sinyal bas üzerinde güçlendirilmez. Ses sadece dirençler (potlar) ve kapasitörler (her ikisi de elektronik elemanlardır) aracılığıyla şekillendirilir. Bas aleminin bir kısmı (ben şimdilik bunlara dahilim) pasif gitarları tercih eder.

    Aktif: Burası biraz çetrefil. İki tür aktiflikten bahsedebiliriz. Aktif manyetikler (ki azdır böyle gitar, ayrıntılarına girmeyeceğim) veya gitarın üzerine eklenmiş bir elektronik devre aracılığyla manyetiklerden gelen sinyali şekillendirebilen gitarlar. Üzerlerinde daha fazla pot (hani şu çevirdiğimiz meretler var ya sesi, tonu değiştirmek için) bulunur. Bu enstrümanlar bir veya iki adet 9 voltluk pile ihtiyaç duyarlar. Seslerinin daha esnek (değişik tonlar elde edilmesi daha kolay) olduğu söylenir. Ayrıca gitarınızın üzerinde bas tiz ve orta (bu her gitarda bulunmaz ) frekansları ayarlayabilmeniz de bir başka artıdır (belki de değildir kim bilir :p). Pilleri arada bir değiştirmeniz iyi olur. Tabi bunu bittiği zamanlara denk getirmeniz daha da iyi.


    Aksam
    Şimdi gitarımızın aksamını biraz sayalım. Foto olsa daha kolay olabilirdi tabi.

    Gövde: Gitar ağaç tonunu belirleyen ana öğelerden biri. Hani şu gitarımızın boyalı, şekilli kısmı. Baslarda bildiğim en yaygın kasa şekilleri jazz, precisionn, f bass şekilleri ama rickenbacker, alembic, gibson vs. (sayılamayacak kadar çok) kendine özgü şekilleri olan baslar yapıyor. Örneğin ibanez ise bir dolu farklı şekillerde bas yapar. Bunları ağdan (web) aratarak fotolarını bulabilirsiniz.

    Sap: klavyenin de üzerinde bulunduğu, yine yapıldığı ağaç ağaç tonunu etkileyen, birçok gitarda klavye için üzerine farklı ve daha sert bir ağaç (gül ağacı ve abanoz en yaygınlarıdır, ama birçok gitarda da Akçaağaç üstü akçağaç sapla karşılaşırsınız, ki iyi bir kombinasyondur) eklenen kısmı. Perdeler üzerindedir. (tabi varlarsa) Gitarın ölçeğine göre uzunluğu ve perdeler arası uzaklık (perde genişliği) değişebilir. Yine üreticisine göre genişliği, eğim yarıçapı ve şekli de değişir. Kimi insanlar benim gibi fender precisionınki gibi görece kalın(çok daha kalınları vardır ortalıkta) ve geniş saplarından hoşlanırken. Bir çok müzisyen ibanezinkiler gibi ince ve "hızlı" klavyeleri tercih eder. Çeşitlerin çok olduğu ve basçının kişisel zevkine göre seçmesi gereken bir kısım.

    Headstock: türkçeye nasıl çevireceğimi bilemedim. Akort kulakları burada bulunur. Bununla ilgili söylenebilecek önemli bir nokta, fenderler gibi düz (arkaya doğru bir açı verilmemiş) olanlarında telleri takarken telinizin akort mekanizmasından ayrıldığı yerin mümkün olduğunca dibe yakın olması gerektiği. Böylece anlaşılmaz gürültülerden uzak durabilirsiniz. Bunu genelde siz seçmezsiniz. Severek aldığınız basınkini sever ya da ne yapalım gönül bu dersiniz.

    Manyetikler: mıknatıslar, bobinler (sarımlar), biraz metal ve (genellikle) plastik kutu. Üzerinde titreşen metal tellerin hareketini (titreşimini) elektrik sinyali haline getirirler. bunun teorisini bir gün anlatabilirim ama bugün o gün değil. Tellere yakınlığını yani yüksekliğini ayarlayabilirsiniz. ki bunlar gitarınızdan çıkan sesleri etkiler. Fazla yakın olması özellikle kalın tellerin manyetik alandan etkilenmesiyle sustain’lerini düşürebilir. Gitarın ağaçlardan kaynaklanmayan tonunu belirleyen ana öğelerden biridir. Precisionn, Jazz, P/J, Soapbox, Humbucker başlarda duyup da anlamayacağınız sözcükler. İlerleyen yıllarda yazabilirim belki üzerlerine.

    pickguard: gitarınızın yüzeyini pena darbelerine karşı korur, biraz dekoratif bir yanı da olduğu söylenebilir tabi. Her gitarda olmak zorunda değil. (washburnün, yamahanın bir çok modelinde yok örneğin), fenderlerinse neredeyse olmazsa olmazı.

    bridge: köprü: tellerin diğer ucunun tutunduğu yer. Farklı tipleri var ama anlatmaya gücüm/vaktim yetmeyecek. Gitarınızın entonasyonn (perdelere bastığınızda doğru frekansların çıkmasını sağlayan ayar) ayarlarının buradan yapılacağını, tel yüksekliği için de bir ayar bulunduğunu ekleyeyim. Metaldendir.

    ton kontrolleri: (Pasif) bir potansiyometre (değiştirilebilir direç) ve bir kapasitörden oluşur. Ayarına göre tiz/bas/orta frekansta sesleri süzme/süzmeme ayarı yapabilirsiniz.
    (aktif) devresini açıp incelemedim. Ama yukarıdakinden önemli bir farkı bazı aktif ton kontrollerinde bu sesleri yükseltebilirsiniz. Anladığınız üzere bir elektronik devre bulunur. Gövde üzerinde çevrilebilir düğmeler şeklindedirler. (çoklukla)


    Edevat
    Bas gitardan duyulabilir bir ses almak için genellikle manyetiklerinden çıkan sesi anfi aracılığyla yükseltmeniz gerekir. İyi bir bas tonu için bas gitar için özellikle ayarlanmış bir anfi ve kabin önerilir. Ayrı bir yazı gerekir anlatmak için, ayrı bir yazar da fena olmaz hani.
  • aykuth • 26 Mayıs 2004 12:08 • #538111
    Gayri Resmi İlmek yenilendi: Aralık Bilgisi

    Aralık: (interval) bir aya olduğu gibi iki nota arasındaki uzaklığa da verebileceğimiz isim.

    Yine önceki mesajda bahsettiğim yarım sesler olarak ölçmek en kolayı. Aralıklar, akorlar gibi, müzikteki ifade araçlarından biri bana göre. Bir notayı takip eden veya onunla aynı anda çalınan diğer notayla notanın kendisi arasındaki uzaklık müziğin (melodinin) ana öğelerinden biri.

    hatırlarsanız her bir yarım aralığı bir tire olarak gösteriyordum. Şimdi aralıkların örneklerine geçelim.

    [örnek aralıkların hangi notayla başlayacağını tahmin edin :))]

    Önemli Bİlgi: Daha önce söylemiş olabilirim bir kez daha tekrarlayayım. basınızdaki her perde yarım sese denk gelir. Sapta ileriye gittikçe (1,2,3 vs.) ses her perdede yarım ses incelir. (gövdeden uzaklaştıkça ses kalınlaşır)


    Önce Temel Aralıklar

    C - - D: İkili (second) iki yarım sesten oluştuğuna dikkat edin

    C - - D - - E : Majör Üçlü diye geçer daha çok) C(Do) E(mi) notaları arasında dört yarım ses bulunduğunu görürsünüz. Bir gamı majör veya minör yapan aralık o gamın başladığı nota (ki bu notaya kök notası deriz) ile üçüncü sesi arasındaki uzaklıktır. (bu konuda ileride yazacağım zaten)

    C - - D - Eb: minör üçlü. İşte burada ilk uygulamayı yapabiliriz. Majör üçlü ile minör üçlü arasındaki "his" farkını yakalamak için.

    Uyg 1: C E C E C E C E çalın. (hepsi aynı uzunlukta olsun notaların ve çok hızlı çalmayın) Bu notalar basınızda nerede mi.

    A Teli (3. Tel [teller alttan yukarı doğru numaralandırılır]) 3. Perde: C (do)

    D Teli (2. Tel) 2. Perde: E (mi)
    Yapacağınız tab notasyonunda şu

    2 1 2 1 2 1 2 1: bu satır hangi parmağınızla çalacağınızı gösteriyor. 1: işaret 2: Orta parmak
    ---------------
    --2---2---2---2
    3---3---3---3--
    ---------------

    Notaları Yerleştirirsek

    ---------------
    --E---E---E---E
    C---C---C---C--
    ---------------

    Bunu bir süre çaldıktan sonra minör üçlüyü deneyin yani C Eb C Eb C Eb C Eb
    3. Tel 3. Perde: A (la)
    2. Tel 1. Perde: Eb (mi bemol)

    4 1 4 1 4 1 4 1: 4: Serçe 1: İşaret
    ---------------
    --1---1---1---1
    3---3---3---3--
    ---------------

    Notaları Yerleştirirsek

    ---------------
    --Eb--Eb--Eb--Eb
    C---C---C---C--
    ---------------

    Basınız akort edilmişse aradaki uyumu ve duyguyu hissedeceksiniz (en azından aralarında bir fark hissedeceksiniz) Ve ileride akor bilginizle bu aralık bilgisinin ne denli örtüştüğünü anlayacaksınız.

    Bu alıştırmanın bir ikinci versiyonu olarak, bu kez notaları bir arada çalın. (çok da kolay bir şey değil istediğim, güzel sesler çıkartmak biraz zamanınızı alabilir)

    1 1 1 1: aynı anda iki parmağınız da basılı olmalı
    2 2 2 2:

    ---------
    2-2-2-2--
    3-3-3-3--
    ---------

    1 1 1 1: aynı anda iki parmağınız da basılı olmalı
    4 4 4 4:

    -------
    1-1-1-1
    3-3-3-3
    -------

    Bu alıştırmada uyguladığımız teknik basta çok kullanılan bir teknik değildir ama aralık bilgisi için gerekli gördüm.


    C--D--E-F: Dörtlü (Gördünüğüz gibi arada 5 yarım ses var.) Dörtlü üzerine belki modları anlatırsam biraz daha konuşuruz.

    C--D--E-F--G: Yine önemli aralıklardan biri. Rockta sık kullanılan power chorddaki aralık. Hem bir basçı, hem de bir gitarist için çok kullanılan bir aralık. Birçok parçada akorun kök notası ve beşlisini çalarak ortalama bir basçı olmak mümkün. Ne demek mi istedim. Örneğin gitarist C Majör çalıyor olsun. Ölçüye C ile başlayıp C/G varyasyonlarıyla davulcunuzun kros vuruşlarını takip etmeniz birçok müzik türünde görevinizi yerine getirmeniz için yeterli. Yine de beşli kullanımı abartılmamalı.


    C--D--E-F--G--A: Altılı arada 9 yarım ses var. A sesi C gamının altıncı sesi olduğu için bu adı alır.

    C--D--E-F--G--A--B: Anlatması garip aralık. Bu haline Majör yedili dendiğini, sadece yedili dendiğinde aşağıdaki (dominant)yediliyi anlamanız gerektiğini söylemeliyim.


    C--D--E-F--G--A-Bb: (dominant) yedili. Dominant parantez içinde çünkü sadece yedili dendiğinde de sıklıkla bu aralık anlaşılır. Modern caz armonisinde neredeyse her akorun bu aralığı (veya fonksiyonlarını) da içerdiğini söyleyip kapatayım. (özel olarak maj7 olarak belirtilmemişse)
  • aykuth • 26 Mayıs 2004 12:15 • #538112
    Gayri Resmi İlmek yenilendi: Bas Bilgisi

    neler ne kadar gerekli bize [düzeltmeye çalışıyor olsam da bazı tekrarlar ve hatalar var yazıların içinde farkettikçe söyleyebilirsiniz, sonuçta kitap yazmayacağım için pek önemsemiyorum ama kafa karıştırmak da istemem]


    1)Bas Gitar:
    Olmazsa olmazımız. Her ne kadar notaları veya parçaları öğrenirken klasik/elektro/akustik gitarımızın üst 4 telini de kullanabilsek de perde genişliği, sap uzunluğu, çıkan notaların frekansı gibi önemli öğeler farklı olduğundan doğru bir teknikle ve gerçekten bas gitar çalmak istiyorsak bir basa ihtiyacımız var.
    Ülkemizde babasından kalma bas gitarı olan az kişi olduğundan bas gitara başlarken bir tane alma gereği duyarız. Bas gitar almak üzerine başlı başına bir kitap yazılabileceğinden. (en azından benim gibi klavye gevezeleri tarafından) ilk bakışta aklıma gelen şeyleri yazacağım. Bas gitarın kısımlarını biraz anlatmıştım daha önce. Anlamadığınız kelime orada yoksa bana sorabilirsiniz. (Elbette bu üstünkörü bir anlatım. Bu konuda internette ingilizce olarak fazlasıyla kaynak bulabilirsiniz. buradakiler bir ön anlatım olabilir ancak.)

    Şimdi ayrıntılar

    - Sap

    Gitarı elinize aldığınızda (elinize alacak kadar beğendiyseniz elbette ilk bakışta, şunu da bazen çok kötü görünen gitarlar çok iyi olabilir, elinize almakta fayda var) BENCE ilk bakmanız gereken kısım. Sapın düz, hasarsız ve aşırı yıpranmamış olması gerekiyor. Boyalı/finished bir bassa (ki genellikle elimize alacağımız basların sapı boyalıdır/cilalıdır (ne derseniz işte türkçe finishin karşılığını bulamadım), şeffaf da olsa)
    bu boyayı kaybetmemiş olmasını tercih edin. Sap iki ana kısımdan meydana gelir. Bunlardan biri sapın asıl yükünü taşıyan ve baş parmağımızla yaslandığımız kısım ikincisi ise parmak uçlarımızla telleri üzerine doğru bastırdığımız klavye diye adlandırabileceğimiz kısım. Bazı gitarlarda bu ikisinin farklı renkte olduğunu görürsünüz. Sizi kazıklamak için sap ağacının üstü başka renge boyanmamışsa bu iki rengin anlamı iki farklı ağacın kullanıldığıdır. Ağaçlar ve tona etkileri üzerine ukalalık etmiycem burda. yeterli bilgim yok. Ama şunu bilin klavyedeki farklı ağaç sertliği ve/veya tona katkısı nedeniyle tercih edilmiştir. Şimdi kontrol etmemiz gerekenler
    a) Sap :
    ilk olarak çalabildiğiniz herhangi bir şeyi çalın. Klavvye üzerinde rahat mısınız? (hiç bir şey çalamıyorsanız, bunu atlayabilirsiniz)
    Gitarı kucağınıza alıp bir elinizle 1. diğeriyle 12. (veya daha ilerideki) perdeye basın. Telin gitar sapıyla arasındaki uzaklık değişiyorsa sap biraz fazla öne doğru kıvrık olabilir. Bunu (çok fazla değilse) truss rod ayarıyla düzeltmek mümkün olsa da tel gitar arasında abartılı bir açıklık varsa ayarla düzeltilemez. Fazla Vakit harcamayın bu gitarla. Gitarın sapı diğer tarafa da bükülmüş olabilir. bunu da gözlemleyebilirsiniz bu yöntemle. Ama daha rahat görmek için gitarın gövdesinden yukarı doğru (sapa paralel biçimde) bakın. Sapta göreceğiniz bir eğrilik, sap ayarına ihtiyacı olduğunu gösterir; eğrilik çok fazlaysa uzak durmanızı söylemiştim zaten. Eğrilik sapın sadece ufak bir kısmındaysa kesinlikle uzak durun, ayarla düzelmez. Yine sapta öne veya arkaya değil de kendi ekseni etrafında bir eğrilik görüyorsanız. Başka bir basa bakmaya başlayın. Saptaki diğer önemli aksamlar olan truss rod, nut, ve perdelere aşağıda geçeceğim. Son olarak. Gİtarın sapında veya sapla gövdenin birleştiği yerde çaltlaklar görüyorsanız (boyasında değilde tahtanın kendisinde) o gitarla büyük ihtimalle sorun yaşarsınız. Neden daha sonra karşınıza çıkacak daha az sorunlu bir gitarı beklemeyesiniz.


    - - Perdeler (varlarsa)
    Fazla Aşınmamış olmalılar. Ki bu aşınmayı yüksekliklerinin tellerin geldiği bölgelerde azalmasıyla kolaylıkla anlarsınız. Basitçe gitar çok özel ve perde değiştirmeye değecek bir şey değilse almayın. perde değiştirtmek ucuz bir işlem değildir. Gitarın tüm perdelerinde çalarak deneyin (çok güçl değil normalde çalacağınız gibi vurun tellere). Bu sayede telin gitar perdelerine çarpmasıyla oluşan buzz var mı yok mu kontrol edersiniz. Buzz varsa sapın düz olup olmadığını veya tellerin çok alçakta olup olmadığını kontrol edin.

    - - Truss Rod
    Bunu gitarı alırken denemeniz oldukça güç. Ama sıyrılıp sıyrılmadığını sahibine sorabilirsiniz. Bu metal çubuk sapı içerisindedir ve ayarlanmak yoluyla sapınızın biraz daha düz veya hafif bir yay şekli almasını sağlayabilir. Sıyrılmışsa (içindeki dişliler) bu ayarı yapamazsınız ve sapı düz tutmakta da zorlanacaktır.



    - Elektronik Aksam
    - - Manyetikler
    Gitardaki tüm manyetikleri ayrı ayrı çalıştırarak. (ayarlarını satan kişi biliyordur) tüm manyetiklerin çalışıp çalışmadığına (bazi gitarlarda ayrı ayrı çalıştırmak mümkün değil ama) bakın. Onlar olmadan anfinizden ses almanız mümkün değil. Gİtarının tonuna fazlasıyla etki ederler ama tondaki değişimi nasıl yazıyla anlatabilirim ki. Aşırı gürültülü, anlaşılmaz, dip gürültüsü fazlasıyla yüksek bir gitarı alırken iyice düşünün. Hoşlanmadığınız bir gitarı zaten almazsınız. Yalnız şunu söyleyebilirim, gitarın akustik (anfiye bağlanmadan) sesini beğendiyseniz manyetikleri daha sonra değiştirmek üzere gitarı alabilirsiniz. Ama iyi manyetiklerin çok da ucuz olmadıklarını söyleyebilirim.

    - - Potlar
    Gitarı anfiye bağladıktan sonra tüm potları sağa sola çevirerek sağlamlıklarını/temizliklerini kontrol edin. Çevirirken çıtırtılar veya daha yüksek gürültüler geliyorsa değişmeleri/temizlenmeleri gerekir. Bu da parayla yapılır. Satan kişiden buna karşılık ufak da olsa bir indirim koparabilirsiniz.

    - - Çıkış
    Kabloyu girdiğimiz, elektrik sinyalinin gitardan çıktığı nokta. Sağlam bir kabloyla anfiye bağladığınız gitarın bu kısmı kabloyu hafifçe salladığınızda gürültüler çıkarmamalı. Çıkarıyorsa aldıktan sonra değiştirmeni gerekecektir, ki bu da parayla yapılıyor.

    - Yapıldığı Malzeme
    Bu konuya girmeyeceğim. Ama maple/alder (akçaağaç/kızıl ağaç) bir gövdeye basswood(ıhlamur)dan daha fazla ödeyeceğinizi ve bunun anlamlı olduğunu söyleyim. (bu inanılmaz uzun bir konu ve benim anlatmam mümkün değil pek)

    - Köprü
    Tel yükseklikleri ve entonasyonn ayarları buradan yapılır. Bunun için buradaki herşeyin iyi durumda ve hareket edebilir olması gereklidir. Elinizde tornavida ve alyan olmasa da gözünüzle bu kısımlara bakmanız hoş olur. Çok ucuz bir basta ayarlı olmayan köprü görebilirsiniz (ya da ayarlardan sadece biri olabilir) almanızı önermem.
    Yükseklik ayarı tele dik iki alyan başlı vida aracılığıla. Entonasyonn ayarı ise telle aynı eksende gövdeye paralel bir vida aracılığıyla yapılır.


    - Akort Kulakları
    Telleri bir iki kez gevşetin sonra sıkın. Kulaklar çok gevşekse, yerlerinde sallanıyorlarsa değiştirmeniz gerekebilir.

    - nut: aslında bunda söylenecek fazla bir şey yok. Sapın akort kulaklarının olduğu kısımdaki sonunda yer alır. Teller bunun üzerinden akort yerlerine giderler. Haliyle Kırık olmamalı.

    - boya Büyük boyutlardaki kazıntılar, kabarma ve dökülme hayra alamet sayılmaz. İkinci el alıyorsanız çizikler, vurma izleri kaçınılmazdır. Ama boyasında büyük çatlaklar olan bir gitarı almak istemezdim doğrusu.

    Son olarak gitarın tahtasında çatlamalar olmamalı ve su almış olduğu şüphesi varsa alırken dikkat edilmeli. Askıyla ayakta çalmayı denemeniz böylece dengede rahatlıkla kalıp kalamadığını öğrenmeniz de hoş olur. Elbette gitarın sesini, çalma rahatlığını beğenmelisiniz. Görüntü her ne kadar ikinci planda kalsa da çalmaktan mutlu olamayacağınız bir gitarı almayın. Gitarın ağırlığı da belinden problemi olabilecekler veya güçsüz olduklarını düşünenler için önemli. Bas gitarlar pek hafif nesneler değillerdir. Alacağınız bası kendiniz denemeye çalışın. Sadece bum bum bum çalabiliyorsanız sadece onu çalın. Ama yanınızda bas veya electro gitar çalan tecrübeli birini götürün. Bu kişinin alışverişte de tecrübeli olması yararınıza. Ölü fiyatına gitar alıyorsanız bu gitarın ölü olma ihtimali çok yüksektir. Paraya ihtiyacı olan müzisyenlerin iyi gitarlarını ölü fiyatına almaya çalışmayın. Ama sizi kazıklamaya çalışan bir tüccara kanmamak için elinizden geleni yapın. Gİtarlar hakkında üretilen efsanelere çok kanmayın. Gerçekten çok iddialıysa satan seri numarası ve model alın internette iddianın gerçekliğini araştırabilirsiniz.

    2) Taşımak için Kılıf, bir de askı (başlarda ikisi de en ucuzundan olabilir, ama pahalı bir gitarınızı varsa askı ve kılıf/hardcaseinde iyisinden olması hoş olur
    3) Bas gitar anfisi (iyi bir kombo , kafa kabin, preanfi power anfi kabin hoş alternatifler)
    4)kablolar (mümkün olduğunca iyisinden, ama kopukluğu yoksa kötüsü de kendi kendinize çalışırken hoş olur)
    5) Gitarımız aktifse 9 voltluk bir veya iki pil
    6) tuner (işlerinizi çok kolaylaştıracaktır ama elzem değil, bilgisayarınız varsa bir dolu program çıktı bu işi yapan)
    7) Metronom (basçı için çokca gerekli bence)
    8) kullanacaksanız pena.
    9) en azından idare edecek teller

    [artık düzeltme ve ekleme yapabildiğimden bu yazıyı genişletebilmeyi umuyorum]
  • aykuth • 26 Mayıs 2004 12:17 • #538113
    Gayri Resmi İlmek yenilendi: Faydalı Basçılar

    Dinleme listesi deyip altına hiçbir şey dememişiz. Bir iki isim sıralayayım şimdilik sadece. bu seferlik bası solo enstruman olarak kullananlardan seçtim. En iyi basçılar listesi değil elbette aşağıdaki. (ki böyle bir liste kan çıkmadan yapılabilir mi bilmiyorum :p) [birara rodgoelzden çaldığım 150 essential bassists listesini de ekleyeceğim buralara, hazırlıklı olun]

    Jaco Pastorius : ne edesem az kalacak açıklamak için. Üç J'den biri. (Jimi Hendrix, Janis Joplin, Jaco Pastorius) dinlemek enstrumanınızda yapılacak ne çok şey olduğunu gösterecek. Basın sihrinin bir başka yüzü diyebilirim.

    John Patitucci
    Victor Vooten
    Billy Sheenan: (sevmem basının (adını unuttum şimdi) sesini, ama çalış tekniği kesinlikle dikkate değer.
    Stuart Hamm


    [edit] sanırım uzun bir liste geliyor 150 ESSENTIAL ELECTRIC BASS PLAYERS

    Monk Montgomery
    Dave Myers
    Brian Wilson
    James Jamerson
    Bob Babbitt
    John Paul Jones
    Paul McCartney
    Bill Wyman
    John McVie
    Jack Bruce
    Paul Samwell-Smith
    John Entwistle
    Noel Redding
    Peter Quaif
    Roger Waters
    Chas Chandler
    Noel Redding
    Ron Wood
    Geezer Butler
    Roger Glover
    Chris Squier
    Tim Bogart
    Phil Lesh
    David Brown
    Jack Cassady
    Peter Albin
    Bernard Odum
    "Sweet" Charles Sherell
    Jim Fielder
    Peter Cetera
    Harvey Brooks
    Rocco Prestia
    Larry Graham
    Paul Jackson
    Bobby Vega
    Bootsy Collins
    Louis Johnson
    George Porter Jr
    Melvin Gibbs
    Robert "Kool" Bell
    Rick Finch
    Billy "Bass" Nelson
    Kim Stone
    Bernard Edwards
    Daryl Jones
    Verdine White
    Robert Trujillo
    Juan Nelson
    Jonathan Maron
    Carol Kaye
    Joe Osborn
    Lee Sklar
    Jerry Scheff
    Max Bennett
    Willie Weeks
    David Hungate
    Nathan East
    "Steady" Freddie Washington
    Abraham Laboriel
    Neil Stubenhaus
    Hutch Hutchinson
    Bob Glaub
    Chuck Rainey
    Anthony Jackson
    Jerry Jemmott
    Will Lee
    T-Bone Wolk
    Neil Jason
    Marcus Miller
    Tom Barney
    Duck Dunn
    Tommy Cogbill
    Mike Leech
    David Hood
    Michael Rhodes
    Dave Pomeroy
    Tommy Shannon
    Johnny B. Gaydon
    Randy Jo Hobbs
    Roscoe Beck
    Jaco Pastorius
    Stanley Clarke
    Alphonso Johnson
    Ralphe Armstrong
    Steve Swallow
    Mark Egan
    Jimmy Haslip
    Victor Bailey
    Stuart Hamm
    Dave LaRue
    Andy West
    Michael Manring
    Victor Wooten
    Brian Bromberg
    Mathew Garrison
    Michael Henderson
    Rick Laird
    Wilbur Bascomb
    Phil Chen
    Jeff Berlin
    John Patitucci
    Lincoln Goines
    Richard Bona
    Alain Caron
    Gary Willis
    Percy Jones
    Oteil Burbridge
    Greg Rzab
    John Deacon
    Dusty Hill
    Lemmy Kilminster
    Roy Estrada
    Kenny Gradney
    Tom Hamilton
    Gene Simmons
    Billy Sheehan
    Cliff Williams
    Michael Anthony
    Berry Oakley
    Geddy Lee
    Steve Harris
    Cliff Burton
    Jason Newsted
    John Wetton
    Glen Matlock
    Dee Dee Ramone
    Tina Weymouth
    "Sonic" Fred Smith
    Paul Simonon
    Aston "Family Man" Barrett
    Robbie Shakespeare
    Sting
    Graham Maby
    Tony Levin
    Pino Palladino
    Doug Wimbish
    Bakithi Kumal
    Mick Karn
    Mark King
    Flea
    Jeff Ament
    Robert DeLeo
    Tony Kanal
    Mike Gordon
    Bobby Sheehan
    Allen Woody
    Les Claypool
    P-Nut
    Dave Schools
    Me’Shell NdegéOcello



    60 ACOUSTIC DOUBLE-BASS PLAYERS

    Giovanni Bottesini
    Pops Foster
    Bill Johnson
    Milt Hinton
    Walter Page
    Wellman Braud
    Jimmie Blanton
    Oscar Pettiford
    Slam Stewart
    Arvell Shaw
    Tommy Potter
    Ray Brown
    Paul Chambers
    Percy Heath
    Charles Mingus
    Red Mitchell
    Willie Dixon
    Bill Black
    Israel "Cachao" López
    Bob Moore
    Jimmy Garrison
    Reggie Workman
    Sam Jones
    Art Davis
    Gary Peacock
    Charlie Haden
    Scott LaFaro
    James Jamerson
    Eddie Gomez
    Ron Carter
    Dave Holland
    Jun**r Huskey
    Charlie Haden
    Gary Peacock
    Niels-Henning Ørsted Pedersen
    George Mraz
    Michael Moore
    Rufus Reid
    Glen Moore
    Miroslav Vitous
    John Patitucci
    Stanley Clarke
    Harvie Swartz
    Steve Rodby
    Marc Johnson
    Avery Sharpe
    John Goldsby
    Reginald Veal
    Christian McBride
    Robert Hurst
    Lonnie Plaxico
    James Genus
    Scott Colley
    Chris Wood
    Avishai Cohen
    Edgar Meyer
    Roy Huskey Jr.
    Dave Roe
    Lee Rocker
    Mark Dresser

    kaynak www.rodgoelz.com

    [/edit]
  • aykuth • 26 Mayıs 2004 12:25 • #538114
    Gayri Resmi İlmek yenilendi: Bas Üzerine VCD

    Elimde böyle vcdler (3/4 tane) var ve bunların birer kopyasını da aldım. İstanbuldan gönüllü arkadaşlara bir kısmı performans ikisi ise slapping ve tapping üzerine bu vcdlerden yollayacağım. Tabi bana adres gerektiğinin farkına varmıştır birileri. (petevenegondi nerede)

    Elimdeki vcdler (hatırladığı kadarıyla)

    1)Bass day 97 (Billy Sheehan'ın geyiğiyle süslü yarı eğitim yarı performans sayılabilecek tapping ve neck bendingle dolu vcd)

    2) Bass day 97'den bu sefer çeşitli ünlü basçıların performansları. Sadece basla (ve yer yer davulla) yapılan müziğin güzelliği

    3) Slap happy (adamın yine adını unuttum. Slap eğitim cdsi)

    4) Bass day 98 (farklı basçılardan performans)

    5)Bass extremes (victor wooten'ın yanında biri daha vardı ama ben de balık hafızası var)
  • aykuth • 26 Mayıs 2004 12:58 • #538115
    Gayri Resmi İlmek yenilendi: Bas Üzerine:

    Teller konusunda ayrıntılı bilgiler verecek donanımdan (ki bu para oluyor) yoksunum ne yazık ki. Yine de ufak bir bağlantı derlemesi ve yorum çevirisi düşünüyorum. [hala düşünüyorum :P]


    Yapı olarak iki tip telden bahsedebilirim [sanırım üçüncüsü de vardı half wound falan gibi bir şeydi ama affedin henüz onun hakkında bilgim yok şimdilik]

    1) Flatwound (Yassısarım)
    Yassı sarım, merkezdeki çekirdek üzerine yass bir şerit halindeki metalin sarılmasıyla elde edilen tel. (şu anda forumu takip eden kimsenin basında bu tellerden olduğunu sanmıyorum, belki şimdiye dek sessiz kalmış birilerinde vardır) Yuvarlak sarımların sesini parlak diye tanımlarsak bunların sesine biraz daha tok biraz daha dik basvari diyebiliriz. Yukarıdaki bas gitar tarihçesi denemesinde yazdım mı bilmiyorum ama bas gitarın ilk yıllarındaki tüm teller flatwound'du. Bu yüzden eskilerin bas tonunu yakalamak isteyenlerin kullanabileceği bir alternatif. perdesiz bas klavyesi dostu. (abanozdan bir klavyeniz yoksa elbet, abanoz oldukça sert ve dayanıklıdır)

    Bulmakta güçlük çekebilirsiniz, ama aradığınız 50-70 arası çalınan basların tonu ise denenebilirler. Genelde yuvarlak sarımlara göre az da olsa pahalı sayılabilirler. Çalımları kaydırmalar dışında yuvarlak sarımlardan az daha zor olabilir (esneklik azlığı). Ben şu anda precisionımda da buna geçebilir miyim diye düşünceler içindeyim.

    sesleri eskidikçe güzelleşir diye bir yorum vardır. Hatta james jamerson'ın bas tellerini neredeyse hiç değiştirmediği hakkında da bir efsane. Flatwound sesinden hoşlanıyorsanız ve sizi rahatsız etmeye başlamazlarsa çok uzun bir süre kullanabilirsiniz.


    2) Roundwound (yuvarlaksarım)

    Ellerim yorulmaya başladı ağır ağır. Kısa kesme ihtimalim yüksek. Daha parlak tonları, daha fazla orta ve tiz frekans gücü, üzerlerindeki sarımın yuvarlak bir telden oluşması, daha esnek olmalarıyla yassı sarımlardan ayrılırlar. (ve tabi bu ayrımların öznel olanları tartışmayaa açıktır)

    Bas çalmaya yeni başlıyorsanız, ilk tellerinizin çoğu yuvarlak sarım olacaktır. Yassı sarımlara göre bir dezavantajı ilk çalmaya başladığınızdaki yeni tel tonunu kısa bir süre sonra, taze telleden gelen güzelliği de en geç iki ay içinde (çok çalıyorsanız bu iki hafta da olabilir) yitirmeleridir. Normal insanın mali koşulları altında bu kadar sık tel değiştirmesi zor olduğundan bir süre eski de olsa kullanılabilirler. Ama yine de kayıt ve önemli performanslardan önce değiştirmek faydalı olabilir. Kişisel fikrim yuvarlak sarımların da yassı sarımlar gibi iyi bir karaktere sahip olduğu ve yassı sarımların yuvarlak sarımlarla karşılaştırılmasının pek adil olmadığı. Farklı yerler, gitarlar ve tonlar için çalışan iki tür. Es geçmeyin fırsatınız olduğunda erişebildiğiniz ve işe yaramaz olduğu konusunda güçlü duyumlarınız olmayan tüm telleri denemeye çalışın.




    Materyal olarak da bir ayrım yapmak istersek

    1)(sanırım steel core) Nickel Wound (nikel sarım)

    Daha yumuşak, esnek dokunuş, daha sıcak fakat biraz daha az parlak bir ses. çeliklere göre biraz daha işlenmiş bir ses.

    2)Steel Wound (çelik sarım)

    Daha sert, fakat oldukça parlak bir ses. nikellere göre biraz daha çiğ bir ses. Metal çalacağım bir grupta ilk tercihim olurlar sanırım. Nikellerden biraz daha fazla dayanırlar. Çok sıkışırsanız kaynatabilirsiniz de. (bu tel kaynatma olayına bir gün değineceğim elbet niye üstüme geliyorsunuz)


    3)Plastic Coated (Plastik kaplı, en ünlüsü elixirdir)

    çalmadım bilmem. Ama diğerlerine göre daha uzun süre dayandıklarını iddia ediyorlar. Seveni var. Özellikle kaplama dökülmeye başladığında ilginç görünüyorlarış. Bir de renkli tel istiyorsanız tek alternatif.



    Kendi deneyimlerim
    Şu an Daddariomarka slowounds takılı fenderimin üzerinde. Nickel wound olarak fena bir seçim sayılmayabilir ama kısa zamanda sesinde düşme (benim gibi az bas çalan biri için neredeyse bir buçuk ayı buldu) yaşanıyor. Zaten nikel sarımların biraz daha az iyi durumda kalındığı söylenmekte. Ama hem round wound istiyorsan hem de perdelerin daha az aşınması kaygın varsa (bu bilgi yanlış olabilir, ama nikelin çelikten saha yumuşak olduğu varsayımıyla söylüyorum) slowoundlar veya başka bir nikel sarım tel düşünülebilir. Sanırım [bu çok büyük bir sanırım] sesleri çelik sarımlardan biraz daha ılık (warm) ve daha az mekanik olabilir. Yeterince tel değiştirmedim henüz bu kesin bilgi değil. Bİr kez olsun bu telleri denemenizi öneririm.

    19 Mayıs itibarıyle üzerinde thomastik infield jazz yassı sarımlarla perdesiz basımı aldım. (harika bir doğum günü hediyesiydi kendime verdiğim, basımı bakıma verdim ve tellerini değiştirttim) (yassı sarımlar perdesiz basın klavyesini yuvarlak sarımlara göre çok daha az aşındırır) Teller cilalı ve slayd (aynı tel üzerindeki bir notadan diğerine parmağınızı kaldırmadan götürdüğünüz bir çalım tekniği. Bazen ilk nota belli değildir sadece hedef notaya doğru içinizden geldiği miktarda kayarsınız) yapmak gerçekten keyif. Tellerin tonlarını çok deneyemesem de duyabildiğim kadarıyla tonlarında da hiç bir eksikleri yok. Fiyatları ise biraz olsun tuzlu bu takıma 37 dolar verdim. Ama değdi.


    Gevezelik

    her şeyden önemlisi tel seçimi müthiş öznel bir konu. Bİr başkasına sadece denemesi için öneride bulunabiliyor insan. Sonuçta ne yazık ki alıp denemek lazım. Takımı 25 dolardan başlayan telleri alıp denemek kimin harcı bilmem tabi.

    (uzun zamandan beri ilk güncelleme, arkasını getirmeye çalışacağım)